İşte, bakın kargalar bile güldü…
Kargalar kime mi güler?
Tabii ki harbi olmadığı halde harbiymiş gibi gözükmeye çalışanlara. Yani sözünün eri olmayanlara…
Doğrusu sözü döndürüp dolaştırmayı fazla beceremem. İyisi mi hemen mevzuya girelim.
Mecburiyetten yine hükümete çatacağım!
Ey Hükümet! Ekrandan söylediklerin başka, icraatların bambaşka.
Biliyorum kızanlarım var bana ama, şu AKP ile ilgili ne zaman bir yazı kaleme alsam hep üslubumu bozuyorum. Doğrusu elimde de değil yani. Aslında yazmak da istemiyorum. Ama bir yazma, iki yazma… Nereye kadar? Sabredemiyor insan! Dert bu, yazdırıyor işte...
Şu AKP, hükümet olduğu günden bu yana hep, bir ileri-bir geri, bir ileri-iki geri manevra yapıp duruyor. Yani bir türlü kurallara uygun park yapamıyor. Hayır, yani madem ileri gidip tekrar geri geleceksen, niye ileri gidiyorsun da adamın asabını bozuyorsun? Madem ileri gittin o zaman harbi dur kardeşim. Sözünün arkasında ol.
Şimdi, bazen ileri hayırlı bir adım atıyor, ama bir bakmışsın haydaa iki adım geri gelmiş. Mesela senelerdir sivil anayasayı bekliyoruz, YOK! Mesela daha sıcağı sıcağına kısa bir süre önceki mevzu; Gazze’ye gidilecekti. TIK YOK!
Bazen hayırsız bir adım atıyor. Bakıyorsunuz sonuna kadar gidiyor. Mesela DOMUZ YASASI… Mesela, ZİNA YASASI… OhoOOo say sayabildiğin karar. Hani bazıları diyorlar ki; “İyi ki bu iki şeye takmışsınız, onu da görmeyiverin be kardeşim!” Hem de kim diyor biliyor musunuz? Kim olacak? Bizim Hüsnü Amca. Onu da geçtim, bizim caminin imamı!!!
Bre güzel gardaşım! Hangi iki şeyden bahsediyorsun? Bu iki şey ayetle yasak olan şeyler de onun için sürekli onlar üzerinde duruyorum. Ha, diğerlerini önemsemiyor değilim. O diğerleri de bizim can damarlarımız. Hadi onlardan bir kısmını yine sayalım. ‘BOP’ eş başkanlığı… ‘Medeniyetler İttifakı’ eş başkanlığı… Yabancıya 600 dönüm toprak satışı,,, Fabrikaların, yolların, köprülerin, bankaların satılması… Onlarca kilisenin devlet eliyle restore edilip, hizmete açılması… Lezbiyenlere dernek izni… Sıfır sorunlu komşudan sıfır sorunsuz komşu… Devlet borcunun 600 milyar dolara dayanması… Senede 50 milyar dolar borç faizi ödenmesi… Asgari ücret, açlık sınırı, yoksulluk sınırı, bunun yanın da dolar milyarderlerimizde patlama… Dünyanın en pahalı benzini… Elektrik, doğalgaz, su faturaları… Daha sayayım mı? … Kusura bakmayın ama o kadar da uzun yazıyı kimse okumuyor.
Ha! Geçtiğimiz sene atmış olduğu hayırsız bir adımdan, bu sene çark etmiş olmasına da doğrusu memnun kalmadım değil! Yani manevra da güzeldi. Fazla meraklandırmadan ifade edeyim… Hani bu geçen sene ilk, orta ve lisede kılık kıyafet serbestîsi getirdiler ya! Hah işte o konu. Bu sene de şükür veliler karar versin diye güzel bir kıv… pardon manevra yaptılar. Doğrusu buna şapka çıkarılır.
Kanun çıktığı zaman ‘İŞTE ŞİMDİ BİR ADIM GERİ’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım. “Siz geri adım atmaya alışıksınız, ne olur bunda da bir geri adım atın!” demiştim. “Yoksa onarılması çok zor bir yara alacak değer yargılarımız.” demiştim. Yazımız ses mi getirdi, onu bilmiyorum.
Düşünsenize dekolte yada ne bileyim altından eksik, üstünden kesik kıyafetlerle liseye giden hanım hanımcık kızlarımız, Sözüm meclisten dışarı hippi kıyafetiyle okula gidecek beyefendicik oğullarımız… Her gün ayrı bir kıyafetle okula gidenler ve yanında imkânsızlıklar içerisinde kıvranan ailelerin çocukları… OhooOOO! Gel de çık işin içinden. …ha ayrıca şu eğitim sistemine, yok bilmem sınav sistemine de değinmiyorum.
Şimdi, şu AKP yani Hükümet, yaptığı güzel şeyleri methede methede bitiremiyor. Sanki hiçbir şey yapmamaları gerekiyordu da. Niye hükümet oldunuz gardaşım? Elbette ülkeyi idare etmek için, kalkındırmak için. Yani kendi ifadenizle ‘Gelecek seçim için değil, gelecek nesil için…” Ama bakıyoruz bütün icraatlarınız gelecek seçime yönelik.
Bizim Anadolu’da bir tabir vardır; ‘şu yoldan geçen iki Müslüman’la bir Hıristiyan çağırın da sorun bakalım… Söyleyecekleri şudur: “Hizmet, gelecek seçim içindir; tarım ve sanayiye yatırım ise kalkınma yani gelecek nesil içindir.”’ Siz ne yaptınız? … Sadece hizmet. Tarımı tartakladınız, Sanayiyi sattınız… Yalan mı? Ha şimdi toprağı da satıyorsunuz zaten.
Ey Milletimiz! Asıl beni güldüren şeylerden biri de ne biliyor musunuz? Hani şu kargaların da güldüğü şeylerden biri… İyi yaptıkları şeyler de hava atıp duruyorlar. Ama ne zaman ki bir şeyler olumsuz gider, ya da sizlerin hoşlanmayacağı bir icraat yaparlar, o zaman da kabahati direk CHP’de arıyorlar. CHP de onların günah keçisi. Yok Dersim’e ders verdiler… yok geziye çıkıp yürüdüler… yok PKK’ya omuz verdiler…
yok, yok, yok… Adeta denize düşen yılana sarılır misali, bunlar da çıkmaza girdikleri zaman direk CHP’ye sarılıyorlar. Hâlbuki kardeşim günde beş vakit CHP’nin elini öpmelisiniz. Niye mi? … Çünkü CHP’nin sayesinde on bir yıldır hükümetsiniz de ondan. CHP destekçiniz de MHP mi köstekçiniz? Ya da ne bileyim diğeri… Al birini vur ötekine. Hepsi siz iktidarda kalasınız diye mücadele ediyorlar. Çünkü kazın ayağı başka. Asıl ipin ucu puştun yani gammaz batılıların elinde. İşte asıl sorun burada… Gel de bunu Hüsnü Amcaya ya da ne biliyim bizim caminin imamına anlat.
Allah için, şu mecliste harbi bir muhalefet yok. Olsaydı, siz bu memleketi kolay kolay bu hale getirebilir miydiniz? Şu İslam coğrafyasının haline bir bakın! Emin olun bu gün bu rezilliklerin ayyuka çıkması sizin patavatsız yönetiminizden çok bu ülkede patavatlı bir muhalefetin bulunmamasındandır.
Ne diyelim: “Hesap da var.”
