İnsanlığın, Hak ve Batıl üzerine kurulu bir dünyada yaşıyor olduğunu, aklı başında her insan bilir! Üzellikle Müslüman’ım diyen her ferdin bilmesi gereken bir konudur. Çünkü bir Müslüman, yaşamın her noktasının Hak ve Batıl mücadelesi olduğunu bilmez ise, insanlığın başına gelen hadiselere Batılın empoze ettiği bakışla bakmak zorunda kalır. Bu bakışla bakılan olayların yorumlanması ve sonuçları da Batıla uygun olur. Sonuç itibari ile de Batıl düşünce ve yaşayışla imtihan hayatına veda eder ki, bu da Müslümanım diyen için en büyük felakettir. Mevlam Ümmet-i Muhammed-i bu düşünce ve yaşayıştan korusun.
İslam düşmanlarının yaptıkları zerre kadar işler dahi, planlı ve programlı yapılmaktadır. Hatta o kadar planlı ki, inandıkları davalarının sonucunu yüzyılı aşkın bir zaman bekleyerek, sebatla planlarını gerçekleştirmek için çaba harcıyorlar.
Zerre kadar işler dahi dememin gayesi de, birilerinin bu konuyu saçma, ve gereksiz bir konu olarak göreceğini düşündüğüm için, bu şekilde görebileceklere de cevap niteliğini taşıdığıdır.
Başlıkta belirttiğim konuya girmek için kısa bir girişi yapmayı zaruri gördüm. Belki bu kadar kısa ve tecrübesiz giriş ile anlatmak istediğim meramımı anlatamamış olabilirim. Fakat samimiyetle bakıp konuyla ilgili araştırma yapmanızı önemle rica ediyorum.
Yakın bir zamanda sevdiğim bir abim bana şarküteri kelimesinin ne anlama geldiğini sordu. Bende internette araştırma yaparak bu kelimin aşağıdaki anlama geldiğini şaşkınlıkla öğrendim.
‘ şarküteri (Fransızca: Charcuterie), domuz eti yenen ülkelerde özellikle domuz etinden hazırlanan ürünlerin (domuz pastırması, jambon, sosis vb.) imalatı ve ticareti, domuz etinin tüketilmediği ülkelerde ise diğer kırmızı etlerden yapılan hazır ürünlerin satıldığı dükkÜ¢n ya da bölüm’ olarak açıklanıyor.
Açıklamanın devamında her ne kadar ‘şarküteri sanayisi büyük ölçüde domuz eti tüketilen ülkelere özgü bir besin sanayisidir’ diye açıklansa da, bunun net karşılığı domuz etinden hazırlanan ürünlerin, imalatı ve ticareti yapıldığı yer olarak bilinmektedir. Üstelik mananın başında belirtilen ‘Domuz etine yenen ülkeler’ tabirine de bizim ülkemiz, maalesef uymaktadır. Bu uyum içinde et ve yağ ürünlerinin satıldığı birçok işyeri, maalesef işyerine ‘Gıda’ adını verecekleri yerde, Fransızcadan dilimize sokulan (Charcuterie) şarküteri kelimesini kullanıyorlar. Sanki bizim dilimizce kelime eksikliği varmış gibi. Dünyanın birçok dili bizden kelime alırken, bugün ki nesil İslam düşmanı Avrupa’dan kelime alıp bununla övünmektedir.
Bu ve benzeri kelimelerin dilimize sokulması, kesinlikle tesadüf değildir. İnancım şudur ki, bu İslam’a karşı oynanan oyunların içinde yer alan bir durumdur.
Bu kelimenin yerine, kelime karşılığı ‘erotik ürünlerin satıldığı yer’ olan bir kelime olsa idi, acaba bu kelimeyi işyerinde kullanan Müslüman bir kişi, bu açıklamayı duyduktan sonra kelimeyi değiştirmeyi düşünmez miydi?
Düşünmeyeceklere sözüm yok, düşüneceklere ise, Allah Zülcelal’in rızası için zerre miktarı kadar konuda dahi, Batıldan yana değil, Haktan yana tavır koymalarını önemle rica ediyorum.
Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerinin Selamı, Hakkı Hak bilip, Haktan yana olan ve bu uğurda canı pahasına mücadele eden, Batılı Batıl bilip, Batıla karşı mücadele edenlerin üzerine olsun.
Sn. yazar her gün Of ta dolaştığım için acizane tespitim bu şarküteri ismini tabelalarında kullananlar hep sakallı dinibütün insanlar. Şahsen konuşimak lazım onlarla. Çünkü her şeye bilip bilmeden hakaret ederken kendi dükkanlarının tabelalarının ne anlama geldiğini bilmelidirler. Hürmetler.