Ülkemiz adeta kaynayan bir kazan misali fokur fokur kaynıyor..
Alenen işlenen haramlar, çekinmeden Yaradana isyanlar, sövmeler, hırsızlıklar, adam öldürmeler, adaletsizlikler, vs..
Baktığı halde görmeyen gözler, kulağı olduğu halde duymayan kulaklar, inandım deyip inanmadığını yaşayan insanlar saygı görürken, inandığı değerleri yaşamaya gayret eden ve bu inanç ile insanları uyarmaya çalışanlar ise maalesef değersizliğin ötesinde aşağılık bir varlık muamelesi görüyorlar!
Çok attın sen de kardeşim diyenleri duyar gibi olduğum için bu kardeşlerime de şunu söylemek istiyorum; Be kardeşim sen de sözlerini Ayet ve Hadis'lere göre konuş, insanları bu pencereden uyar da bak bakalım çok mu atıyorum az mı?
Görsel ve Sosyal medya aracılığı ile insanlar üzerinde müthiş bir baskı uygulanıyor. Birileri ne düşünüyorsa, bütün insanların da onu düşünmesi isteniyor ve medya baskısı ile bu gerçekleştiriliyor. Ayet ve Hadis'e bakılmadan fikirler beyinlerde yerleşiyor ve bir din gibi kabullenilerek savunulur hale geliyor.
Hani son zamanlarda dillerden düşmeyen demokrasi var ya.. Ha işte anlatmak istediğimde bu kelimenin içinde saklı!
demokrasi sisteminin ne olduğunu açıklamadan önce bu konularda bizleri yoktan var eden, yaşatan, rızık veren ve yöneten Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerinin ne buyurduğuna bir bakalım:
"Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne karşı gelirse açık bir sapıklık etmiş olur." (Ahzâb Suresi 36. Ayet)
Bu uyarıdan sonra Yüce Rabbimizin bize kafirler konusunda ne buyurduğuna dikkat edelim:
"Sana bir iyilik gelince onların fenasına gider; bir kötülük gelse, 'Biz önceden ihtiyatlı davrandık' derler, sevinerek dönüp giderler." (Tevbe Suresi 50. Ayet)
İnanan bir Müslüman için bu uyarılarda günümüz meselelerine ışık tutacak çok önemli mesajlar vardır!
Esasen bu konular hoca efendiler tarafından insanların yoğun katılım gösterdiği Cuma hutbelerinde, tv ekranlarında ve sosyal medyada anlatılması gereken konulardır, fakat yeterince duyamadığımız için bildiklerimizi elimizden geldiğince biz anlatmak zorunda kalıyoruz!
Her neyse konuyu uzatmadan şu demokrasi sisteminin ne olduğuna kısaca göz atalım..
Kelime anlamını internette arama yaparak detaylı şekilde rahatlıkla bulabilirsiniz. Esas önemli olan dünyada ve ülkemizde kullanım şeklidir. Ülkemizde kullanım itibari ile çoğunluğun seçtiği kişilerin ülkeyi veya ülke insanları yönetmesi demektir.
Hani biz Müslümanız ya, Allah (Celle Celalühü) ve Resülünün (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sözünün üstünde bir söz söyleyemeyiz ya.. Hatta her namazın her rekatında okuduğumuz Fatiha suresinde 'Yalnızca sana ibadet eder ve yalnızca senden isteriz' diyoruz ya.. Evet bunun için Yüce Rabbimiz de bize nasıl yaşamamız gerektiğini, ne şekilde idarenin ve devlet yönetiminin yapılabileceğini net uyarılarla biz kullarına bildiriyor. Hatta bu konuda Yüce Rabbimiz Maide Suresi 44-47. Ayet-i Celilelerde bizleri tehdit edercesine uyarıyor! (Not: Bu ayetleri güvendiğiniz bir tefsir açıklaması ile birlikte okuyun)
Yaşadığımız bu batıl düzende Hakkı savunmak bizim inancımızın gereğidir. Sistem batıl diye ve Hakkı yaşayamıyoruz diye batılı savunmak zorunda değiliz. Ki yaşayamamak ile batılı çeşitlik kılıflar ile savunmanın arasında çok büyük bir fark olduğunu çok iyi bilmemiz gerekiyor.
Kim ne derse desin, hüküm-kanun koyan, öldüren ve yaşatan, rızık veren, hasta eden, şifa veren, zengin ve fakir yapan, ödül ve ceza veren ve Yaratmış olduğu bu imtihan dünyasından alıp cennet veya cehennem için Mahkeme-i Kübra'da bütün kullarına hesaba çekecek olan Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretleridir. Bunun dışındaki söylemler de uygulamalar da boştur..
Hakkın dışındaki bütün sistem, kanun, düzen ve uygulamaları LA diyerek reddediyorum..
