banner102

Bir önceki yazımızda İlluminati'nin/siyonist örgütün kısaca ana felsefesinden bahisle yüzeysel olarak da olsa onu tanıtmaya çalışmıştık. Kendilerini aydınlanmacı / illuminalist ve yani çağcı olarak nitelendiren, sapık ve kehanetçi bir inanışa hizmet eden bu yeni dünya tarikatı, çirkin emellerine ulaşabilmek için adeta her kalıba giren, geçtiği yerlerde yaptığı tahribat ve bıraktığı kirlilik ve iğrençlikler bakımından tıpkı necis bir sıvıyı andırıyor.

6 bin yıllık küresel piyes oynanmaya devam ediyor. Kendisi de bir" İlluminalist / aydınlanmacı ve yeni çağcı" olan Peter Lemesurier 1993 yılında yayınlanan "Armageddon yazıtları" isimli kitabında: "İnsan ürünü bu piyesin son demlerinde Kutsal Kudüs şehrinden dünyayı yönetecek büyük bir Dünya liderinin geleceğini ileri sürüyor."...Yazgı yazıldı (plan yapıldı) sadece son dakika düzeltmeleri ve uygulama için direktif verilmesini bekliyor...şu anda karanlık da olsa sahne hazır, sahne altındaki orkestra çalmaya başladı, başrol oyuncularının rolleri dağıtıldı bile " demektedir.  İngiliz yazar George Orwel'in 1949 yılında kaleme aldığı "1984" isimli romanındaki Winston isimli karakterin sözleri yukarıdaki ifadelerle ne kadar uyumlu. Winston sisteme karşı savaş verirken düşmanlarının kendisine verdiği cevap çok önemli, "En sonunda onu / sistemi anlamaktan daha fazlasını yapacaksın.Kabullenecek, benimseyecek ve onun parçası haline geleceksin."... Öyle olmadı mı..? daha önceleri ayrı ve ulvi bir medeniyetleri olduğunu savunanlar nasıl savruldular. Etkin olan biçok küresel kuruluş İlluminati'nin kontrolündedir ve ülkeyi yönetenler onlarla birlikte hareket ediyorlar. Sonuçları ise ortada...

Yakın tarih Türk siyasetine kısa bir göz attığımızda bu anlamlarla örtüşen nice davranışlar/ siyasi kararlar ve nice uzun boylu adamlar ve salon kahramanları görürsünüz... Ülkemizde son yıllarda yaşanan ahlaki yozlaşma, tahammülsüzlük, siyasi entrikalar ve iç kargaşalar hat safhaya çıkmış durumda. Bölücülük resmi bir statü kazanmış, sırtımızı döneceğimiz kimsemiz / komşumuz kalmamıştır. Bu duruma gelmemize sebep Medeniyetler ittifakı, Bop projesi veya diyalog çalışmaları olmasın sakın...! Eh ne de olsa bu projelerin eş başkanları biz değilmiyiz. Bizler, Anadolu'nun öz insanıyla diyaloğumuzu yitirdik, ortak paydamızı kendi ellerimizle bozuyoruz. Ahlak ve maneviyattan yoksun bir nesil ardımızdan geliyor ki, entrika çemberinin öngördüğü kokuşmuşluktan da öte bir kötü gidişat bizi bekliyor. Irak ve Suriye'de cereyan eden kardeş savaşı ve bu savaşın ektiği fitne tohumlarının vebali kimin ellerinde ise vay onların haline..

İlluminati'nin gerçekleştirme niyyetinde olduğu "yeni dünya düzeni" bütün dinleri yok sayan, onların üstünde bir iradenin / şeytan'ın hakimiyeti altındaki "paranın/ sermayenin ilah siyonist çetenin de peygamber " olduğu küresel bir sistem.

 "Ordo ab kao", kaostan düzen umanların zaferi yakınlaşıyor mu ?." Türk dış politikası" gibi hafif ve alışılmış bir söylemin artık kullanma vakti geçmiştir. Zira sözünü ettiğimiz siyonist şebeke, Türkiye'nin, kardeşlerine sahiplik konusundaki kararlığını test ediyor ve ardından kendi planını uyguluyor. Şu sıralar Kutsal belde Kudüs ve Mescidi Aksa'ya yaptığı melun saldırıların doruk yapması bunun göstergesi. Bu saldırının tam da Suriye,Türkiye ve Irak eksenindeki kaos ortamı devam ederken meydana gelmesi rastlantı olabilir mi.?

Bizim durumumuz ise 1930 yılları Nazi Almanya'sındaki zavallı insanların durumuna benziyor. Hitler'in Alman halkına uyguladığı zulüm ve katliamlara şahit olan, fakat hiçbir tepki vermeyen "Dachau" kasabasında yaşayan halk hakkında, 1945 yılında hazırlanan bir rapora göre, sözü edilen toplama kampında /Dachau'da olup bitenlerin farkında olmalarına rağmen kayıtsız kalmayı yeğlediklerini gösteriyor. İşin garibi burunlarının dibinde günün 24 saati yapılan katliamdan habersiz olduklarını söylüyorlardı. Bir farkla ki, onlar ağlamıyorlardı, bizimkiler iyi ağlıyor..!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90