Allah Resülü'de (Sallahu Aleyhi Velsellem) Peygamberlik görevini aldıktan sonra Mekke toplumunda insanların Allah'ı(Celle celalühü) birlemelerine, Mevla Teala'nın Rab'lık ve İlah'lık sıfatlarına ve yetkilerine ortak olan-olmak isteyen Mekke'nin reisi Ebu Cehil'e karşı yapılan mücadelenin sonucudur, fetih.
Ayrıca Ebu Cehil'in Alemlerin Rabbine baş kaldırışının kılıfı olan Kabe'deki putlar ve bu putlar adına kendilerini putlaştırdıkları Mekke'deki müşrik idareye karşı açılmış Hak bir mücadelenin sonucudur, fetih.
Allah adına yapılan bu mücadelede, insanın hür iradesinin tecelli etmesine engel teşkil eden her türlü yapılanmanın, her türlü şeytanı düşüncenin, toplumlar ve insanlar üzerindeki baskısı kırılmadan, Allah'a kulluk kesinlikle gerçekleşmez. Böylesi bir toplumda özgürlükten de asla bahsedilemez.
İnsanlar; O gün olduğu gibi bu günde özgürlük adına, derin bir köleliğe itilip mahkum ediliyor.
İslam toplumundaki bu fetih ruhu var olduğu müddetçe şeytan iktidarları asla rahat hareket yapamayacaklardır.
Suçluluk psikoloji ile sürekli baskıyla, zulümle korkularını yenmeye, kendilerini rahatlatmaya çalışmaktadırlar. Günümüz dünyasında yaklaşık yüz elli yıldır uyutulan Müslümanların kendi özgürlüklerine yani; Allah'ın (Celle celalühü) kabul edeceği şartlara uygun, kulluk yapmalarına engel teşkil eden küresel emperyalizme ve onun işbirlikçi iktidarlarına karşı uyanış, silkiniş hareketleri; bu işin başını çeken ABD'yi ve yandaşlarını son derece rahatsız ettiğini ve psikolojilerini bozduğunu görmekteyiz.
Dünya üzerinde mazlum milletlere karşı yürütülen sindirme, korkutma girişimleri, deli yürekleri! daha bir diriltmeye ve diklenmeye, özgürlük haklarına daha çok sahip çıkmaya sevk etmektedir.
Bir kısım toplumlar, baskı ve şiddetle dizayn edilmeye çalışılırken, bir kısım toplumlarda ırkçı emperyalizmin oltasının ucundaki para, makam, kadın ve şöhretle şekillendirilmeye çalışılıyor; ülkemizde olduğu gibi.
Bugün dünya üzerindeki şeytan iktidarları, önce kendileri için büyük tehlike arz eden Müslüman milletlerini narkozlayarak uyutup, oyun ve eğlencenin, cinselliğin pençesinde değerlerinden uzaklaştırmaya çalışmaktadır.
Zaman içinde yapılan bu tür operasyonlarla bir takım ciddi zihinsel ve fizikler erozyonlar meydana getirmektedirler.
Bu çalışmalarda Siyonizm'in ve emperyalizmin en büyük hayat damarları, bu batıl amaçları gerçekleştirmelerine yardım ve yataklık yapacak işbirlikçi zihniyetlerdir.
Müslüman toplumlarda bir kişi çıkıp ta gür bir seda ile; 'Bu Noel de neyin nesi, biz Müslüman'ız! bu batıl geleneğin bizimle ne ilişkisi var' diyemiyor!!
Noel adı altında yapılan çalışmalarla aslında İslam toplumunun ayarının bozulduğunu fark edemiyoruz. Her yıl yeni bir doz artırımı ile ilk zamandaki tepkilerin, karşı reflekslerin artık cılız rahatsızlıklara yerini bıraktığını görmekteyiz.
Günümüzde Noel; hem Hıristiyan topluluğun hem de İslam toplumunun zihinsel dünyasında yapılan uyuşturma operasyonunun adıdır.
Hıristiyan bir topluluğun batıl bir geleneği olan bir kutlamanın İslam toplumlarında da bayram havası içinde takdim edilmesi, arkadan gelen nesil için bu batıl yönelişleri normal kabul etmesine sebebiyet vermektedir.
Gelinen noktada Hıristiyan inancı ile İslam inancının birbirlerinden farlı bir yönünün olmadığı düşüncesi aşılanmaktadır. Bu çalışmanın diğer bir ayağı da diyalog çalışmaları ile tamamlanmaktadır. İslam toplumunda Fetih ruhunun yeninden canlandırılması, bu batıl çalışmaları yapanların planlarını altüst edecektir.
Fetih ruhu olmadan,
Fetih nesli yetişmeden,
Hiç kimse özgürlükten bahsedemez!
