banner102
Bakara Suresi: “Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hristiyanlar senden asla hoşnut ve razı olmayacaklar. De ki, gerçekten de Allah'ın hidayeti, hidayetin ta kendisidir. Şânım hakkı için, sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, kalkıp da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, sana Allah’tan ne bir dost “olunur, ne de bir yardımcı. (120)

Al-i İmran
: “Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır. ﴾28﴿

De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir. ﴾29﴿

Nisa: ”
Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? ﴾144﴿

Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın. ﴾145﴿

Ancak tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılıp dinlerini (ibadetlerini) yalnız onun için yapanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakında büyük mükâfat verecektir. ﴾146﴿

Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir. ﴾147﴿

Maide:
”Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. ﴾51﴿

Kalplerinde hastalık bulunanların: «Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz» diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır. ﴾52﴿

(O zaman) iman edenler: «Bunlar mıdır sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle yemin edenler?» diyeceklerdir. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir de kaybedenlerden olmuşlardır. ﴾53﴿

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir. ﴾54﴿

Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler. ﴾55﴿

Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır. ﴾56﴿

Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz. ﴾57﴿

Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez. ﴾67﴿

Tevbe: ”Nasıl olabilir ki! Onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda ne ahit, ne de antlaşma gözetirlerdi. Onlar ağızlarıyla sizi razı ediyorlar, hâlbuki kalpleri (buna) karşı çıkıyor. Çünkü onların çoğu yoldan çıkmışlardır. ﴾8﴿

Bir mümin hakkında ne ahit tanırlar ne de antlaşma. Çünkü onlar saldırganların ta kendileridir. ﴾10﴿
 
İsra: ”Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi. ﴾73﴿
Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin. ﴾74﴿
 
Mücadele: ”Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa- Allah'a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar,

Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah'ın tarafında olanlardır. ﴾22﴿

Hadislerde;

"Kişi sevdiği ile beraberdir." (Buhari, Müslim)

"Sizden biri kiminle dostluk bağı kurduğuna dikkat etsin. Zira kişi dostunun dini üzerindedir." (Ebu Davud)

Değerli kardeşlerim, yukarıdan aşağıya Ayet ve Hadisleri tefsirleri ve şerhleri ile incelediğimiz zaman göreceğiz ki konu çok hassas bir konudur. Sulandırmaya asla gelmez. Kişisel olarak olsun devletlerarası ilişkiler açısından olsun konu tam bir inanç konusudur.

Ebetteki Müslümanlar kâfirlerle çeşitli alanlarda iletişim ve alış verişler içerisinde olacaklardır. Bu hem tarihen sabittir hem de vakıa olarak bir realitedir. Ancak İslam her söze ve her fiile ahkâm yüklemiş bir dindir.

Hiçbir sahada boşluk bırakmamıştır. Eğer bıraksa idi o boşluğu mutlaka birisi veya bir şey dolduracaktı. Din de, Kâinat ta vs. vs. hiçbir şey asla boşluk kabul etmez.

Bugün dostlar, ne yazık ki, dünyada tüm hâkimiyet alanlarını ehli küfrün adet ve gelenekleri kuşatmış ve kayıt altına almıştır. Bunlardan dışarı çıkabilen çok müstesna, mümtaz, dirençli ve güçlü iman sahibi yöneticiler olabilmektedir. Uluslararası protokol kuralları ve antlaşma menfaatleri hep onların istedikleri ve ortaya koydukları gayri İslami şekillerde cereyan etmektedir. Vakıa bu iken, gözler önünde her şey cereyan ederken, yok efendim her ne kadar öyle gözükse de bizler farklıyız vs vs. iddiaları züğürt tesellisi olmaktan öteye gidemediği gibi kişileri de sorumluluktan asla kurtaramaz. Lafa değil icraata bakılır.

Dostluk ve Velayet kavramlarını da, ayetler çok net açıklayıp uyarılarda bulunuyor. Kafirun Süresi’nde ki “LA” lar bugün için güçlüler lehinde adeta kaldırılmıştır. “ Ben sizin ibadet ettiklerinize ibadet etmem”, “ LA”, kaldırılınca “ ibadet ederim” şekline dönüşüyor, İbadet kavramı nedir, Hayatta ya Allah ve Resülü’nün dedikleri gibi yaşayacaksın, ya da bir başkalarının dedikleri gibi. İşin özü buradadır. Kalbimin dili yok ne kadar da bizarım. Selametle kalın dostlar.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Faruk Keleş 2015-10-26 14:02:03

Hocam emeğine sağlık,
Çok merak ediyorum bu paylaştığınız yazıda yer alan Ayet ve Hadisleri cami kürsülerinde vaaz eden birçok hoca okudğu halde nasıl oluyorda onları dost edinenler birlikte oluyor? Nasıl oluyorda siyasette bu ayetler farklıdır! diyebiliyor? İnanın hocam bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Üstelik zahiren bir menfaatlerinin olduğu da gözükmüyor! Bu hidayet kararması nedendir acaba?

banner90