banner102
 Peki, gerçekte vaat edilmiş topraklar var mı?

Aslında Musa as kavmine: “Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı kutsal toprağa girin…” (Maide/21) diye Rabbinin emrini bildirmişti. Ancak ayetin devamında “…Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz.” diye buyruluyor. Peki, yazılan yani vaat edilen topraklardan kasıt neresidir ve İsrailoğulları verilen emre uydular mı? Şimdi bu soruya cevap aryalım. Tabii biz Kur’an’ı Kerim’in bildirdikleriyle konuya ışık tutacağız. Bu arada Tevrat ve İncil’den de yeri geldikçe öğretilere yer vereceğiz.

Arz-ı Mevud İsrailoğullarına ait bir iddia ve kendilerinin Yakub as’ın soyundan geldiklerini ifade etmiştik. Şimdi İsrailoğulları’nın serüvenini aktaralım. Yakub as’ın dört hanımı ve on iki oğlu vardı. En küçük hanımından Yusuf ve Bünyamin dünyaya gelmişti. Yakub as’ın Yusuf’a daha çok sevgi göstermesi diğer oğullarını kıskançlığa sürükledi. Bu durum onların kardeşleri Yusuf’u kuyuya atmalarına neden oldu. Yusuf’u kuyudan bir kervan çıkardı ve Mısır’a götürüp, köle diye sattı. İleride peygamberlik de verilecek olan Yusuf as, zamanla kölelikten-Mısır Kralı’nın hazinelerden sorumlu yardımcılığına kadar yükseldi. Daha sonra Babası, kardeşleri ve aileden olan herkesi (kadın, erkek, çocuk; yaklaşık seksen kişi) Mısır’a yerleştirdi. Kur’an’da Yusuf Suresi’nde bu mevzu geniş olarak yer bulmaktadır.

İsrailoğulları’nın Mısır serüvenleri

O dönem Allah’a cc layıkıyla kulluk ettiler. Yusuf as’dan sonra yaklaşık dört yüz yıl geçti. Zamanla Mısır’da krallık dönemi son bulmuş ve firavunlar dönemi başlamıştı. Süre içerisinde İsrailoğulları nüfusu da oldukça artmıştı. Bu durum firavunları endişeye sevk ediyordu. İleride Mısır yönetiminde söz sahibi olabilirlerdi. O nedenle onları ağır işlerde çalıştırarak köleleştirdiler. Ancak firavunların endişeleri yersiz değildi… Dönemin Firavun’unun gördüğü bir rüyayı kâhinler, İsrailoğulları’ndan yeni doğacak bir çocuğun firavun saltanatına son vereceği şeklinde yorumladılar. Bu defa İsrailoğulları’nın yeni doğan erkek çocukları öldürülmeye başlandı.

Firavunun saltanatına son verecek çocuk

Mısır’da İsrailoğulları’na ‘Sıpti’ yerli halka da ‘Kıpti’ deniyordu. Sıptilerden bir anne, yeni doğan çocuğunu öldürmesinler diye bir sepet içinde Nil’e bıraktı. Sepet, Firavun’un adamlarına rast geldi ve onu saraya götürdüler. Bu hadise Kur’an’ı Kerim’de şöyle geçiyor: ‘Mûsa’nın annesine; “Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil’e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız.” diye ilham ettik.’ şeklinde bildiriliyor.

Musa, Firavun’un sarayında büyüdü. Gençlik çağlarına geldiğinde bir vesile kendisinin İsrailoğulları soyundan olduğunu öğrendi. Bir vakit şehirde bir kıptinin bir sıptiye eziyet ettiğini gördü ve istemeden kıptinin ölümüne sebep oldu. Bundan dolayı Mısır’ı terk ederek Medyen şehrine geldi. Orada Medyen halkına gönderilmiş olan Şuayib peygamberle tanıştı. Takriben on yıl burada kaldı ve Şuayib as’ın kızıyla evlendi. Bir süre sonra da Mısır’a, halkının yanına dönmek üzere Medyen’den ayrıldı. 

