Sonsuz Ü¢lemleri YARATAN Allah ZülcelÜ¢l ve Tagaddes Hazretlerine Hamd olsun ki, bizleri bu zulüm dünyasında, sapıklığa batmadan, fikir yozlaşmasına düşmeden yeniden siz değerli okuyucularla bir araya getirdi.
KÜ¢inatın Hak ve Batıl üzerine Yaratıldığını her iman edenin bilmesi gerekir. İnsanlığın başlangıcından günümüze ve hesap gününe kadar Hak ile Batıl mücadelesi devem edecektir. Hiçbir zaman Batıl, Hakka karşı mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Buna inanan bir Müslüman nasıl olurda Batıldan yana tavır alabilir?
Hangi dönemde Batıl Hakka karşı iyi niyetli veya saldırganlığını sonlandırmış ki, günümüzde Batılın yanında yer alan milyonlarca Müslüman’ım diyen insan çıkabiliyor?
Batıl düşünceye sahip her insan veya topluluk, Haktan razı olmaz. Bu, Allah Zülcelal’in bizlere, dünya hayatında sapıklığa düşerek, ebedi Ü¢lemde cehennem ateşinde yanmayalım diye, açıkça bildirdiği ayetlerdendir.
Gerçekler bu şekilde iken, günümüzde, İslam’a açıkça savaş açmış zümrelerin, Müslüman’ım diyen insanlar tarafından düşman görülmemesi nedendir? Ne hazindir ki düşman görülme bir yana, maalesef birçok zümre tarafından dost kabul edilebiliyor. Bu dostluğunda ötesine gidilerek kadim dostluklar kuruluyor.
Bu yanlış anlayışların altında ne kadar iyi niyet olsa dahi, hiçbir şekilde Hak anlayış ile bağdaşmayacağını bilmemiz gerekir. Velev ki, İslam düşmanlarını iyi niyetleri ile dost kabul edip veya bu şekilde dillendirip, Müslümanların yaratına bir şeyler yapma düşüncesinde iseler, bu düşünceye kapıldıkları günden bu güne kadar İslam ne kazandı? Veya Müslümanların yararına neler oldu?
Yeryüzü kan ağlarken, İslam coğrafyasında her geçen gün akan kan çoğalırken, nasıl oluyor da İslam’a savaş açmış devletler ile, stratejik ortaklıklar, Kadim dostluklar, askeri anlaşmalar yapılabiliyor?
Yönetimde yer alan insanların bu tür düşüncelerden çıkar elde ettiklerini düşünebiliriz. Fakat bu zihniyette olan yöneticilere destek veren alt zümreye ne oluyor da, Zalime karşı hoşgörülü bakabiliyor?
Bunu sıradan bir olay gibi görenler, en büyük yanılgı içerisindedirler. Çünkü bu ibadet değil İtikat sorunudur. İtikat konusunda eksiklik insanı uçuruma götürür.
Bizler Müslümanlar olarak, her ne pahasına olursa olsun, Sayın Başbakanımızın 1993 yılında Refah Partisi Rize Konferansında söylediği “ En Büyük şahadet, Düşmanımın şahadetidir” sözüne kulak vermemiz gerekiyor.
İslam’a açıkça savaş açmış olanlar, eğer beni Müslüman olarak seviyorlarsa, benim yaşayışımda ve imanımda sıkıntı var demek ki, diye düşünemem gerekir. Çünkü biz KÜ¢inatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (Sallahu Aleyhi Vesellem) Efendimizden daha düzgün yaşayan bir insanmıyız ki, ona düşman olan zihniyet, bize dost oluyor?
Değişen bir şey yok, Batıl aynı batıl, Zulüm aynı zulüm, Zaman değişse de Batıl zihniyet değişmez.
Anlayabilenlere ne mutlu.Ammma sen anlattta dur. Kör ,sağır ve dilsizler ne anlayabilirler.Kalpleri kör olmuş,küfür uşaklığına yemin etmiş olanblara ne anlatırsan anlat anlamazlar.Onlar aşağılıktan izzet bekliyorlar,veya kafirlerin yanında şeref arıyorlar. Ne alçaklık ya Rab koru bizleri.