banner102
 Başlığa bakıp kızacaksınız ama diyorum ki yazıyı okuduktan sonra kızsanız... Amacım elbette ki kimseyi itham etmek değil. Sadece biraz düşünmeye sevk edebilir miyim düşüncesindeyim.  İsterseniz yakın tarihten bir hadise anlatarak başlayalım.

Osmanlı Devleti’nin yıkılmasının temelinde dış borç yatmaktadır. Sultan Abdulmecit döneminde yapılan ilk dış borçlanma Kırım Harbi sırasında had safhaya ulaşıyor ve Sultan Abdulhamit zamanında ise ödenemez bir hâl alıyor.

Bunu fırsat bilen yahudiler, Teodor Herzl’i Sultan Abdulhamit’e göndererek Filistin’den toprak karşılığında bütün dış borçları kapatma taahhüdünde bulunuyorlar. Ret cevabını alınca da bu defa Osmanlı’yı yıkma ve Türkleri İslam’dan uzaklaştırma kararı alıyorlar.

Bunun için de Emenuel Karasso isindeki bir yahudi görevlendiriliyor. Emenuel Karasso, ilk iş olarak ismini Emin Karasu olarak değiştiriyor ve Selanik’te de İttihat Terakki Cemiyeti’ni kuruyor.

O dönem Sultan Abdulhamit, devletin kötü gidişatının önüne geçmek için 1908’de II. Meşrutiyet’i (Meclis’i Mebusan’ı) ilan etmiş ve yapılan seçimde 200 Müslüman ve 40 da gayrimüslim mebus seçilmiştir.

Bu süreçte Cemiyet, İttihat ve Terakki Fırkası (Birlik ve Kalkınma Partisi)’ni kuruyor. Devletin bekası için halka bu partinin kurtuluş kapısı olduğunu kabul ettirmeyi de başarıyor. Öyle ki bir çok Osmanlı aydını tezgâhı fark edemeyerek bu partiye üye oluyor.

Neticede Osmanlı Devleti yıkıldı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu. Cumhuriyetin İlk Partisi ise ‘Halk Fırkası’ adı altında Eylül 1923’de Atatürk tarafından kuruldu. Kasım 1924’te ismi ‘Cumhuriyet Halk Fırkası’ olarak değiştirildi ve 1935’te de ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ adını aldı’

Halk Fırkası, tamamen Kuvâ-yi Milliye şuuruyla kurulmuş ve fakat sonradan içine İttihat Terakki zihniyeti sızmıştı. Lozan Antlaşması’nda da parmağı olan bu zihniyet, milleti İslam’dan uzaklaştırma faaliyetlerini içten içe yürütmeyi de başarmıştı. 

Ancak, milletin bağrından çıkan inançlı evlatları, bir şekilde oynanan oyunu bozmayı başarabilmişlerdi. 1969’da Erbakan Hocamızın başlattığı Milli Görüş Harekâtı, yeniden bir uyanışa ve dirilişe vesile olmaya yetmişti.

Tabii İttihat Terakki zihniyeti de hiçbir zaman boş durmadı ve akla hayale gelmeyecek bin türlü entrika çevirdi. Nihayet, Milli Görüş’ün önünü kesmek için 2000’li yıllarda Milli Görüş’ten kopardığı Milletin evlatlarını kandırarak Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’yi kurdurdu.

İlk seçimlerde AKP’yi iktidara taşıyan bu zihniyet, Müslümanların eliyle İslam ülkelerini paramparça edip, Müslümanları birbirlerine kırdırmayı başardılar ve hâla da devam ediyorlar.

Evet, sevgili dostlar, sevgili milletim! Şimdi belki kızıyorsunuz ama maalesef bunlar bizim bir türlü görmek istemediğimiz gerçekler. Bugün dış politikamız 2004’te dayatılan BOP, ve iç politikamız da yine 2004’te imza attığımız Avrupa Birliği Anayasasına göre belirleniyor.

Biz, her birimiz, hangi görüşten olursak olalım hepimiz kardeşiz. Ancak Milli Görüş’ün dışındaki siyasi oluşumların içine ne yazık ki bu İttihat Terakki zihniyeti bir şekilde sızmış ve ne yazık ki borularını öttürmeye devam ediyorlar.

Bugün AKP’yi destekleyen her bir kardeşimin ne yazık ki Büyük Ortadoğu Projesi vesilesiyle akıtılan Müslüman kanında payı var. Çocukların aç, sefil ve yetim kalmasında, kadınların ırz ve namuslarının kirletilmesinde payı var.

Bugün faiz belasına müptela olmuş her bir insanımızın vebalinde AKP’ye destek vermiş kardeşimizin payı var. Kursağından domuz eti geçen her bir Müslüman’ın vebalinde payı var. Zina belasından nasibini almış her bir insanımızın vebalinde payı var.

Bugün ülkemiz borç batağının eşiğine gelmiştir. Bu gün ülkemiz bütün değerlerimizi yabancılara peşkeş çeken, topraklarımızı haraç-mezat yine yabancılara satan, ülkemizin dört bucağında kiliseler, havralar imar eden, bir zihniyet tarafından yönetiliyor. İşte bunların hepsinde AKP'ye destek veren kardeşlerimizn payı var.

Adalet ve Kalkınma Partisi bir Birlik ve Kalkınma Partisi zihniyetinin uzantısıdır ve kesinlikle İttihat ve terakki zihniyeti tarafından kurulmuştur. Kuranlar ise Milli Görüş’ten kopartılan Milletin evlatlarıdır. Destekleyenlerse yine aslen Milli Görüşçü ve fakat kandırılan Milletimizdir.

AKP zihniyeti budur ancak Milli Görüş hariç diğer siyasi oluşumlar da bundan kesinlikle farklı değildir. Çünkü AKP’nin bu konuma gelmesinde onların daha büyük payları var. AKP’nin önünü açmışlardır, biri olmazsa diğeri bir şekilde destek vermiş, yapacağını yapmasına yardımcı olmuşlardır. Tabii ki onlar da bir gün pişmanlığı tadacaklardır.

O oluşumlar içerisinde olan ve gönül veren, destek veren insanlarımızda elbette ki bu milletin evlatlarıdır. Aslında temelde herkes birer Milli Görüşçüdür. Ancak maalesef şimdilik durulan yer yanlıştır. Binilmiş olan tren işbirlikçi trenidir. Artık onun içinde istersen ben padişahım de, istersen şeriatı getirdim de fark etmez. Çünkü trenin gidiş istikameti hüsrandır.

İfademi mazur görün ne olur! Zaman başımızı kumdan çıkarma zamanıdır, ne olursa olsun, hepimizin bir an evvel Milli Görüş çatısı altında toplanmamızın zamanıdır... Bu elzemdir... İş işten geçmesine ramak kaldı. İş işten geçmeden uyanmak zamanıdır...

Haydi Ey Milletim!

Haydi Ey Milletim!..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90