banner102

Dinler arası diyalog projesi, İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik dinleri üzerine bina edilmiştir. Sebebi ise bu üç dinin ‘ilahi’ ya da ‘semavi’ dinler olarak kabul edilmesidir. Ayrıca kökleri, İbrahim as’a dayandığı için bu dinlere ‘İbrahim’i dinler’ de deniyor. Bir de Hıristiyanlığa İsevilik ve Yahudiliğe de Musevilik dendiğini hatırlatmakta yarar var.

Öte yandan ‘diyalog’ sözcüğü, Türkçede ‘karşılıklı konuşma’ olarak tanımlanmıştır. Herhalde projenin akıl babaları, ‘Bu üç dinin mensupları bir araya gelsinler, “Dünyada barış içinde nasıl yaşanır?” onu konuşsunlar. Bir barış formülü bulsunlar ve artık insanlar huzur içinde yaşasınlar.’ diye düşünmüşlerdir…

Düşündüklerini tatbik için de bazı din adamları, bir araya gelerek bir takım görüşmeler yapmışlar, görüşler beyan etmişler ve birbirlerine bir takım teklifler sunmuşlar… Acaba, bir protokol imzalanmış mı? İmzalanmışsa içeriği nedir? Kamuoyuyla paylaşılmış mı belli değil. Ortada bununla ilgili bir bilgi yok. Ancak, sürecin başlamasından bu yana barış ve hoşgörü adına birçok seminer, konferans, toplantı ve faaliyetler yapıldı/yapılıyor. Söylemde hep barış ve kardeşlikten bahsedilmesine rağmen eylemde hep savaşlar yaşanagelmekte ve her ne hikmetse hep Müslümanlar aleyhine sonuçlar tezahür etmekte…

Burada şu mantık yürütülebilir; herhalde birileri, takiyye yapıyor.

Peki, kim kime karşı yapıyor? Onu bulmak lazım…

Sorunun cevabı,

1. Projenin tarihi sürecini irdelenerek verilebilir.

2. Biz Müslümanlar açısından da bu projeye nasıl bakmamız gerekir? Kur’an’a göre nasıl bir sonuç çıkar? Onu irdeleyerek verilebilir.

Projenin Tarihi Süreci

Proje, kim tarafından ve nasıl geliştirildi?

Dinler arası diyalog projesi, Hıristiyanlığa bağlı Katolik Mezhebi’nin merkezi olan Vatikan Kilisesi tarafından tasarlanmış bir proje… Vatikan Kilisesi, 11 Ekim 1962’de Ekümenizim ve diğer dinlerle olan ilişkilerin ele alınacağı İkinci Vatikan Konsil’ini başlatıyor. Bahsedilen konulardaki toplantılar serisini yürütme amaçlı oluşturulan konsile daha sonra diğer Hıristiyan mezheplerden Ortodoks ve Protestan kiliseleri de davet edilerek, iştirakleri sağlanıyor.

Hıristiyanlığın, yayılma çalışmalarını misyonerlerlik faaliyetleriyle yürüttüğü herkesçe malumdur. Kendi dinlerini insanlık için tek kurtuluş kapısı olarak gören Hıristiyan din adamları, o dönem özellikle kiliseyi siyasetin etki alanından kurtarmak ve faaliyetlerini daha bir etkin yürütmek amacıyla İkinci Vatikan Konsil’ini organize ediyorlar. Fakat ‘Kilise misyonerlik faaliyetlerinden vaz mı geçiyor?’ manasında eleştiriler gelince bu defa ‘Hayır, daha da etkili olacağı kabul gördüğü için, bundan sonra diyaloğa dayalı misyonerlik faaliyetleri yapılacaktır.’ şeklinde açıklama yapıyorlar…

İkinci Vatikan Konsili, Misyonerlik faaliyetlerinin artık ‘Dinler Arası Diyalog’ çerçevesinde yürütüleceğine karar verildikten sonra 1965’te sürecini tamamlıyor. Bu gün itibariyle ‘Dinler Arası Diyalog’ projesi etkin bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Türkiye, projeye ne zaman ve nasıl dâhil oldu?

Türkiye’de kendilerini ‘Gönüller Hareketi’ ya da ‘Gülen Hareketi’ olarak adlandıran Fetullah Gülen cemaati, dünya çapında milyonlarca gönüllülerinin olduğunu ve böyle bir cemaatin elbette ki dikkate alınmasının normal olduğunu ifade ediyorlar. Bu düşüncenin ne kadar isabetli olduğunu kanıtlarcasına 09.02.1998’de Papa ikinci Joen Pool ve Fetullah Gülen arasında Vatikan’da bir görüşme gerçekleşir. Görüşme talebinin Fetullah Gülen’den geldiği kendisinin şu sözlerinden anlaşılıyor.  “Papa’nın kimin müracaatına cevap verip vermeyeceğinin kararı herhalde kendisine ait bir husustur ve bu, kendisine sorulmalıdır.”

Papa, Gülen’le neden görüştü?

Fetullah Gülen, Papa’nın neden kendisiyle görüştüğüne de şöyle açıklık getiriyor. Gitmeden önce, Barthalemeos’la, geçen yaz da Amerika’dayken Papanın temsilcisi Kardinal O’Connor’la görüşmemiz, buradaki bütün Hıristiyan ve diğer dinlerdeki ruhanîlerle çok iyi temasımızın olması, bizim için referans oldu. Vatikan’a gittiğimizde çok zorluk çekmedik.

Buradan şu sonuca ulaşmak mümkün. Kilise, misyonerlik faaliyetlerini daha etkin yürütmek amacıyla düzenlediği İkinci Vatikan Kosili’nde alınan karar gereği Müslümanları bu vesileyle Dinler Arası Diyalog projesine dâhil etmiş oldu.

Yoksa bütün bu iyi niyet görüşmelerinden bu yana dünyada neler yaşandığı ortada. İslam coğrafyası kana bulanmış durumda. Demek ki görüşmede konuşulanların aksine dünyada kan dökmeye yönelik gelişmeler devam ediyor ama Dinler Arası Diyalog projesine kimse toz kondurmuyor. Bugün dahi Türkiye’de Fetullah Gülen de-şifre olduğu halde Saray’da bile proje dahilinde faaliyetler gerçekleşebiliyor.

Devamı var

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90