Türkiye’de gündem o kadar çabuk değişiyor ki, bırak takip etmeyi, deyim yerindeyse gazetelerin içeriklerini değil sadece manşetlerini okuyabiliyoruz. Yeni anayasa, kesintili on iki yıl, dindar nesil, derken kürtaj faciası. Hep böyle karamsar olacak değiliz ya, arada bir de göğsümüzü kabartacak gündemlerimizde oluyor. Gündem 10. Uluslar arası Türkçe olimpiyatları.
Gazetenin haberi aynen şöyle; Türkçe heyecanı başkenti sardı. 5 kıta ve 135 ülkeden gelen öğrenciler Anadolu da gönülleri fethediyor. Ankara 19 Mayıs stadyumunda gerçekleşen programa Ankaralılar akın etti. Devlet büyüklerinin de iştirak ettiği törende bir konuşma yapan spor bakanı Suat Kılıç ve Ankara Büyük şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, günün önemine işaret eden birer konuşma yaptılar. Ayni gazetenin iç sayfasında da bir başka haber. İçişleri bakanımız orduda Türkçe kültür şenliklerine katılmış ve gecenin finalinde şölene katılan öğrencilere çeşitli hediyeler verilirken, hep birlikte yeni bir dünya şarkısı söylediler(!).
Sayın bakanımız konuşmasına başlarken başbakanın selamını söyledi ve daha sonra ayni coşkunun Diyarbakır’da da yaşandığına dikkat çekerek bu statların böyle dolması Türkçenin barış, sevgi, kardeşlik ve gönül dili olarak insanlığı kuşatıcı atmosferi ortaya koyduğunu gördük, dedi. Dünyanın neresinde Türk Okulu ile karşılaşsak, oradaki çocukların çiçekleri ve merhabaları ile karşılaşıyoruz ve inanın hissettiklerimizi anlatmaya kelimelerimiz yetmiyor, diyor bakan Kılıç. Daha sonra büyük şehir belediye başkanımız da ayni heyecanla şunları söylüyor; Yurt dışında açılan bu okullarda görev yapan öğretmenlerin büyük fedakÜ¢rlıklarda bulunduklarını, O öğretmenlerin analarına ve maddi yardımda bulunanlara teşekkürlerimi sunuyorum diyor, Gökçek.
Üte yandan ordu kültür şölenine katılan İçişleri Bakanı İdris Naim şahin’in de törende yaptığı konuşmada, Türkçemiz artık bizim olduğu kadar dünya içinde çok önemli bir dil olmuştur, dedi.
Yurt dışından gelen öğrencilerle iş adamları İstanbul Hilton’ da da bir gece düzenlediler. Geceye Ekonomi Bakanı Zafer Üağlayan, TUSKON Başkanı Rıza Nur Meral, Türkçe olimpiyatları Komite Başkanı Prof. Mehmet Sağlam da davetliler arasında yer aldılar. Gecede bir konuşma yapan Prof. Sağlam ‘Üğretmenlerimiz mesleğine o kadar inanmışlar ki, sadece Türkçe öğretmekle kalmıyor aynı zamanda model oluyorlar’ dedi. Bence düğüm, Sağlam’ın bu sözünde. Çünkü geceye damgayı vuran, Teksaslı gençlerle Senegalli öğrencilerin Akdeniz oyunları parmak ısırtmış. Peki diğer ülkelerden gelen öğrenciler hangi marifetlerini sergilemiş biliyor musunuz? Azerbaycan’ dan Sebuhi’nin ellerini çekip benden, Belarus dan Nasya Sevdan olmasa, Mısırdan gelen 10 yaşındaki Üğrencinin de seslendirdiği Antepin hamamları, Medine Amer Ahmet çok istek alınca bu mısırlı yeniden sahneye çıkmak zorunda kalmış, ordudaki bakanın misafirleri de hep birlikte ordunun dereleri şarkısını söylemişlerdir.
Bunlar bir ülkenin tanınması için inkarı mümkün olmayan küçümsenmeyecek kadar güzel faaliyetler, turistik reklamlardır. Ancak bir milletin madden ve manen kalkınmasını mucizevi bir şekilde bu okullara yüklemeye kalkarsak, Müslümanlar olarak kendimizi inkar etmiş, gülünç duruma düşmüş oluruz. Çünkü her Müslüman bilir ki, maddi kalkınma çalışmakla, manevi kalkınma imanla olur. Rahmetli hocamız söylememiş miydi ‘İman var her şey var’
Bizleri idare eden devlet büyüklerinin ve cemaat önderlerinin gördüğü ve bizim göremediğimiz bir şeyler mi var acaba, bu okulların işlevi farklı da biz daha farklımı anlamak istiyoruz. İyi de bu devlet erkÜ¢nı da bizim istediklerimizi söylüyor. Bizim öğrencilerini gerek yurt dışına gerek ülkemizde televizyon programların da izlerken marifetlerinin şarkı ve türkü den öteye gitmediğini görüyoruz.
Oysa bize kırk yıldır öğretilenlerden anladığımız gerçek şu; dünyanın düzenini bozan iki önemli bela var. Birincisi maddi dengeyi bozan faiz, ikincisi manevi hayatımızı, neslimizi bozan ahlaksızlık olan zina. Rahmetli hocamız fiili olarak mücadeleye başlarken 1969 da önce ahlak ve maneviyat dedi. Kırk iki yıl sonra 2011 de hastane odasında yaptığı konuşmada da ayni kelimeleri tekrar etti ve öylece bu dünyadan ayrıldı.
şimdi gelelim esas konumuz olan Türk okullarına. şöyle düşünsek bu ülkelerdeki çocuklar ve halkın tamamı Türkçe öğrense ve Türkçe konuşsa, gerçekten dünyadaki mazlumların gözyaşı durur mu? Benim anlayamadığım yer burası!.
eleştirmek kolay. lideriniz erbakan hoca demiş ki. bir başbakan var bir de BAKAN lar var. sizde o hesap. kendiniz yapın ve istediğiniz eğitimi veriniz.