Geçtiğimiz hafta sonu Saadet Partisi GİK üyesi ve Genel Başkan Başdanışmanlarından Fatih Erbakan, Sürmene İlçe Teşkilatının davetlisi olarak konferans vermek üzere Sürmene’ye geldi. Yüzlerce kişinin ilgi ile takip ettiği programa ben de katıldım. Konuşmasını seçici bir şekilde ve dikkatle takip ettim. Konu hakimiyeti, olaylara yaklaşımı, siyasi değerlendirmeleri, izleyiciler ile etkileşimi vs tüm detayları birebir gözlemleme imkanına sahip oldum. Gerçekten etkileyici bir performans sergiledi. Yaşı daha 35 olmasına rağmen belki yaşının iki katı bir olgunlukla ama yaşının verdiği enerji ile müthiş bir hitabet sergiliyor.
Merhum Necmettin Erbakan Hoca’nın tedrisatından geçmiş birisi olarak Erbakan isminin taşıyıcısı olmak belli külfetleri de beraberinde getiriyor. Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan hayatını Yeniden Büyük Türkiye, İslam Birliği gibi çok önemli ideallere adamıştı. Tam 40 yıllık siyasi mücadelesi boyunca çok darbeler aldı ama bu ideallerinden hiç vazgeçmedi. şimdi bu ideallere ve mücadeleye sahip bir isim var arkasında. Saadet Partisi saflarında çekirdekten yetişen, babasının adını sadece laf olsun diye değil tüm zorluğu, zahmeti ve sorumluluğu ile taşımak için mücadele veren bir isim Fatih Erbakan.
Sürmene’deki konuşması esnasında beni en çok etkileyen tarafı afaki yorumlarla değil, reel ve somut delillerle AKP iktidarında eleştiriler yapması oldu. Üzellikle ekonomik göstergeleri çok iyi okuyarak ve bunları günlük hayatın diline göre ifade ederek dinleyicilere aktarmış olduğu ifadeler, onun karşısındakileri ikna kabiliyetini gösteren önemli bir durum oldu. Üte yandan konuşmasında her bölüm sonunda dinleyicileri silkindiren ve coşturan kısa, öz ve çarpıcı ifadeler kullanması bu ifadelerle dinleyicileri heyecanlandırırken coşturması da çok önemli bir detaydı. Kitleleri harekete geçirme, düşündürme, kıyaslattırma, coşturma gibi bir hatibin en önemli kriterlerini çok iyi kullanıyor. Yeri geldiğinde her birini ayrı ayrı kullanabiliyor. Tüm bu özellikler genetik olarak babasından gelen karizmanın başlangıcını oluşturan etkenler.
Fatih Erbakan, Saadet Partisi içersindeki bazı iç olumsuzlukları kullanmak isteyen ve onu kendi saflarına katmak isteyen Başbakan Erdoğan’ı Sürmene’de yaptığı konuşma ile büyük hayal kırıklığına uğrattı. Kimileri tarafından “Erdoğan’ın A takımında olacak” denirken, “Erdoğan’ın A takımında olmaktansa, Saadet’in çaycı kadrosunda olmayı yeğlerim” diyerek tüm bu dedikoduları kökünden kesip attı. Bu net ifadeler aynı zamanda Başbakan Erdoğan’ın son zamanlarda sıkça dillendirdiği “biz Erbakan Hoca’nın yolundan gidiyoruz” ifadesine de keskin ve net bir cevap oldu. Aynı zamanda Saadet Partisi ve Ak Parti’nin temel politikalarda taban tabana zıt yönde olduğuna da…
Türkiye’nin söylem, eylem ve ideal noktasında karizmatik lider eksikliğini çektiği bir sırada Fatih Erbakan’ın yavaş yavaş yükselişi ne ile açıklanabilir acaba?
Bu soruya Türkiye’nin içinden geçtiği şartları kritik ederek cevap vermek gerek. Türkiye derin ve sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Bu süreçte sadece söylem alanında boy gösteren Recep Tayip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli gibi liderlerin yetersizliği de etkili. Fakat milletimiz sadece lafta kalan, hedefi olmayan ve idealden yoksun bu söylemlerden bıktı usandı. Daha çok çalışan, sadece söylemde kalmayıp söylediğinin arkasında duran yeni isimler arayışı içinde Türkiye. İşte tüm arayış içersinde Erbakan isminin ağırlığı çok büyük önem taşıyor. Kanaatimce Fatih Erbakan yakın siyasi tarihte önemli bir isim olacak. şu aşamada henüz babası merhum Erbakan'ın tabiri ile 'pişme' dönemini yaşıyor. Bu süreci geçtikten sonra siyaseten nüfuz alanını daha da genişletecek.
Gelecek, kimileri için tarih sayfaları yazar.
İşte bu isimlerden birisi de bence Fatih Erbakan olacak...
tayyip erdoğan da erbakanın yolundaydı ama bunların hepsi aynı