İsrailoğulları’nın özel tanrısı, Rab Yahve

Musa ailesiyle birlikte Sina’dan geçerken Tur-i Sina’da bir ateş gördü. Ailesini bulunduğu yerde bırakarak, ateş getirmek üzere oraya gitti… Aslında bu Rabbi tarafından Musa’ya bir davetti. Yüce Allah, onu burada peygamberlikle vazifelendirdi. Sonra da Firavun’a gidip, İsrailoğulları’nı serbest bırakarak kendisiyle göndermesini istemesini emretti. Musa as, onlardan birinin ölümüne sebep olduğunu ve Firavun’un kendisini öldürebileceği endişesini taşıdığını söyledi. Bunun üzerine Yüce Allah Musa as’a bir takım mucizeler verdi. Ayrıca kardeşi Harun’u da kendisine yardımcı olması için Peygamberlikle görevlendirdi. Bu hadise Kuran’ı Kerim’in Kasas Suresi’nde geçiyor.

Muharref Tevrat’ta da aynı olay, benzeri bir şekilde anlatılıyor. Tevrat’a göre Musa ateşe yaklaştığı zaman Tanrı ona seslendi, dedi ki: “Halkının Mısır’da çektiği sıkıntıyı gördüm… Bu yüzden onları Mısırlıların elinden kurtarmak için geldim…” dedi… Sonra da Musa’ya Firavuna gitmesini teklif etti. Ancak, Musa, Firavundan korktuğu için bazı kuşkuları vardı. Tanrı o noktada güvence verdi. Bir de Musa Tanrıya: ‘İsraillilere gidip, “Beni size atalarınızın tanrısı gönderdi.” desem, “Adı nedir?’ diye sorabilirler. O zaman ne diyeyim?’ diye sordu. Tanrı da; “İsraillilere de ki, “Beni size atalarınızın Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı ve Yakub’un Tanrısı ‘Rab’ (İbranicesi ‘Yahve’) gönderdi. Sonsuza dek adım bu olacak. Kuşaklar boyunca böyle anılacağım.” dedi. (Tevrat/Mısır’dan Çıkış/3:4–15) (Not: bu hadiseler yaşandığı zaman Tevrat henüz Musa as’a verilmemişti.)

Mısır’dan Çıkış

Neticede huzuruna çıktığı Firavun, Musa as’ın teklifini önce kabul etmedi. Musa as, Yüce Allah’ın izniyle ona bir takım mucizeler gösterdi. Halkını bırakmadığı takdirde, Allah’ın birçok azabının geleceğini söyledi. Ancak Firavun ikna olmadı. Neticede azaplar bir bir geldi. Nihayet Firavun pes etti ve İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkışına izin verdi. İsrail oğulları yola çıkmışlardı ancak bir süre sonra önlerine Kızıl Deniz çıktı. Firavun da verdiği karara pişman olmuş, tekrar onları getirmek üzere peşlerine düşmüştü. Neticede Musa as, asasını denize vurdu. Allah’ın cc izniyle deniz İsrailoğullarına yol verdi ve karşıya geçtiler. Ancak Firavun ve ordusu arkalarından giderken sular yeniden birleşti ve orada helak oldular.

İsrailoğulları cahil bir kavimdi. Allah’ın onlara verdiği nimetlere her zaman nankörlük ettiler. Kızıl Denizi karşıya geçtikten sonra puta tapan bir kavme rast geldiler. Mısır’daki alışkanlıklarından vazgeçemiyorlardı. Musa as’a: “…Ey Mûsâ! Onların kendilerine ait ilâhları (putları) olduğu gibi sen de bize ait bir ilâh yapsana” dediler. Mûsa şöyle dedi: “Şüphesiz siz cahillik eden bir kavimsiniz. … Sizi âlemlere üstün kılmış iken, Allah’tan başka ilâh mı araştırayım size?” (A’râf/138 ve 140) Tevrat’ta bu kısma yer verilmemiş.

İsrailoğulları’nın itaatsizliği

Daha sonra Tur Dağı civarında Tih Sahrası’nda konakladılar. Allah cc, onlara gölgelenmeleri için sürekli bir bulut, on iki pınardan su, kudret helvası ve bıldırcın eti nasip etti. Bunları az bulup Musa as’a: “Rabbine söyle bize daha fazlasını versin.” dediler… Bir vakit Allah cc, Musa as’a Tur’a gelmesini emretti. Orada kendisine levhalar halinde Tevrat’ı verdi ve: “…Tevrat levhalarında her şeye dair bir öğüt ve her şeyin bir açıklamasını yazdık ve ona şöyle dedik: Şimdi onları kuvvetle tut, kavmine de emret. Onları en güzeliyle alsınlar (uygulasınlar).” (A’râf/145) dedi.(Muharref Tevrat’ta taş levhaların Musa as’la Rab arasındaki bir sözleşme olduğu ifade ediliyor. Kutsal kitap diye bahsedilmiyor.)

