İşlenen insanlık ayıbının boyutları gün be gün içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. Onlar, insanlığa yaşattıkları bu zilletten memnun olsalar da ürettikleri o çirkin entrika çemberinin içinde bir gün mutlaka kendileri de kalacaklar. Orası kesin...
İşte şimdi o güruha buradan haykırıyorum:
-Siz zannediyorsunuz ki doğru istikamettesiniz! Siz sanıyorsunuz ki saltanatınız bâki kalacak!
Hayır! Hem vallahi hem billahi hayır! Kalmayacak... Asla kalmayacak... İlâhi adalet bir gün mutlaka yakanıza yapışacak ve o gün öyle bir okkalı şamar yiyeceksiniz ki feleğiniz şaşacak Âlim Allah...
Bir gün ebabiller öyle bir hücuma geçecek ki tankınızla topunuzla, füzenizle birlikte yerle yeksan olacaksınız.
Yere batasıca gafiller... Boşuna dememişler 'Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.’ Çıkacak da...
Evet, elbet tutacak mazlumun âhı sizi bir gün. Bir gün felaket kapınızı çalacak İnşallah!..
‘Zulüm ile âbâd olanın akıbeti berbat olur.’ der Yunus Emre. Daha da beter olacaksınız...
Tarih çöplüğüne bir bakın, hangi zalimin akıbeti berbat olmadı ki? Hangi zalim ilåhi adaletin şamarını yemedi ki ya da hangi zalim kalıcı bir saltanat sürdü ki?
İstediğiniz kadar dünyada zalimlik yapın, neticede gideceğiniz yer Cehennem çukuru olacak. Yılanların çıyanların başınızın etini yediği gün döktüğünüz mazlum kanlarının hesabını vereceksiniz.
Öyle buyurmuyor mu Yüce Allah? ‘De ki: Ey kâfirler, yenileceksiniz ve toplanıp Cehennem’in dibine sürüleceksiniz.’ (Âl-i İmran/12) Sürülecek ve orada ebedi kalacaksınız.
Ha, şu da var orada yalnız olmayacaksınız... Çok da üzülmenize gerek yok. Dünyada iken size dostum diyenler de yanınızda olacak. ‘Kişi sevdiği ile beraberdir.’ buyuruyor sevgili Peygamberimiz... Siz insanlık ayıbı işlerken karşınızda durmayan hatta ve hatta safınızda yer alan, dostumuz, stratejik ortağımız diyenleriniz de sizle beraber olacaklar. İşte o yönden şanslısınız.
Evet, onlar Cehennem'in dibinde de yanınızda olacaklar ama bir farkla, buradaki gibi zulmünüze rıza gösteremeyecekler artık. Bilakis fayda etmeyecek bir pişmanlıkla yanıp tutuşacaklar.
Tabii ki bu arada siz de artık zulmedemeyeceksiniz. O iş bitti. O defter kapandı. Şimdi sırada Mizan var. Orada, "Hadi görelim, bakalım şu boyunuzun ölçüsünü." denecek.
Mizan derken size o da yok, Malik kolunuzdan tuttuğu gibi fırlatacak direk Veyl Deresi’ne. Siz o şekilde gideceksiniz, orası kesin. Cehennemin dibine kadar yolunuz var! Ancak hani şu yardakçılarınız var ya onlar belki Mizan’a çıkarlar ve Rabbim alacak o gün onların boylarının ölçüsünü.
Ne diyelim anlayana bu kadarı da yeter ama anlamayana davulu patlatsan da faydası yok...
