OF'UN NABZI Gazetesinin geçtiğimiz sayısında Türkiye içöin hayati öneme sahip 'İmralı Süreci" ile ilgili siyasi partilerin Of ilçe başkanlarının görüşlerine yer verildi. Genel anlamda CHP ile başkanı Emel Saral hariç tüm ilçe başkanları terörist başı Ücalan ile başlatılan hükümet merkezli müzakerelerin yanlış olduğunu bu zeminde yapılacak pazarlıkların çözüm getirmeyeceğini ifade ettiler. Hatta CHP Of İlçe Başkanı Emel Saral da, pazarlıkları doğru bulsa da bu konuda hükümetin değil parti olarak "akil adamlar" diye tabir ettikleri bir grubun bu görüşmeleri yürütmesdinin uygun olduğunu ifade etti. Ak Parti Of İlçe Başkanı Hakan Terzioğlu ise OF'UN NABZI'nın ısrarlı sorularına rağmen susmayı tercih ederken, "gereken açıklamaları sayın başbakan ve süreçteki yetkili isimler zaten yapıyor" diyerek topu taca attı.
Aslında ilçe başkanlarının genel anlamda terörst başı ile yapılan pazarlıklara tepkili olması halkın genel anlamda bu hassasiyetini de dışa vuruyor. Üyle ya da böyle toplumumuzun büyük çoğunluğu İmralı'daki terörist başı ile pazarlıkların terörü çzömeyeceğini düşünüyor. Çünkü terörü besleyen güçlerin emperyalist ve siyonist odaklar/ülkeler olduğunu, bu kesimin başını da İsrail ve ABD çektiğini, bu iki terör devletinin özellikle Ortadoğu'da savaşsız, terörsüz, müslüman ülkelerin bir arada yaşamasına karşı oldıuklarını ve bunu da kendi çıkarlarına tehdit gördüklerini biliyorlar. Sıradan vatandaşın çıplak olarak görebildiği bu gerçeği devleti yöneten kadronun görememediğini düşünmek herhalde büyük bir saflık olsa gerek.
Hemen burada şu soru akla geliyor:
Peki neden AKP bu süreci sonunu bildiği halde başlatıp devam ettiriyor? Aslında AKP'nin bu noktada çok seçeneği yok. Adım adım Türkiye'ye dayatılan fiili özerklik, otonomi, federatif yapı gibi seçeneklerin Türkiye'ye pahalıya malolacağının farkındalar. Rahmetli Erbakan Hoca'nın sağlığında sıkça söylediği şimdilerde Saadet Partisi kadrolarının dilinden düşmeyen Büyük İsrail Projesi'nin artık son aşamaya geldiğini onlar da biliyorlar. Kendilerine göre eğer terörist başı ve onun siyasi uzantısı zihniyet ile masaya oturursak "belki uçurumun kenarından döneriz" diye düşünüyorlar. Fakat kazın ayağının öyle olmadığı ayan beyan ortada. emperyalist batının 1923'te Lozan ile buzdolabına koyduğu Sevr planları artık iyice ortalığa saçılmaya başladı.
AKP Hükümetinin derhal önlemler alması gerekiyor.
Neler yapılabilir...
Üncelikle bu garabet dolu İmralı sürecinin atlatılması için verilmesi düşünülken tavizler bir an önce gündemden kaldırılmalı. Terörist başına sağlanan siyasi nüfuz etkisizleştirilmeli. Ücalan sonuçta terör suçlusu müeebbetlik biridir. Bir cephe lideri gibi medyada, orda burda demeç verip fink atmasının önüne geçilmeli. Her zaman söylediğimiz bir şey var. Terörü destekleyen ülkelere terör devleti muamelesi yapmalı. Bir düşünün Türkiye El Kaide'ye terörist demezse ABD'nin tepkisi nasıl olur? El Kaide, ABD'nin küresel operasyonları için kurdurup yönettiği bir örgüt olduğu halde müttefiklerini bununla yola getirebiliyor. Ama biz ABD'ye PKK konusunda yaptırım uygulamaya kalkamaıyoruz. İşte fark da burada zaten. Terörün çözümüne giden yolda teröre el-ayak olan tüm kanallar, tüm odaklar pkk ile aynı kefeye konmazsa çözüm de olmayacak.
Türkiye, ciddi bir yol ayrımının arefesinde...
İmralı süreci ile birlikte Büyük İSrail'e giden yolda sıkça "bağımsızlık, özerklik, otonomi" gibi ifadeler duyacağız. Toplumumuz bu kavramlara alıştırılıyor. Herşeyi alıştıra alıştıra yapacaklar. Ve en sonunda milleti yeterince kıvama getirtikten sonra sözde bir çözüm safsatasıyla en büyük tavizi istemekten geri durmayacaklar.
O gün geldiğinde bu hükümetin gereken tepkiyi verebileceğini düşünüyor musunuz?
Açıkçası ben pek ümitli değilim...
SAADET PARTİSİ HEMEN İTTİFAK YAPMALI