Bu niyetle okunan Kur'an-ı Kerim her kulu aynı yola (HAK) ulaştırır.. Fakat niyeti halis olmayanın yolu aynı Kur'an-ı Kerim'i okuduğu halde batıl yol olur.
Bunun için önümüzdeki çok değerli ve elleri öpülesi alimlere, hocaefendilere veya bu konularda bilir kişilere bakarken de niyetimiz o kişileri yüceltmek, veya onlar ne dediyse doğrudur mantığını gütmemek gerekir.
'Bu dünyada günahsız ve hatasız sadece ve sadece Peygamberlerdir..' sözünü hiç mi hiç aklımızdan çıkarmamalıyız..
Bu konuda Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) "”Sevdiğini ölçülü sev, belki bir gün düşmanın olabilir. Kızdığına da ölçülü kız, belki bir gün dostun olabilir.” (Tirmizî, Birr ve’s-Sıla, 60)
Hergün yemek ihtiyacı gibi Kur'an-ı Kerim okumak ve anlamaya çalışmak lazım. Hatta en önemlisi itikat noktalarında çok hassas olmalıyız. Yüce Rabbimizin bize İslam'a girime anahtarı olarak verdiği "Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah" kelimesinin girişinde ki LA yı kalben tasdik etmeden illallah diyemeyiz.
Bakın Yüce Rabbimiz Tevbe suresi 31. Ayetinde ne buyuruyor: "Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Rasulünün haram kıldığını haram saymayanlarla harbedin"
Kısaca samimi olmak lazım..