Yeni dönemden 82 milyon insanın kardeşliği söylemleri istiyoruz.
Ahlak ve maneviyata gereken önemin verilip, bir an evvel şuurlu bir neslin yetişmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz.
Medeniyetler İttifakı Eşbaşkanlığı’nın tez elden Birleşmiş Milletler’in suratına çarpılmasını istiyoruz.
Artık bayatlamış CHP takıntılarına son verilmesini istiyoruz.
Yüce Allah’ın haram kıldığı zinanın, domuz etinin tez elden yasaklanmasını istiyoruz.
22 milyar dolar IMF borcunu sıfırladık değil, 453 milyar dolar dış borcumuzu sıfırladık. Artık yılda 75 milyar lira faiz ödemiyoruz nutukları duymak istiyoruz.
Sattığımız ve sonra da kapatılan fabrikaların yerlerine son derce daha modern fabrikalar kurduk söylemleri istiyoruz.
Tarım ürünleri ithal değil, süratle ihraç eden ülke konumuna gelmek istiyoruz.
Türkiye’de artık işsizlikten söz edilemiyor söylemleri istiyoruz.
Asgari ücretin açlık sınırı üstüne çıkarılmasını istiyoruz. (Mayıs/2018 açlık sınırı:1686 TL, yoksulluk sınırı: 5492 TL, Asgari ücret: 1604 TL)
Yüzde yüz yerli arabamızı, uçağımızı, cep telefonumuzu, uydumuzu artık kendimiz üretiyor ve ihraç ediyoruz söylemleri istiyoruz.
Denk bütçe istiyoruz.
Terör ve terör örgütlerinin batağı haline gelmiş İncirlik’in kapatılmasını istiyoruz.
Şahsiyetli bir dış politika istiyoruz.
İslâm coğrafyasında barışın yeniden tesisi için süratle yeni bir sürecin başlatılmasını istiyoruz.
Tez elden İslam birliğinin kurulmasını istiyoruz.
Avrupa birliği üyelik talebinden tez elden vaz geçilmesini istiyoruz.
BOP Eş Başkanlığı’nın tez elden Amerika’nın suratına çarpılmasını istiyoruz.
Yunan gavuruna verilen 18 adamızı geri istiyoruz.
Söylemde değil, eylemde adalet istiyoruz.
Ne istemiyoruz?
Siyasi gerginlik istemiyoruz.
Her durumda olduğu gibi, Müslüman siyasette de yalan söylemez. Artık, seçimden önce söylenenlerle, seçimden sonra yapılanlar her zaman birbiriyle örtüşmez. Bu siyasetin doğasında var.’ söylemleri istemiyoruz.
Artık şu kadar kilise onardık söylemi istemiyoruz. Allah adıyla kilise açılışları istemiyoruz.
Dostumuz, stratejik ortağımız, müttefikimiz Amerika söylemlerini artık duymak istemiyoruz.
Yol yaptık, tünel yaptık, köprü yaptık, hastane, mahpushane, adliye sarayı, okul yaptık söylemleri istemiyoruz. (bunlar zaten iktidarın görevleridir. Hiçbir şey yapılmayacak değildi ya)
Yeni vergiler, yeni zamlar istemiyoruz.
Siyaset, kandırıldık, aldatıldık, yanılmışız, göremedik, bilemedik, saflığımıza geldi gibi söylemeleri kaldırmaz. Bu söylemeler, Türkiye’nin dışa karşı siyasi prestijini zayıflatıyor. Dolayısıyla bir daha asla ve asla böyle yanılgılara düşülmesini istemiyoruz.
Dinler arası diyalog, söylem ve eylemlerini halkı yüzde yüz Müslüman olan ülkemizde bir daha asla ve asla istemiyoruz.
Teröre karşı olduğunu iddia edip, gerginlikten medet uman bir siyasi anlayışın devam etmesini istemiyoruz.
15 Temmuz gibi sahnelerin yaşanacağı durumları önceden görülüp, insanımızın bir daha bu gibi senaryolara kurban edilmesini istemiyoruz.
Çok mu şey istiyor ya da istemiyoruz?
