Görüşme yaptığımız 16 fırının 2 tanesi şube ve 3 fırıncının çeşitli nedenlerden dolayı görüşme yapmak istememesinden dolayı 11 fırıncıdan faaliyetleri konusunda bilgi aldık. Aldığımız bilgilerin ortak noktası GÖÇ sorunu oldu.

Her geçen yıl satışlarının azaldığını ifade eden fırıncılar, gerek ilçe nüfusunun, gerekse satışların azalmasından dolayı ortaya çıkan haksız rekabetin, kendilerini ekonomik olarak sıkıntıya soktuğunu dile getirerek, gidişatlarının iç açıcı olmadığını söylediler.

Yaz ve kış aylarında aynı personel ile çalışmak zorunda olduklarını ifade eden fırıncılar, kışın azalan nüfus nedeniyle kapasiteyi düşürmek zorunda kaldıklarını, bunun da masrafları karşılamadığını belirttiler.

Bu kadar nüfuslu ilçeye 16 fırının fazla olduğunu da dile getiren fırıncılar, yetkililerin ruhsat verirken ihtiyaca binaen ruhsat vermeleri halinde, gerek satış sıkıntısı gerekse haksız rekabet ortamının oluşmayacağını iddia ettiler.

Birebir görüşerek bilgi aldığımız 11 fırın işletmecisi, ekonomik durumlarını şu şekilde ifade etti:

Yavuz ULUSOY – Ulusoy Fırını

Fırıncılar olarak bizler, insanların ekmek ihtiyacını gidermek için gece gündüz çalışıyoruz. Bizim bu çalışma azmimizi, gerek un mamullerine yapılan zamlar, gerekse iş yapamayıp fiyat düşürenler maalesef kırmaktadır. Bu olumsuz durumun yetkililer tarafından bir an önce çözülmesi lazım.

Ayrıca fırıncılar olarak bize hijyenik olmamız için belge verdiler. Bu belgeleri öylesine mi verdiler ki doğru dürüst kontrol eden yok.  Sağlıklı ve kaliteli bir ekmek çıkartmamızın en büyük etkeni, yetkililer ve halkın nasıl bir ortamda ekmek yaptığımızı kontrol etmelerinden geçiyor.  Bu konuda bizler çok hassasiyet gösteriyoruz. Bizden ekmek alanlar gelsinler nasıl bir ortamda ekmeği ürettiğimizi kontrol etsinler. Buradan sizin aracılığınız ile bütün of halkına şunu ifade etmek istiyorum; Gelsinler bizi didik didik kontrol etsinler ve güvenerek ekmekleri alıp gönül rahatlığı ile yesinler.

Şafak KIRAN – Yöre Ekmek Fırını

Biz fırını 2005 yılında açtığımızda ilçe merkezinde 8 fırın vardı. O yıllarda ilçenin nüfusu bu güne oranla daha kalabalıktı. Fakat şimdi ters orantılı bir artış ile işlerimiz ister istemez bu orantısızlıktan dolayı azaldı. Bundan dolayı etkilensek te ekmeğimizi kaliteli yapma gayreti ile bu olumsuzluğu önlemeye çalışıyoruz.

Ayrıca biz fırıncılık işini bir sanatkârlık olarak görüp bu sanatı en güzel şekilde yapmaya gayret ediyoruz.  Birde yaptığımız yuvarlak ekşi ekmeğimizde, kalite konusunda iddialıyız.  Sonuç olarak; bizden kaynaklanmayan olumsuzlukları, bu sanata verdiğimiz önem ile azaltarak fırıncılığı devam ettiriyoruz.

Akif ÇELİK – REMAR Ekmek Fırını

2007 yılında başladığımız fırıncılık işine bütün olumsuzluklara rağmen devam etmeye çalışıyoruz.  Fakat olumsuzlukların artması bizim önümüzü görmememize sebep oluyor. İlçemizde istihdam alanlarının olmayışı nüfusun azalmasına sebep oluyor. Bu azalma ister istemez bütün esnafları etkilediği gibi en çok ta bizi etkiledi. Bu etkilenme maalesef her geçen gün daha da ileriye gidiyor. Kısaca Allah’a emanet gidiyoruz..

Fırıncılar olarak nüfus azalmasından etkilendiğimiz kadar haksız rekabetten de ister istemez etkileniyoruz. Bunun için gerek çalışma azmimizi gerekse müşteri memnuniyetini yüksek seviyede tutmaya gayret ediyoruz.

Mustafa ALARÇİN – Hekimoğlu Taş Fırını

Fırıncılığa başlayalı uzun zaman olmadı fakat gidişatın iyi olmadığını bu kısa zamanda hissedebiliyoruz.  İlçede ki fırın sayısına oranla maalesef nüfus yok, bu da bizi olumsuz etkiliyor.

Azalan nüfusa birde haksız rekabet eklenince önümüz daha fazla karanlıklaşmaya başladı. Birde bu rekabete katılanlar çoğalırsa 1 TL den satış yapma zorunluluğumuz olacak. Buda hiçbir fırıncı için iyi bir sonuç teşkil etmeyecektir. 

Ömer AKTAŞ – Durak Taş Fırını

Fırıncılık, halkın en önemli ihtiyacını gideren bir iş sektörüdür. Bu önemli işi gereksiz rekabetler ile değersiz hale getirmek kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Bundan dolayı bir an önce haksız rekabetlerin son bulması lazım. Zaten ilçe nüfusu sürekli azalıyor, un mamullerine, yakıta ve diğer sabit giderlerimize zamlar geliyor. Bunlar ile uğraşırken kendi kendimize çelme takmanın ne anlamı var?

