banner102
Ülkemiz, hiç yoktan ve artık gına getirmekte olan bir seçim süreci daha atlattı. Peki, sonuç? ... Sonuç alenen ortada. Reel politik açısından değerlendirilirse seçimin galibi AKP, mağlubu ise MHP’dir. Burası tamam.

Seçimler öncesi AKP’nin yürüttüğü kampanyalara bakılırsa 7 Haziran seçimlerinin önemli bir farklılık arz ettiği hemen ilk bakışta göze çarpıyor.

Şöyle ki AKP, her seçim öncesi milletin bilinçaltına bir takım korku senaryoları işliyor. Bu ise Milleti mantık yerine duygusal hareket etmeye sevk ediyor. Çünkü millet olarak barışsever bir yapıya sahibiz.

Bu açıdan bakıldığı zaman 7 Haziran seçimleri öncesi başlatılmış olan çözüm süreciyle birlikte millet, nispeten kaos fobisini üzerinden atmıştı. Yani biraz daha sağlıklı düşünme ve karar verme noktasına gelmişti.

AKP ise çözüm süreciyle millete bir yoklama çekmek istemişti. Yani bakalım millet, korku senaryoları içerisine sürüklenmeden de artık AKP’yi destekleme noktasına geldi mi-gelmedi mi?

Görüldü ki gelmemiş. Millet huzur ortamına kavuştukça AKP’nin eksilerini daha rahat görmeye başladı ve hemen ilk seçimde öncelikle tek başına iktidar yolunu kapattı. Koalisyonlarla devam durumunda ise AKP açısından ifade ediyorum, iş daha da kötüye gidecekti.

O halde buraya kadarki kısımdan hemen ilk tespiti patlatalım. Demek ki AKP huzur ortamından beslenemiyor. Aksine kaos ortamı işine yarıyor. 1 Kasım seçimlerine de bu açıdan bakmak gerekir ki iki seçim arası ülke tam bir kaos kıskacına sıkıştırıldı.

İster suni, ister hakiki; ister kendileri, ister birileri(?) AKP’nin iktidarda kalması için illa da kaos ortamı oluşturuluyor. Doğru mu? ... Evet, doğru... Bu demektir ki iktidarda kalmak için milletin hassasiyetini çok iyi okuyup ona göre korku senaryolarını zinde tutmak gerekir. Lütfen ön yargılı yaklaşmayalım!

Şimdi gelelim muhalefete. Başta MHP olmak üzere muhalefet bu süreci okuyamadı. Tabi HDP de önce okuyamadı, sonrasından uyandıysa da iş işten geçmişti. CHP ise her daim günü kurtarma peşinde.

MHP, iki nedenden dolayı okuyamıyor. Bir: İktidar fobisi var ki onu bir türlü yenemiyor. Adeta aslandan kaçan ceylan misali iktidardan kaçıyor. İki: Muhalefet olmayı de beceremediği gibi AKP’nin besin kaynağı olan kaosa adeta zemin hazırlıyor. Asarız, keseriz, vururuz, kırarız gibi.

HDP okuyamadı çünkü niyetleri başka. Her ne kadar son zamanlarda millete şirin görünmeye çalışsalar da aslında neye ve kime hizmet ettikleri belli ve onu kamufle etmekte de pek mahir değiller. Yani kısacası HDP, millete mal olacak bir parti değil vesselam. Terör noktasında mimli olmaları yetmiyormuş gibi bir de sürekli savaş ve savaş kokan barış söylemleri var. Bu da AKP’nin ekmeğine yağ sürüyor.

CHP’ye gelince onun zaten yaftası var. Çok da iktidar olayım derdinde de değil. Mevcut durumumu koruyayım bana yeter. Aman ne başımı ağrıtacağım. AKP zaten yapmamız gerekenleri fazlasıyla yapıyor.

Buradan şuna gelmek istiyorum. Yani AKP, gizli mihrakların kurduğu ve yöneticilerini de içimizden seçti(rdi)kleri işbirlikçi zihniyetin bir ürünüdür. Şunu açık ve net olarak ifade edebilirim ki AKP

batılıların müsaade ettiği kadar ülkede bir takım faaliyetlere imza atmaktadır. O faaliyetlerin tamamı da milletin aklını ve oyunu çalacak kadardır. Fazlasını yapma imkân ve izinleri de yoktur.

İşte CHP’yi de bu kategoriye rahatlıkla koyabiliyoruz. Yani CHP gelse AKP’den çok farkı icraatlara imza atacak değil. Çünkü CHP’yi de yöneten/yönlendiren aynı dış mihraklardır. O halde CHP’nin iktidar olup olmamasının ülkemiz açısından bir farkı olmayacaktır. Bunu da ikinci tespit olarak bir kez daha ifade etmiş olalım...

İşte tam da bu noktada milletin kendi görüşü olan Milli Görüş ve partisi Saadet Partisi aza-çoğa bakmadan hakkı söylemek ve o yolda yürümekten geri durmamaktadır. Bundan dolayıdır ki dış mihraklar Saadet Partisinin kazanmasını ve iktidara gelmesini engellemektedirler.

Peki, bu durum ne zamana kadar böyle devam edecek? ... İnşallah Yüce Allah’ın iktidarı nasip edeceği zamana kadar. Şu kadar ki bütün kalpler O’nun ilahi kudreti elindedir. Biz ise milletimizi ve ümmeti uyandırmaya devam edeceğiz.

İşte çokluğun oluşması özetle bu şekildedir. Böylesine birçokluğun içerisinde olmadığımızdan dolayı elbette ki hamd ediyoruz. Hele ki hakkın yanında olmaktan dolayı da sonsuz defa şükrediyoruz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90