(Besmele hamdele ve salveleden sonra)
Allah (c.c)tüm müminlere beşerin efendisi Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi vesellem) hürmetine şeriat caddesi üzerine istikamet nasip etsin.
Allah ile kul arasına girilmez sözü kafası karışık bazı kimseler tarafından zaman zaman gündeme taşınarak müslümanlar arasında tartışmalara sebep olmaktadır.
Bu meseleyi bilen ya da bilmeyen herkes kendince yorumlarda bulunarak bazen tehlikeli sulara yelken açmaktadırlar. öyle ki; vesileyi kabül edenleri şirk koşmakla itham edenler de bulunmaktadır.
HÜ¢lbuki vesileyi kabul eden her müslüman kÜ¢beye dönerek namaz kılarken “ancak sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım isteriz”(Fatiha/ 3 ) ayetini de her namazda okumaktadır.
şimdi namaz kılan kimse için kÜ¢beye ibadet etmiştir! Denilebilirmi? Elbette ki hayır
Çünkü Allah (c.c) KÜ¢be ye dönerek kılmamızı istiyor.
-Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'na yaklaşmaya yol arayın ve O'nun yolunda cihad edin ki, kurtuluşa eresiniz.(maide/35)
Bu ayeti celilede rabbimiz bizden kendisine yaklaşmamız için vesile aramamızı istemektedir.
İsterseniz bunu hadisi şerifler ışığında hep beraber öğrenelim.
-İlk insan ve ilk peygamber Üdem(a.s)ne zamanki imtihana tabi tutuldu, iblis’in vesvesesine aldanarak yasak ağaçtan yedi ve neticesinde cennetten çıkarıldı. Sonra hatasını itiraf etti ve dedi: Ey Rabbim! Muhammed( sallallahu aleyhi ve sellem) hakkı ile (onun hürmetine), senden, beni affetmeni istiyorum. Allah(c.c.) da şöyle buyurdu: ya Üdem ben onu yaratmadım sen onu nasıl bildin? Ya rabbi ne zamanki sen beni yarattın ve bana ruhunu üfledin ozaman başımı kaldırdım ve arşın direkleri üzerinde, lailahe illellah muhammedurresulullah yazısını gördüm, anladım ki sen isminin yanına ancak sana mahlÜ»kattan en sevimli olanın ismini izafe edersin.
Allah (c.c) buyurdu: doğru dedin ya Üdem o bana mahlÜ»katın en sevimlisidir. Seni mağfiret ettim. şayet Muhammed olmasaydı elbette seni yaratmazdım. Buyurdu.(Beyhaki –delail.7/131)
Bir peygamber kendi ile Allah (c.c) arasına daha yaratılmamış olan başka bir peygamberi vesile koyuyor ve onun hürmetine affını talep edince kabul ediliyor. şayet peygamber buna(başkasını vesile etmeye) ihtiyaç duyuyorsa ( caiz olmazsa kesinlikle yapmaz)bize ne oluyor da vesile kabul etmiyoruz.
- ResÜ»lüllah (sallallÜ¢hu aleyhi ve sellem) Müslümanların yoksulları ile (Allah celle celÜ¢lühÜ»’dan) fetih ve yardım isterdi. (İbnü EbÜ® şeybe, TaberÜ¢nÜ®, el-KebÜ®r)
-Medineliler şiddetli bir kıtlık geçirdiler. Bundan Hz. Aişe(radıyallÜ¢hu anhÜ¢) ye şikÜ¢yet ettiler. O da şöyle buyurdu: NebÜ® sallallÜ¢hu aleyhi ve sellem’in kabrine bakın. Ondan gökyüzüne bakan bir delik açın. O delikle gökyüzü arasında tavan gibi bir şey bulunmasın. Medineliler bunu yaptılar. DerhÜ¢l bize öyle bir yağmur yağdı ki (onunla) otlar bitti develer semirdi ve yağlandı.( DÜ¢rimÜ® –H:92)
-İmam-i şevkÜ¢nÜ® şöyle diyor: İlim ve fazÜ®let sÜ¢hibi kimselerle Allah celle celÜ¢lühÜ»’ya tevessül etmek, gerçekte onların sÜ¢lih amelleriyle ve üstün meziyetleriyle bir tevessül ediştir. ZÜ®rÜ¢ bir kimse ancak amelleriyle fazÜ®letli olur. Kişi, Ey Allah’ım! Falanca Ü¢limle sana tevessül ediyorum, dediğinde bu (tevessül ediş) o Ü¢limde bulunan ilim (ve amel) gözetilerek yapılmıştır…
şimdi yukarda zikredilen haberlerde açıkça görülmektedir ki; peygamberler( a.s.) Allah (c.c)ın en büyük dostları olmalarına rağmen Rabbimizden bir şey isterken, başkalarını vesile ediyorlar.
Bir müslüman evliyalar dan birisine ey Rabbimin sadık kulu bana yardim et beni rabbime yaklaştır Dediğinde şunu demiş oluyor. Sen onun dostluğunu kazanmışsın seven sevdiğinin isteklerini kabül eder. Benim içinde iste ki ona yakınlaşayım.
Burada asıl istenilen Allah (c.c) olduğundan hiçbir surette şirk mevzuu bahis olamaz.
Eğer var diyorsanız ozaman hastalandığınızda doktora gidip tedavi olmayacaksınız ve araya kimseyi koymadan şifayı Allah (c.c) tan yattığınız yerde bekleyeceksiniz.
Eğer manevi işler başka maddi işler başka derseniz!
O zaman insan Ruh ve bedenden meydana geldiğine göre, beden tedavisi için doktorlarına gitmek ne kadar gerekliyse, hasta ruhlarımızın tedavisi içinde doktorları olan Salih kullara gitmek ve onlardan yardım istemek de en az o kadar gereklidir ve lazımdır. Bunda ilmen ve de aklen hiçbir mahzur yoktur.
Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.
Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekÜ¢tuh.
Not: Bu makalenin hazırlanmasında Hüseyin avni hocanın(ğureba dergisinde) vesile ve tevessül adlı makalesinden istifade edilmiştir.
-Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'na yaklaşmaya yol arayın ve O'nun yolunda cihad edin ki, kurtuluşa eresiniz.(maide/35) ayet-i celilesindeki O'na yaklaşmaya yol aramak, araya aracılar koymak anlamına asla gelmez. O'na yaklaşmaya yol aramak, olsa olsa ibadet etmek, taat etmek olur.... Kafamıza göre işimize geldiği gibi yorumlarda bulunmak asıl tehlikeli olan iştir. Fatiha suresini okuyan insan sadece Rabbine yönelir aracılara değil, mümin hasta adam mıdır da onu doktor hasta ilişkisi ile değerlendiriyorsunuz? Örnekler malesef çok alışık olduğumuz kelime oyunlarına benzemekte... Ne olur gelin hep beraber Allah'ın dinine sarılalım, aracılarla değil ama...