banner102

Gerçekten de bu gazetecilik çok zor bir meslekmiş!

Yüce Rabbime hamd-u senalar olsun ki bu mesleğe davam için girdim, yoksa zerre kadar çekilecek, zerre kadar kabullenilebilecek bir meslek değil!

Evet bu meslek çok çileli ve sorumluluk isteyen bir meslek. Bütün bu olumsuzlukları bu şer düzenden dolayı söylüyorum. Yoksa görevin aynı zamanda kutsallığı da var. Bütün insanlığın saadeti için doğruları kitlelere ulaştırma aracılığı yapıyorsun. Fakat şer sistemin çarklarında bu doğruları ulaştırma çok zor olduğu gibi bazen şer sisteme alet oluyorsun. Hal böyle olunca da sevabı da günahı da katmerli oluyor.

Bu mesleğe Of ilçesinde başladık. Alimler şehri olan Of İlçesinde bu mesleği inanç adına yapmak görünürde ve sözde çok kolay gibi geliyor insana. Fakat eminim ki birçok yerden daha zor burada gazetecilik yapmak!

Zalim ve şer bir düzen içinde olduğumuz ülkemiz ve dünyada yaşanan hadiseleri haber yapmak için vatandaşla hemhal olmamız gerekiyor. Aynı şekilde  ilçemizde de yaşanan olumsuzlukları dillendirmek ve sorunların çözüm bulması için haberleştirilmesi gerekiyor.  Vatandaş ile bu sorunları konuşmak ve görüşlerini alıp gazetede haber yapmak için çalışma yaptığımızda, başlıkta da belirttiğim ' ÇOK ŞEY SAYARIM AMA BENİ YAZMA!' sorunu ile karşı karşıya kalıyoruz. Kahve köşelerinde, çay sohbetlerinde hükümet kurup yıkan vatandaşlarımız, gazetede veya haber sitelerinde yayınlanmaya sıra gelince 'Kardeşim beni kameraya alma, ben sana çok şey söylerim ama beni kayda alma ve ismimi de yazma' diyenler bu işin zorluğunu ortaya koyuyor. Of'un bütün sorunlarını ben bilsem ve kaleme alsam haber olmaz, sadece köşe yazısı olur. Bunu kendilerine söylesem hemen sudan bir bahaneye sığınarak 'Beni yazarsan x kişi ile aram bozulur. Kardeşim biz esnafız işimize zarar gelir. Her kesimden müşterim var, onlara ayıp olur.' gibi bahanelerin arkasına sığınılarak sorunu basın aracılığı ile dillendirmeye karşı çıkıyorlar.

Oysa Yüce Rabbim zerre kadar hayır ve şer işi kayda aldığını ve bunun hesabını mutlaka soracağını buyuruyor Yüce Kur'an-ı Kerim'de. Kahve köşelerinde, çay sohbetlerinde yüksek sesle dillendirilen gerçekler, neden medya araya girilince saklanıyor? Eğer bu konuşulanlar hakikat ise medya ile diğer insanlara aktarılınca şer mi oluyor?  Evet bazı gerçekler her yerde söylenmez, fakat kahve köşelerinde konuşulan ve herkesi ilgilendiren sorunlar medyada da söylenmeli değil mi? Yoksa Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretleri medyada söyleneni kayda alıyor da çay sohbetlerinde söyleneni kayda almıyor mu?

Ülkemizde ve dünyada insanlık adına yapılan yanlışlar, halkın nemelazımcı bakışı ve beşer düzenlerden korkmasından dolayı azalma yerine maalesef artıyor.  Artan bütün sorunların sebebi; Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerinin korkusunun önüne, beşer düzen ve onların bekçilerinden korkma öne geçtiğidir.

Dünya geçici, ahiret ise ebedidir. Bunun için hakikatleri gizlemeyelim! Gizlersek hem sevdiklerimize zarar veririz hem de kendimize!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90