banner102

Millet olarak kanunları, yasaları pek de araştırma alışkanlığımız yok. Yasa ve kanunlar önünde yükümlülüklerimiz, sorumluluklarımız, haklarımız nelerdir? Pek bilmeyiz. Bir anlamda ilgi kapsam alanımız dışında tutarız. Lazım mı oldu? ... Genellikle bir bilene danışırız. Tabii kanun, yasa, yönetmelik vs. denince de akla hep hukukçular gelir...

Bana öyle geliyor ki hukukçularda duruma göre sadece lazım olanlarla ilgileniyor, olmadıkça da kanunun, yasanın yanından geçmiyorlar. Bu aslında es geçilmememsi gereken başlı başına bir sorun.

Dilerseniz konuyu 22.4.1983’de TBMM’de kabul edilen ve günümüze kadar da muhtelif zamanlarda yama üstüne yama yapılan 2820 nolu Siyasi Partiler Kanunu’ndan bir örnekle açalım. Kanunun 1992’de değişiklikle son halini alan 96. Maddesi kullanılamayacak parti adları ve işaretlere açıklık getirmiş. ‘Kullanılamayacak’ ifadesinin altını çizmek istiyorum.

Kanun maddesi şu şekilde düzenlenmiş:

Kullanılamayacak parti adları ve işaretler:

Madde 96 –  (Değişik birinci fıkra: 19/6/1992-3821/8 md.)  Anayasa Mahkemesince temelli kapatılan veya siyasi parti siciline kayıtlı bulunan siyasi partilerin isimleri, amblemleri, rumuzları, rozetleri ve benzeri işaretleri aynen veya iltibasa mahal verecek şekilde başka bir siyasi partice kullanılmayacağı gibi, daha önce kurulmuş Türk devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak, amblem ve flamalar da siyasi partilerce kullanılmaz.

(Değişik: 19/6/1992-3821/8 md.)  Kurulacak siyasi partiler Anayasa Mahkemesince kapatılan siyasi partilerin devamı olduklarını beyan edemez ve böyle bir iddiada bulunamazlar.

Komünist,  anarşist,  faşist,  teokratik,  nasyonal sosyalist,  din,  dil,  ırk,  mezhep ve bölge adlarıyla veya aynı anlama gelen adlarla da siyasi partiler kurulamaz veya parti adında bu kelimeler kullanılamaz.

Şimdi Türkiye’deki mevcut partilerin bu kanunlara aykırılık teşkil eden durumlarını irdeleyelim.

Bir kere 12 Eylül 1980 ihtilaliyle kapatılan CHP ve MHP, 1993’te kanunda yapılan değişiklikle aynı isim ve amblemle yeniden kuruldular. Bunda bir sıkıntı yok.

Peki, nerede sıkıntı var? ...

Sıkıntı MHP’nin ambleminde!

Nasıl yani? ...

Bugün muhtelif yerlere tablo olarak astığımız Osmanlı Tuğrası’nda yerini almış ve hala Mehteran takımlarının da kullandığı üç hilalli Osmanlı sancağının aynısı olması.

Peki ya kanun ne diyor? ‘...daha önce kurulmuş Türk devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak, amblem ve flamalar da siyasi partilerce kullanılmaz.’

Aykırı mı? ... Evet aykırı.

Başka? ...

Mesela Bağımsız Türkiye Partisi’nin amblemi, MHP’nin uzantısı olduğu MÇP’nin amblemini andırıyor. DP’nin amblemi, Eski AP’nin amblemini çağrıştırıyor. Yani iltibasa mahal veriyor. Derine inildikçe bu örnekler daha da çoğaltılabilir...

Bütün bunlar ilgili mercilerce bilinçli olarak göz ardı ediliyor ya da önemsenmiyor olabilir. Ancak iş Milli Görüş partisi olan Saadet’e gelince değişiyor. Saadet Partisi kurulduğu dönemde parti kısaltmasını ‘SP’ olarak belirlemiş ve fakat Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanunun 96. maddesi gereği bu rumuzu kullanamayacağı uyarısında bulunmuştu. Gerekçesi ise ‘SP’nin takriben on yıl önce kapanmış olan Sosyalist Parti’nin kısaltması olduğuydu... Saygı duyarız.

Neyse biz yine kanuna dönelim.

Kanun der ki: ‘Komünist,  anarşist,  faşist,  teokratik,  nasyonal sosyalist,  din,  dil,  ırk,  mezhep ve bölge adlarıyla veya aynı anlama gelen adlarla da siyasi partiler kurulamaz veya parti adında bu kelimeler kullanılamaz.’

Bugün Türkiye’de isminde komünist olan ve bizzat komünizmi getirmeye çalışan iki tane parti var. Biri Komünist Parti, diğeri Türkiye Komünist Partisi... Ayrıca siyasi görüşü komünizm olan Halkın Kurtuluşu Partisi, Sosyalist görüşe sahip HAK-PAR, logosunda Sosyalist Parti yazan İşçilerin Sosyalist Partisi var. Bunlar, son genel seçimler dahil, hemen her seçime de katılıyorlar.

Tabii bir de HDP var ki kanunlara aykırılıkta neyi saymak lazım, zor. Ya da aykırı olmayan bir durumu var mı? ... ?

Kanunun 101. maddesindeki bütün cürümleri bünyesinde barındırıyor maazallah... Biz konunun daha fazla uzamaması adına bu maddeyi de olduğu gibi verip yazıyı bitirelim.

Madde 101 – (Değişik: 12/8/1999 - 4445/16 md.) Anayasa Mahkemesince bir siyasi parti hakkında kapatma kararı; a) Bir siyasi partinin tüzük ve programının Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olması, sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlaması, suç işlenmesini teşvik etmesi, b) Bir siyasi partinin, Anayasanın 68 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin işlendiği odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespiti, c) Bir siyasi partinin, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması, Hallerinde verilir.

Görünen o ki herkes kanunu, yasayı işine geldiği gibi yorumluyor. Daha da açıkçası kimse kanun manun takmıyor vesselam...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90