banner102
Teşkilat olarak iki binli yılların başında kurulmuş olsa da esasen kökü Osmanlı’nın sonunu hazırlayan  İttihat Terakki zihniyetine dayanıyor AKP zihniyetinin. Sadece AKP’nin mi, hayır, Milli Görüş’ün dışındakilerin tamamı...

İttihat Terakki zihniyetini açıklamadan önce şunu bir kez daha net olarak ifade etmekte yarar var. Bir kere milletimiz bir cümle Milli Görüşçü’dür. Yani bunun içine mezhebi meşrebi ne olursa olsun, herkes dâhildir. Yeter ki ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak isteyen İttihat ve Terakki zihniyetinin bir mensubu olmasın.

Peki, “Kim bu İttihat ve Terakki zihniyetinin mensupları?” diye sorabilirsiniz haklı olarak. Bilinse zaten iş kökünden çözülür. Peki, çözüm ne öyleyse? Çözüm elbette ki Milli Görüş. Çünkü bu zihniyet Milli Görüş içerisinde barınamaz.

Milli Görüş partilerinin dört kez kapatılmasının nedeni de yine bu zihniyettir. Zaten AKP’yi kuranlar da bu bahaneyle ayrılıp gidip onların tuzağına düştüler. Halbuki böyle bir ayrılık yaşanmasaydı, şimdi ne ümmet, ne milletimiz ve ne de ülkemiz bu durumda olacaktı.

Şimdi, bu İttihat Terakki zihniyetini biraz açalım.   

Osmanlı Devleti, Sultan Abdulmecit zamanında Kırım Harbi sırasında dış borçlanmaya gitmiş, Sultan Abdulhamit Han döneminde ise borçlar ödenemez bir duruma gelmişti.

Alacaklı devletlerin de yönetimine üye verdiği Duyun-i Umumiye isminde kurulan bir daire bu borçların ödenmesi için teşrik-i mesaide bulunmaya başladı. İşi ise toplanan vergilerin bir kısmının borçlara yönlendirilmesi olacaktı.

Yönetimde alacaklı devletlerin adamları olduğu için neredeyse gelirin tamamı borçlara kanalize edildi. Öyle ki devletin asgari giderlerine bile pay ayrılmaz oldu. Durumun vahameti büyüktü.

Diğer yandan Avrupa’daki Yahudilerin öteden beri Filistin’de bir devlet kurma hayalleri vardı. Osmanlı’nın içinde bulunduğu bu durumu fırsata dönüştürme adına bir araya geldiler ve Sultan Abdulhamit’e Filistin’den toprak karşılığı devletin tüm borçlarını kapatabilecekleri teklifini götürdüler.

Bu iş için Avusturyalı bir Yahudi olan Teodor Herzl’i görevlendirdiler. Herzl, teklifi götürdüğünde Sultan, buna hiddetlendi ve “Şehit kanıyla sulanan topraklar, parayla satılmaz bre cıfıt defol.” diyerek huzurundan kovdu.

Yahudiler, tekrar 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde bir araya gelerek şu üç önemli kararı aldılar. Abdulhamit tahttan indirilerek Osmanlı yıkılacak, elli sene içerisinde Filistin’de İsrail devleti kurulacak ve yüz sene içerisinde de başta Türkler olmak üzere Müslümanların gücü zayıflatılarak İslam dini ortadan kaldırılacak. İşte bu harekete Siyonizm akımı denmektedir.

Birinci maddenin gerçekleşmesi için İtalyan Mason locaları Üstad-ı Azam’ı Emanuel Karasso’yu görevlendirdiler. Bu yahudi, Önce Selanık’e yerleşti, kendisini Emin Karasu olarak tanıttı. Selanik Mason Locası’nı ve İttihat Terakki Cemiyetini kurdu. 1903-1908 yılları arası beş yıl plan proje ve hazırlık yaptı. Cemiyeti Osmanlı’nın kurtuluş reçetesi gibi tanıttı. Hatta bir çok Osmanlı aydını işin farkına varamayıp bu cemiyete üye oldular.

Cemiyet, gizli gizli Balkanlar’da karışıklıklar çıkartarak halkı isyana sürükledi. Durum karşısında Padişah, II Meşrutiyet’i (Meclisi Mebusan’ı) ilan etti. Bu arada Cemiyet de İttihat ve Terakki Fırkası’nı (Birlik ve kalkınma Partisi’ni) kurdu.

Seçimler yapıldı ve meclise 200 Müslüman ile 40 gayrimüslim mebus (milletvekili) girdi. Ancak, Müslümanların bir çoğu da maalesef cemiyet üyesiydi. Bir yıl içinde Sultan Abdulhamit’in hâl (azl) kararını çıkarttırdı. Hatta Sultan’a tebliği yapan heyetin başında bizzat Emin Karasu (Emenuel Karasso) bulundu. Sultan, kararı imzalamazsa ülkede çok büyük bir iç savaşın çıkacağını ve kardeş kavgası yaşanacağını biliyordu. Netice itibariyle kendi hâl kararını imzalayarak tahttan indi.

Sırada Osmanlı’nın yıkılması vardır. Siyonizm, bu defa Avrupa’da karışıklıklar çıkararak, 1914’de I. Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebep oldular ve arkasından İttihat ve Terakkiciler hiç bir gerekçesi olmadan Osmanlıyı savaşa soktular. Tabii olayların akışı böyle. Nedenleri, niçinleri ayrı bir konu.

Savaş sonrası Osmanlı Devleti yıkıldı ve ecdadımızın kahramanca verdiği kurtuluş mücadelesi sonunda Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz kuruldu. Yalnız burada bir ayrıntıya daha girmek gerekiyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90