Ülkemizde bir çok il ve ilçeye çeşitli vesileler ile gitme imkanını buldum. Bu gittiğim yerlerde ilk dikkatimi çeken, yayalara karşı yapılan eziyetler oludu. Bu eziyetleri, insanlara hizmet ettiğini söyleyen yöneticiler ve diğer vatandaşlar ister istemez yapıyor ve bundan da gördüğüm kadarı ile rahatsız olmuyor!
İnsanlara hizmet anlayışı ile çalışma yapanların, hiç gocunmadan kendi nefsi menfaatleri için nasıl olurda yayalara karşı eziyet edebilir? Bunu her bir fert olarak derinden düşünmemiz lazım!
Yaptığım iş vesilesi ile İlçemizde her gün çarşının neredeyse her sokağına giriyor ve bilinçli ve bilinçsiz yapılan yaya eziyetlerine şahit oluyorum.
Bu konularda başta yöneticilerin ve ilgili halkın duyarlı olması zaruridir, diye sürekli düşünüyor ve bu konuda neler yapabileceğimi de tefekkür ediyorum. Yapabildiğim sadece bu konuda kendimin dikkatli olması ve gerekli yöneticileri ve çevremi uyarmaktan başka birşey yapamıyorum. Fakat bunu her insanın bir an askıya alınacak veya ertelenecek bir iş olmadığını düşünerek gayret göstermesi gerekir.
Birçok defa bu sorun hakkında gazetemizde haberler yayınladık. Fakat birkaç kaldırım çalışması haricinde ilerleme maalesef göremedik. İlçemizde özellikle öğrencilerin bulunduğu güzergahların ‘’Katil’’ araçlar tarafından işgalinden dolayı sabahın erken saatlerinde okula giden küçük, büyük, dalgın, sinirli, deli dolu gençler, adeta araçlar gibi yollardan gidiyorlar, gitmek zorunda bırakılıyorlar. Tabi ki yoldan giden sadece öğrenciler değil, erken saatte işine giden dalgın, uykusuz, aç vs. araç şoförleri de aynı yoldan hızlı-yavaş şekilde işlerine gidiyorlar. Dalgınlığın en fazla olduğu saatlerden birisi olan sabah saatleri, özelikle öğrenciler için kabus oluyor!
Ey yetkililer ve işgal eden araç sahipleri, elinizi vicdanınıza koyun ve sabahın erken saatinde yol üstünde araçlarla silme ilerleyen gençlere bakın, bakında onları kendi çocuklarınızın yerine koyun. Vicdanınız sızlamaz ise size sözüm yok, ama eğer sızlar ise bir saniye bile beklemeyin ve gereğini yapın. İş işten geçmeden bunu yapın ki, pişman olmayasınız. Bu uyarıları iş olsun, köşem dolsun veya satırlar boş kalmasın diye yapmıyorum. Her gün aynı sıkıntıları görünce vicdanım sızlıyor. Her an bir gence araç vuracak gibi hissediyor ve sıkıntısını çekiyorum.
Bu konuda yetkililer ile çeşitli vesileler ile görüştüm. Üalışma yaptıklarını ve bir çok yerden, çok daha ileride olduğumuzu, söylediler. Evet bir çok yerden öndeyiz fakat imkan ve inanç yönünden bakarsak, çok gerideyiz!
Başta da söylediğim gibi çeşitli vesileler ile ülkemizin bir çok yerine gittim. Bunlardan biri de, ülkemizin sınırları içinde olan ama kontrolünde olamayan Irak ve Suriye sınırındaki şırnak’ın Silopi ilçesiydi. İlçeye özel araçla gittiğimiz için etrafı rahatlıkla gözlemleyebildim. İlk gözüme çarpan kuralsız bir yaşam tarzı oldu. Trafik ışıkları, yaya geçitleri ve kaldırımlar kural tanımaz haldeydiler. Üoluk çocuklar ve hayvanlar anayol ortasında, araçlar ise kaldırımlarda duruyordu. Bunları görünce ilçemiz aklıma geldi. Ve beterin beteri varmış dedim.
Dedim ama ben Müslüman'ım diyen bir insan için örnek Hak’tır, yani kötü değil, iyidir. Zararlı değil, yararlıdır, Zalimlik değil, Adilliktir. Mevla'm, bu konuda bütün Müslümanların bir an önce duyarlı olmasını , her nefesini hak için alanlardan ve bu uğurda mücadele edenlerden eyler İnşAllah.