Bizler halkın ihtiyacını gidermek için yola çıkmış hizmetkarlarız. Gece gündüz çalışarak bu ihtiyaçları giderirken yarışımızı kalite üzerinden yapalım. Yoksa fiyat düşürerek yarış yaparsak bu hiç kimseye fayda sağlamayacaktır.

Bu iş, düşmana karşı mücadele ederken, düşmanı bırakıp kendi kendimize mermi sıkmak gibidir.

Ahmet BAĞDATLI – Altınbaşak Ekmek Fırını

İlçenin nüfusu sürekli azalırken fırın sayısı neden artıyor anlamış değilim. Bu ilçenin kaldırabileceği belli bir fırın sayısı vardır, bunun yetkililer tarafından kontrol edilip ona göre ruhsat verilmesi gerekiyor. Gereksiz yere mevcut pastanın haksız yere bölünmesine neden müsaade ediliyor. Üstelik açılan fırınların bazı yerlerde yan yana olması haksız rekabeti de beraberinde tetikliyor. 

Haksız rekabet içinde yürütülecek fırıncılık, maalesef kalite seviyesini de düşürecektir. Bunun için yetkililerin fırınları kontrol etmesi ve gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığını sorgulaması gerektiğine inanıyorum.  Aksi halde önü alınamayacak sorunlar ile hepimiz baş başa kalacağız.

Yılmaz KARACA – Gözde Ekmek Fırını

Birçok iş sektörünün insan ile ilişkili olduğu gibi fırıncılık sektörü de birebir insan ile ilişkilidir. İlçemizin halkı göç vererek azaldığı zaman bu azalma bizim işi birebir etkileyecektir. Maalesef ilçemizde nüfus azalması olduğu için işlerimiz maalesef her geçen gün daha da kötüye gidiyor. 

Yaz aylarında biraz toparlanma dönemi yaşasak ta, kış aylarında bu durum tam tersine dönerek işlerimiz sıkıntıya giriyor.

Yetkililerin bir an önce ilçede istihdam alanları oluşturarak göç vermesini önlemesi gerekiyor. Yoksa sadece fırıncılar değil birçok işyeri kapatma ile baş başa kalacaktır.

Ayrıca bu sorunlar yetmezmiş gibi birde haksız rekabet işi ortaya çıktı. Bu rekabetin nedenleri genel sıkıntılar olduğu gibi ihtiyaç dışı fırınların açması da bunun için başlı başına bir nedendir.

Volkan HACIAHMETOĞLU – Hacıahmetoğlu Ekmek Fırını

Ekonominin kötü oluşu bizi çok etkiledi. Gerek servis yaparken kullandığımız yakıt gerekse un mamullerine gelen zamlar bizi ister istemez etkiledi. Satışlarımız azalınca mecburen fiyatı düşürdük.

İşyeri giderleri ve işçilerin ödemelerini iş olsa da olmasa da ödememiz gerekiyor. Aynı şekilde işyerinin sabit giderleri var. Bu giderler yaptığımız işe ödenmiyor. Kazansak ta kazanmasak ta sabit ödemeleri vermek zorunda oluyoruz.  Bizler kafamıza göre zam yapamıyoruz ama bizim tükettiğimiz ürünlere ara ara zam geliyor. Bu zamlar azar azar yapıldığı için halk tarafından hissedilmiyor.  Fakat biz bunu çok net bir şekilde hissedebiliyoruz.

İbrahim TAŞÇI – Örnek Ekmek Fırını

İlçede fırıncılık işine ilk başladığımız zamanlarda birkaç tane olan fırınlar, maalesef nüfusun artmamasına rağmen artmıştır. Bu da bizi olumsuz yönde etkiliyor.  Aynı zamanda ekmek fiyatının düşürülmesi de bizi etkilediği için bir işyerimizde fiyatı düşürdük. İnşallah hayırlısı olur.

Samet NALDAR – Saray Fırın

İlçede faaliyet gösteren çok eski fırınlardan biriyiz. İlk zamanlarda ki satışlarımız maalesef her sene daha da azalıyor. Sanki insanlar daha az ekmek yemeye başladı gibi gözüküyor fakat görünmeyen bir şey var ki buda ilçenin sürekli göç vermesidir. Ekmek yiyenlerin ilçeden ayrılması bize ekonomik olarak darbe vurmaya yetiyor. Fakat iş sadece bununla da kalmıyor. Gerek işyerinin sabit giderleri gerekse özel giderlerimiz sürekli artıyor. Bu artışlar da bizi olumsuz yönde etkiliyor.

Önceden kazançlarımız ile kenara para koyabiliyorduk, şimdi ise kenara koymayı bırakın giderleri ödemekte zorlanıyoruz.

Mehmet AMBAR – Çavuşoğlu Ekmek Fırını

2000 yılında 11 olan ekmek fırınları, ilçe nüfusu artmayıp aksine eksilmesine rağmen 16 ya yükselmiştir.  Bu durum bizim satış oranlarını etkilemiş ve kapatma yoluna doğru ilerlemekteyiz. Bu duruma eklenen zamlar da işin cabası oluyor.  Konu hakkında gerek devlet gerekse belediye yetkilileri bir an önce bir şey yapması gerekiyor. Aksi halde göç veren ilçenin kapatan fırınları olacaktır.