banner102

Bütün övgüler Alemlerin Rabbine, salat ve selam Resulüne, ailesine, ashabına ve onun yolu üzerinde olma gayretinde olanlara olsun.

Varlık aleminde yani evrende, maddi ve manevi tüm yaratılmışlar, başı boş, anlamsız ve gayesiz bir yaratılmışlık ile yaratılmamıştır.

Anlamsızlık ve gayesizlik; insanların ve cinlerin bir takım inanış ve davranışlarında meydana gelmektedir.

Varlığın sahibi tanınmadan varlık aleminde hiçbir şey anlam kazanmaz.

Hayat içinde mutlak bilinmesi gereken iki temel konu vardır. Birisi hayatın sahibi olan Allah Zülcelal'in bilinmesi, diğeri ise hayatın sahibinin emir ve talimatlarına karşı diklenen, itiraz eden, şerh koymaya kalkışan şeytanın bilinmesi.

Adem babamızla şeytan arasından başlayan mücadele, hayatın merkezine Allah düşüncesi mi yoksa karşı çıkan İblis'i ve avanelerini mi koymak gerekirin kavgasıdır.

Yani hayat içinde insanların ve cinlerin kimliklerinin tespit ve teşhirinde iki temel tercih konusu vardır. Allah Zülcelal'den yana bir düşünce ve bir dava, bir yaşantı gayretinde olanlar Mü'min,

 Şeytan ve adamlarından ve davalarından yana bir tercihte bulunanların kimlikleri zalim, kafir ve müşrik sıfatlarından biri olacaktır.

Birde her iki davayı hayatın sahibinin talimatlarıyla hayatı şekillendirme davası veya şeytanın vesveseleriyle, düzenleriyle karıştırılmış, şekillendirilmiş üçüncü kimlik ortaya çıkacaktır.. münafıklar.

İnsanların, toplumların kimlik ve kişilikleri bu iki konuya öre şekillenecektir. Ya Allah Zülcelal iradesinin "mutlak" tercih edildiği bir hayat (İslâm) ya da, şeytanın ve iradelerinin kabul edildiği bir hayat (küfür) olacaktır.

Allah düşüncesinin belirleyici, yönlendirici olmadığı bir hayat, şeytanca şekillenmiş bir hayat olarak karşımıza çıkacaktır.

Yeryüzünde en büyük zulüm, hakkı sahibine vermemek veya görmemektir. Mülkiyet hakimiyeti, hakimiyet de sahip olunan şeyi istediği gibi kullanma hakkı verir. Mülkün sahibinin Allah olduğunu kabul edip de, hayatı şekillendirme yetkisini yaratılmışlara vermek tam bir firavunluk, nemrutluk ve ebu Cehillik olur ki; bu en büyük zulüm ve şirk olur.

Kendinize ait bir işyerinde veya evinizde başkalarının hayatınıza müdahalesini kabul etmeyen kişinin Allah Zülcelal'i hayatın her alanına müdahalesini  kabul etmemesi ne yaman bir çelişkidir.

Rabbimiz bizlere soruyor: " Ne biçim hüküm veriyorsunuz.Elinizde bir kitap varda bu batıl düşünceleri buradan mı çıkartıyorsunuz. " (KALEM - 36-37)

"Hiç yaratan yaratamayana benzer mi? İbret almaz mısınız?" ( NAHL - 17)

Tercihlerinden Allah'ın adamı olmayı kendilerini yakıştıramayanlar, şeytanın adamlığına soyunduklarını ilan etmiş oluyorlar.

Allah'sız fikirler, Allah'sız davranışlar, Allah ile irtibatsız davalar, dünya görüşleri; elbette şeytan ile şekillenmiş olmaktadırlar.  Bu işin üçüncü yolu da yoktur.

Bugün Allah'in davasıyla şeytanların davalarını sentezleyerek ortaya üçüncü bir yol çıkartılmaya çalışılıyor ki, bunun böyle olması asla mümkün değildir. Bunun adına bugün "muhafazakar demokratlık" deniyor... Neuzubillah.

Allah'sız davaların peşinde kapı kulu askerleri gibi kölelik yapmak ne büyük bir zillet, ne büyük bir maskaralıktır.

Allah Zülcelal'in bizim için seçip razı olduğu, İslam ve Müslüman isminin dışında başka bir dava edinmek veya başka bir kimlik arayıp onuna övünüp öne çıkmak isteme arzusu, ne büyük bir gaflet, delalet ve sapıklıktır.

Şeytanın genel kurmay başkanı olan zalim Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller hiçbir zaman idaresi altındaki insanlara, biz sizi şeytan adına şekillendiriyoruz demediler. Sadece şeytanın yaptığı gibi davrandılar.  Rabbin sözüne rağmen görüş ileri sürme yetkisini kendilerine bir hak olarak gördüler. Hepsi bu kadar.

Rabbim bizleri kendisinin ve Resülünün belirleyici olmadığı davaların içinde bulunmaktan muhafaza buyursun. Böyle davalara meyletmekten de ümmeti Muhammedi muhafaza eylesin. 

Allah'sız bir davanın adı şeytani şekillenme!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Hakan 2013-11-28 08:15:13

esselamü aleyküm muhterem hocam ve ofunnabzı takipçileri.adamsın sen hocam hemi de adam gibi adam,sapına kadar da mümin,işte o kadar.

banner90