Önümüze gelen bu seçme nimetini nasıl değerlendireceğimizi; namazı kılmadan önce namazda ne okuyacağımızı ve nasıl kılacağımızı öğrenme gereği olduğu gibi bu seçimlerde nasıl davranmamız ve kimlere destek vermemiz gerektiğini de ehil insanlardan öğrenmeliyiz. Yoksa, bu benim özgürlük hakkımdır ve ben istediğime veririm diyemeyiz. Nasıl ki namazı kılarken ben istediğim gibi kılar ve istediğimi okurum diyemiyorsak bu seçme hakkını da kendi keyfimize göre değerlendiremeyiz.
Namazı doğru kılmadığımız zaman bunun cezasını şahsi olarak hesap aleminde göreceğiz. Peki seçme hakkını kullanarak eğer yanlış bir teşkilatı! yetkili yaptığımız zaman nasıl hesap vereceğiz? Benim inandığımı İslâm dinine göre, toplumsal bir karşılığı olduğu için kat kat daha fazla vereceğiz. Üstelik verdiğimiz oy ile yapılan yanlışlığın, ortadan kaldırılmasına kadar sol hanemize eza eklenecektir. Bundan dolayı doğru bir yere oy vermek için gece gündüz mücadele etmeliyiz. Bakın sadece doğru yere oy vermeliyiz demiyorum.. Doğru bir teşkilatın (Partinin) yönetime gelmesi için gece gündüz mücadele etmek zorundayız. Aksi halde "ben nasıl olsa yanlış partiye oy vermedim" diyerek kesinlikle sorumluluktan kurtulamazsınız.
Buraya kadar yazdıklarımı anlayabilmek için insan! olduğumuzu idrak etmemiz lazım. Eğer bunu idrak ettiysek; iyiyi kötüden, güzeli çirkinden eğriyi doğrudan, faydalıyı zararlıdan ve adaleti zulümden ayırt edebiliyoruz demektir. Bu ayırt etme özelliğini doğru kullanmak için, bu özellikleri bizlere bahşeden Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerinin vahyine ve o vahyi birebir yaşayan Sevgili Peygamberimizin (Sallahu Aleyhi Vesellem) buyruklarına uyma gayretinde olmamız gerekiyor. Bu şekilde yaşadığımız zaman Müslüman olmuş oluyoruz. Yani Hakk'a teslim olan oluyoruz. Aksi halde kötüye iyi, çirkine güzel, zararlıyı faydalı ve zulmü adalet diye bakar ve bunları doğru gibi görerek kendi kendimizi kandırmış oluruz.
Ayrıca Müslüman'ım dedikten sonra bu gayret içinde olmayan kişiler ise gayri Müslimlerden farksız duruma düşerler. Çünkü Müslüman olan teslim olan kişidir. Teslim olanda teslim olduğu yerin emir ve yasaklarını yapma gayreti içinde olandır.
Şu emir bana göre, bu bana göre değil, bu zamanda bu yapılmaz, günün şartları buna elverişli değil gibi bahaneler üreterek görev ihmal edilmemelidir. Aksi halde gayri Müslimlerden farkımız, adını amel diye adlandırdığımız fakat, içini boşaltıp kendi nefsimize göre yaptığımız için hamallık olarak üzerimize yüklenecek yüklerle ayırt ediliriz.
Bundan dolayı önümüzde bulunan seçime hakkını çok iyi anlayıp İslam adına en iyisini getirmek için elimizden geldiğince gayret göstermeliyiz.
Son olarak şunu da çok iyi anlamanızı rica ediyorum:
Hangi seçim olursa olsun seçim yaparken insanların şahsına kesinlikle oy vermeyin. Oyunuzu, oy vereceğiniz şahısların fikir yapıları ile binmiş oldukları gemilere! göre oy verin.
Emin olun ki gemisi batıl yönde ilerleyen bir teşkilatın adayı Âlim olsa dahi İslâm adına zerre kadar değeri yoktur. Fakat gemisi Hak yolda ilerleyen bir teşkilatın adayı, AMEL! yönünden eksikliklerle dolu olsa yolu Hak yol olduğu için desteklemek zorundayız!!!
Mevlâ'm bütün Müslümanlara Hakkı Hak bilip onun için malıyla canıyla mücadele etmeyi, Batılı batıl bilip onun karşısında aynı şekilde malıyla ve canıyla mücadele etmeyi nasip eylesin.