Musa as, gitmeden önce Kardeşi Harun’u yoldan sapmasınlar diye İsrailoğulları’na sorumlu tayin etmişti. Öğlesine cahildiler ki Musa as’ın ardından Samiri ismindeki biri altından bir buzağı heykeli yaptı ve herkes ona tapınmaya başladı. (Muharref Tevrat’da ‘Buzağı heykelini Harun yaptı.’ diye geçiyor.) Kırk gün sonra Musa as, döndüğünde kavmini puta tapar görünce kızdı ve neden engel olmadı diye kardeşi Harun’un saçını sakalını çekmeye başladı… Öfkesi geçtikten sonra kavmine Tevrat’tan öğütler okudu. Ancak onlar: “Dinledik, karşı geldik dediler.” Bunun üzerine yüce Allah, Tur’u üzerlerine kaldırdı da sonra tövbe ettiler. Musa as da artık tövbelerini bozmasınlar diye Allah’ın huzurunda söz vermelerini istiyordu. Kavminden ileri gelen yetmiş kişi seçti ve onları Rabbinin emrettiği yere getirdi. Bu defa dediler ki: “Biz, Rabbini görmeden sana asla inanmayız.” Bunun üzerine yıldırım çarpmasıyla öldüler de Yüce Allah onları yeniden diriltti. Onlar ise yeniden inandıklarına dair söz verdiler. Buraya kadar özetlenen bilgiler Kur’an’ı Kerim’in Bakara, Nisa, A’râf ve Taha surelerinde geçiyor. (Muharref Tevrat’ta İsrailoğulları’nın yaptıkları puta taptıklarından dolayı işledikleri günahı affettirmek için Musa as, Rab’bin huzuruna gidiyor ve: “Lütfen günahlarını bağışla, yoksa yazdığın kitaptan adımı sil.” (Tevrat/Çık:32/32) diyor.)

Kur’an’a göre kutsal topraklar

İsrailoğulları kendilerine sunulan nimetleri hep teptiler. Her seferinde helak olacaklarını anlayınca tövbe edip kurtuluyorlardı. Ne yazık ki samimi bir tövbe etmedikleri için de ilk fırsatta tövbelerini bozuyorlardı. Yeni bir imtihanla denendikleri zaman yine itaatsizlik yapıyorlardı.

Tih sarasında bir zaman kalınmıştı. Musa as, Rabbinin emriyle kavmini Kenan’a yerleştirmek istiyordu. Ancak orada yaşayan kavim kendilerini kabul edecek miydi? Bunun için içlerinden bazılarını haber getirmek üzere oraya gönderdiler… Gidenler, orada çok güçlü ve zorba bir kavmin yaşadığının haberiyle döndüler. Bunu duyunca cesaret edip gitmeyi göze alamadılar. Musa as, dedi ki: “Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı kutsal toprağa girin. Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz.” Dediler ki: “Ey Musa! O (dediğin) topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça, biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, biz de gireriz.” (Maide/21,22)

Burada dikkat edilmesi gereken bir husus var ki, o da olaylara inanç çerçevesinden bakmak. Evet, vaat edilmiş bir yer var ama burası gerçek manada iman etmişlere vaat edilmiştir. Genel manada İsrailoğulları’na vaat edildi anlamı çıkarılmamalıdır. Kaldı ki her seferinde tövbesini bozanlar, kendilerine vaat edildiğini düşünseler bile korkularından gidip oraya girmediler. Onca mucize ve nimete karşılık sürekli sapıtan bir kavim bunu hak etmiyor olsa gerek. Zaten bu konuda Yüce Allah, “…Eğer müminler iseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin.” (Maide/23) diye gidip oraya girmeleri için korkmalarına gerek olmadığını bildiriyor. Buna rağmen dediler ki: “Ey Musa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.” (Maide/24)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90