Başbakan Erdoğan son zamanlarda grup toplantıları olsun,
basına verdiği demeçler olsun “komşularla sıfır problem” politikasından hiç
bahsetmiyor. Nasıl bahsetsin ki! Üzellikle Suriye ile yaşananlar başbakanın
“komşularla sıfır problem” politikasının aslında içi boş bir masal olduğunu
gösteriyor. Ünceden yakın dostluk ilişkileri ile tanımlanan Suriye ile
şimdilerde savaşa girme noktasına kadar geldik. Türkiye için acınası bir durum!
Niçin bu noktaya
geldik?
Nereye el atmaya kalksak, kiminle dostluk şarkıları söylesek
çok geçmiyor soğuk rüzgarlar üzerimize esmeye başlıyor. Birileri Türkiye
üzerinden harekete geçmek istiyor, farkında mısınız?
Birileri diyorum adres belli çünkü. Bu dünyada, dünya
milletlerini köle gibi gören zihniyet Ortadoğu’da ne yapmak istiyorsa bunu
Türkiye’yi kullanarak yapmaya çalışıyor. Çünkü Türkiye olmazsa asla olmaz! Peki
Türkiye’yi bu işe nasıl alet ediyorlar? Bunun cevabı başbakanın Büyük Ortadoğu
Projesi eş başkanlığında saklı. Sayın başbakan inatla BOP eş başkanlığından
vazgeçmiyor. Kimbilir belki de bundan vazgeçmek başbakanın elinde olan bir şey
değildir!
Eğer siz Türkiye olarak BOP gibi kan ve gözyaşı projesine eş
başkanlık yaparsanız, size giydirilen bu gömleğe “olur” derseniz, Suriye’de
yaşanan katliamlara da, “Arap Baharı” denen batı uydurması hareketlerde dökülen
kanlarda da vebal almış olursunuz. Zaten alıyorsunuz hiç kuşkunuz olmasın. Bu
mel’un projeden elinizi ayağınızı çekmeden bu vebal durmadan devam edecektir.
Oysa ki sayın başbakanın başta Suriye olmak üzere dünyada
yaşanan zulümlere gerçekten ciddi anlamda tepki gösterebileceği, tavır
koyabileceği, engelleyebileceği bir platform zaten dizayn edilmiş. D-8! Sayın
başbakanın içi, yaşanan haksızlıklardan, kandan, gözyaşından sıkılıp
bunalıyorsa yapacağı ilk şey, Türkiye’nin kurduğu en prestijli ve dünya çapında
en önemli örgüt olan D-8’e işlerlik kazandırmaktır. D-8’i harekete geçirerek,
D-8’i organize eden ülkelerin ordularından kurulu “Uluslar arası Barış ve İstikrar
Gücü” adı altında adeta İslam NATO’sunu kurup harekete geçirmek olmalıdır. Bu
çapta bir ordu, Suriye, Libya, Mısır, Tunus, Kuzey Afrika ülkeleri, Afganistan,
Pakistan, çeçenistan ve Filistin gibi Müslüman coğrafyalarından akan kanı
durdurmaya kesin olarak yetecektir Allah’ın izniyle.
Durum böyleyken, bu kadar net bir çözüm varken, sırf batı
medeniyetinin reel politiği buna karşı diye bu adımları atmamak, önce bu
millete, sonra da dünya çapındaki huzur arayan müslüman olsun, gayri müslim
olsun tüm insanlara ihanet anlamına gelir. Evet D-8 kesinkes bu sorunları
ortadan kaldırabilecek tek araçtır. O aracın kilidi de Türkiye, lideri de şu
anda başbakan sayın Erdoğan’dır. Burada tercih gösterecek olan da sayın
başbakandır.
Ya D-8 hareketlendirilip alternatif ve yeni bir dünyayı
kurup, kan ve gözyaşını durdurmak, ya da sahte kahramanlık pozları ile orda
burada yüksek perdeden yalandan nutuklar atmak.
Biz sayın başbakana ikincisini yakıştıramıyoruz.
Umarım kendisi de yakıştırmaz…
Hamit bey yazınızın ilk harfinden son harfine kadar katılmayacağım yanı yok.Ofun kendine has inatımıdır nedir bilinmez ancak inanç değerlerine doğrudan bakışı geri gitmeye başlamadımı.başbakana şükür namazı kıldıracak kadar acizleşen zihniyet ofta kazanıyorsa konuşma uslupunun değişmesinin mutlak olduğunu gözlemliyorum.