Eserin ne olduğunu az çok herkes bilir. Bilmeyenlerde, sağdan soldan duyduklarıyla bir ürün ortaya koyma diyebilecek seviyededirler. Kelime anlamı olarak Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre; “emek sonucu ortaya konan yapıt, ürün” demektir.
Aslında bu açıklama gayet açık ve nettir. Anlam itibari ile başka bir açıklamaya da gerek yoktur. Bizim anlamamız gereken şey ortaya çıkartılan bir varlıktır. Bakın özellikle ortaya çıkartılan diyorum çünkü Kâinatta var olan her şey Yüce Yaratıcı tarafından yaratılmıştır. Yaratılan bir varlığın herhangi bir şey yaratması imkânsızdır. Bunu düşünmek ise akılsızlıktır.
Aklı olan bir insan yaratılmış bir şeyi tekrar yaratmanın saçma olduğunu anlar. Pekâlâ, dünyada bu kadar gelişmeler, teknolojik aletler vb ürünler nasıl ortaya çıkıyor diye sorabilirsiniz. Bu soruya cevap vermek için şuurlu Müslüman olmak gerek. Yüce Mevla’mız tarafından bize rehber olarak gönderilen Kur’an-ı Kerim’de “Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah’ın dışında tapmakta olduklarınız, hepsi bunun için bir araya gelseler dahi, gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de.” (Hac Suresinin 73. Ayeti) buyuruyor. Şuurlu Müslüman sadece bu ayet ile kâinatta yaratılan bir varlığın hiçbir şey yaratamayacağını bilir.
Ya kardeşim, eserle bu anlattıklarınızın ne işi var, diyebilirsiniz. Evet, eserin resmi açıklamasında, yani anlamında bir sıkıntı yok. Bu anlattığımla da bir ilgisi yok. Fakat halk arasında insanların bilinçaltına yerleştirilmek istenen şey, bir insanın ortaya çıkardığı herhangi bir şey, o kişinin yaratıcılığını ortaya koyuyor(!) Hatta günümüzde yetişkin gençlere sürekli empoze edilen şey, “yaratıcılığınızı ortaya koyun” mesajıdır. Bu şekilde yetişen genç gelecekte ortaya koyduğu bir ürün sayesinde kendisini Yaratıcı gibi hissedecek ve bununla övünecektir. Hâlbuki hiçbir yaratılan ortaya çıkardığı bir şeyle övünmemesi gerek!
Nasıl ki satın aldığımız bir cep telefonunu ben buldum veya icat ettim diyemiyorsanız, kendinizin veya başkalarının ortaya çıkardığı bir şeye sıfırdan yaratmış diyemeyiz, demeden de öte düşünemeyiz.
Herhangi bir eser icat eden bir kimse bunu kendi ve insanlığın menfaati için yapmışsa esas Yaratıcıya şükretmesi lazım. Eserden yararlananlarda emeği için eseri ortaya çıkartana teşekkür etmeleri gerek. Bu teşekkür eser sahibini mutlu eder. Eser sahibi şuurlu Müslümansa, insanlığa faydası dokunduğu için karşılığında Cenab-ı Allah’tan çok büyük bir ecir alacağını bilir. Bu konu hakkında Sevgili Peygamberimiz (Sallahu Aleyhi Vesellem) “''İnsanların En hayırlısı insanlara faydası dokunandır.” Buyuruyor.
Yaratıcı sayesinde ortaya çıkartılan bir eserin karşılığını yaratılandan beklemek çok büyük eksikliktir. Herhangi bir eser ortaya koyan kişi hak ettiği karşılığı yalnızca Yüce Allah’tan (Celle Celalühü) beklerse hem mutmain olur hem de tam karşılığını alır. Fakat kullardan karşılığını bekleyen dünyalık bir kaşılık bulsa da ahiret bir fayda elde edemez.
Sonuç olarak kim bir eser ortaya koyuyorsa koysun, bununla övünüp Yüce Mevla’ya ortak koşma tehlikesine düşmesin. Ortaya çıkartılan eser insanlar tarafından mükemmel gibi gözükse de eser buluşçusu bunun mükemmel olduğunu düşünmemelidir. Kesinlikle bir eksikliğinin olduğunu düşünerek kendisine mükemmellik sıfatını yüklememelidir.
Mevla’m bütün inananları kendisine şirk koşmaktan korusun.
