Ülkemizde Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Bu batılı Siyonist zihniyetin bir ürünüdür. Aslında ülkemizde terör sorunu var. Tabii terör sorununu Kürt sorununa AKP zihniyeti dönüştürdü. Bu ise batılı Siyonist zihniyetle işbirliği içerisinde olmanın doğal sonucudur.
Siz eğer, terör sorununu Kürt sorunu adı altında kamufle etmeye kalkarsanız, ülkeyi uçurumun kenarına getirirsiniz. Neticede sorun, büyümüş ve tabiri caizse ur halini almış olur. Eğer, Milli Görüş ağzıyla konuşup, Siyonistlerin formülüyle sorun çözmeye kalkarsanız, sorunlar yumağının bir sarmalı da siz olursunuz. Şu anki gelinen durumun özeti budur ve AKP bu noktada çamura saplanmıştır, üretebileceği bir çıkış formülü de ne yazık ki yoktur.
Ülkemizin asıl önemli problemi AKP’nin Milli Görüşçü gibi durmasıdır. Tabii bunun da nedeni AKP’lilerin önemli bir kısmının Milli Görüş kökeninden geliyor olmasıdır. Dolayısıyla gömleği çıkarmalarına rağmen Milli Görüş ağzıyla olayları yorumlayıp, Siyonistlerin dayattıkları formülle problemleri çözmeye çalışmalarıdır. Doğal olarak ne yaparlarsa yapsınlar sırtlarında şimdi hangi gömlek varsa onun gereğini yapıyorlar veya birileri yaptırtıyor.
İşe Milli Görüşçe başlamaları, Milleti kendilerine yaklaştırıyor. Millet o işin nasıl sonuçlandığını görmeden bir başka işe yine Milli Görüşçü söylemle başlıyorlar, fakat millet yine sonucu görmüyor. Çark böyle dönüp duruyor. Sonuçta onlar sırtlarındaki gömleğin gereğini yapmış oluyor, Millet de hep ümitvar bekleyip duruyor. “Ha oldu olacak, bu sefer tamamdır.” diyerek oyalanmaya devam ediyor.
Peki, AKP terör sorununu Kürt sorununa nasıl çevirdi? ... Planda terör sorununu çözmek vardı. Düşünce olarak Milli Görüşçü bir düşünceydi. Evet çözülmeliydi. Zira Kürtçe değişle ‘Em tew bırane.’ yani ‘Hepimiz kardeşiz.’ Ancak, onlar, Milli Görüş bakış açısıyla değil, sırtlarındaki Siyonist işbirlikçilerin giydirdikleri gömleğin gereğini yaptılar. Yani Siyonizm’in önerdiği formülü uygulamaya koyuldular.
Ne mi yaptılar? ... Öncelikle kılıf olarak birkaç uydurma isim denediler. Nihayet, ‘Çözüm Süreci’nde karar kıldılar. Meclisi bırakıp, kendilerince altmış üç akil adam buldular, güya onlar problemi çözecekti, olmadı. Onlarında birçoğu gidip, teröristlerin partisine oy verdiler. O zaman uyardık, “Bu böyle olmaz.” dedik, “Bu iş Meclis’te çözülür.” dedik. Olmadı, bu defa da meclise taşıdılar. Ancak, onu da beceremediler.
Peki, orada ne yaptılar? ... Teröristlerin siyasi uzantılarıyla masaya oturdular. Terörist başından soruna çözüm bulmasını istediler. Hahaha!.. Gülmemek elde değil, tabii içler acısı duruma... Eğer siz böyle saçma sapan bir çareye tevessül ederseniz, Kürt kardeşlerimiz de gider teröristlerin partisine oy verir. “Öyle ya Milli Görüş kökenli ve söylemli AKP’liler bunları dikkate aldıklarına göre bizim de oy vermemizde bir beis olmaz.” dediler. Bu durumda terörü Meclise daha da güçlü bir şekilde kim taşımış oluyor? ... Tabii ki AKP!
...
Her neyse, şimdi buradan yapacağım uyarıya; Türk, Kürt, Laz, Çerkez... kim olursa olsun, herkes, yani milletimiz iyi dikkat etsin! Esasen gammaz batılıların kırk sene evvel başımıza bela ettiği ve gelinen noktada AKP zihniyetinin yanlış stratejisi nedeniyle beslenip büyümüş olan terör sorunu, ancak Milli Görüş’ün gerçek temsilcisi Saadet Partisi tarafından çözülür.
Nasıl mı? ... Çok basit bir formül: ‘Em tew bırane.’ Geçtiğimiz Pazar günü Saadet Partisi’nin Ankara Arena’daki Aday tanıtım şölenindeki bir pankart. Kürtçe ‘Em tew bırane’ sloganı yazılı. Türkçesi ‘Hepimiz kardeşiz’ İşte bu Milli Görüşçe bir formüldür. Milli Görüş formülüyle sorunu kökünden halledersiniz. Tıpkı 54. Erbakan Hükümeti’nin yaptığı gibi. Araştıran görün.
Siz bu formülü ister Kürtçe, ‘Em tew bırane.’ ister Türkçe: ‘Hepimiz kardeşiz.’ ister İngilizce ‘We are all brothers’ ister Arapça: ‘كلنا إخوة’ ve isterse Çince ‘我們都是兄弟’ şeklinde yazın fark etmez. Yeter ki Siyonizm’in sinsi formülüyle çözmeyin!.. Yani kardeşlik mesajı verip, sonra da sinsice planlanan düşmanlık tuzağına düşmeyin!
Biliyorum, AKP’liler: “Sen şimdi bize hain mi demek istiyorsun?” diyecekler. Demiyorum ama: “Hainlerin ipiyle kuyuya iniyorsunuz, bedelini de Millet ödüyor, Ümmet ödüyor!..” diyorum. Bu kadar da hainlerin tuzağına düşmek olmaz ki kardeşim! Tabii siz de karşılığını burada olmasa da Ukba’da kesin göreceksiniz haberiniz ola!..
Uyarılmadık demeyin!
