Rabbimiz Celle ve ala Hazretleri herşeyi bir ölçüye göre ve bir Hikmetle Yarattığını beyan buyuruyor. Yaratmadaki hikmetli ölçüler gibi , yaşam konusunda da hikmetli ölçüler konulmuştur. Bu ölçüler hem Müslümanlar için hem de tüm insanlar için huzur ve sukün kaynağıdır. Rabbimiz bizlere şeytan mefumu ile, yeryüzünün asayişini bozacak, hars-ı ve nesli ifsad edecek düşüncenin tüm özelliklerini önümüze koyuyor.
Bu şeytani düşünce ve düzen sahiplerine karşı ümmetin ve insanlığın dikkatleri çekiliyor. "Muhakkak ki şeytan ve adamlarını dostlar edinmeyin. Muhakkak ki o, sizin apaçık düşmanınızdır" ( Bakara suresi 168. Ayet)
Adem (A.S.) aldatan şeytan kıyamet sabahına kadar düşmanlığında bir eksilme olmadan, adamlarına kurdurduğu düzenlerle ifsad çalışmalarına devam edecektir. şeytan ve düşüncesini ve düzenlerini hesaba katmadan Müslüman olduğunu söyleyen bir fert, Rabbimizin kuralları doğrultusunda yeniden imanını kontrol etmek zorundadır.
şeytan ve düşüncesini ve şeytanın insanlar arasındaki adamlarını tanımadan, yani tağutları bilmeden, reddetmeden Müslüman olmayı düşünmek sadece iddia olarak kalır.
Tağutları ve hizmet ettikleri şeytani düzenleri tanımamak iman etmeye engeldir. " ....... O halde kim tağutu inkar edip Allah'a inanırsa, kopması mümkün olmayan bir kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir" (Bakara Suresi 256. Ayet)
şeytan ve düşüncesi, bugün dünya üzerinde mücadelesini kurumsallaşmış, resmi statü kazanmış kurumlar vasıtası ile devam ettirmektedir (BM, AB, NATO, IMF vb gibi). Bunların etkisi altındaki Devletler, dernekler, vakıflar, cemaatler, şahsiyetler ve Avrupa insan hakları sözleşmesi, hepsi aldatmaya yönelik şeytani plan ve planlamaların kararlarının alındığı birlikteliklerdir.
"Kalplerinde hastalık bulunanların, 'başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz' diyerek onların arasına koştuklarını görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih, yahut katımızdan bir emir getirecek de onlar içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır" (Maide Suresi 52. Ayet)
Mazlumlardan yana zalime karşı hiçbir gayreti olmayan bu kurumlar, kendi var oluş misyonlarına uygun davrandıklarını defalarca ispatlamışlardır.
Tağutlar: şöhret, ihale, makam vs karşılığında üstlendikleri bu ifsat misyonunu, şeytan adına yürüten gönüllü uşaklardır. şeytan adına nöbetteki uşaklar, nesli ifsad, ekini (hars-ı), ekonomiyi bozanlar en ufak bir ayrıntıyı bile ihmal etmeden sadık birer kul olarak şeytana ve düşüncesine olan bağlılıklarını ispatlamaktadırlar.
Rabbimizin haberine itibar etmeyi kendilerine yakıştıramayanların, bugün kafirlerin nasıl bir oyuncağı olduğunu esefle takip etmekteyiz. Esfeli safilin derecesinde şahsiyetini ve kimliğini kaybetmiş olmak, ancak Rabbinin sözüne kulak tıkayanların dünyadaki rüsvalıklarıdır.
".... Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar...." (Maide suresi 51. Ayet)
" Sen onların dinine girmedikçe (Onlar gibi olduğunuza onları inandırmadıkça) asla senden razı olmazlar" (Bakara suresi 120. Ayet)
Sırtını Allah'a, yüzünü düşmanlara dönenler: zilletten başka
Allah'tan ne umabilirler ki! İşte Libya, Suriye, Pakistan, Irak, Afganistan ve
diğerleri. Rabbim belasız uyanmayı nasip eylesin.