Üyle diyordu İslam aleminin en önemli alimlerinden muhterem Mahmut Ustaosmanoğlu KS hz.leri. Ve ne de güzel bir tanımlama ile gerçeği tam orta yerinden ortaya koyuyuordu. Nasıl doğru bir tanımlama olmasınki… Hayatı ulu Hakan gibi siyonizmle mücadele içinde geçmiş, İslam birliği ülküsünü şiar edinmiş, bu yolda yanında yetiştirmek için çırpındığı kimi nasipsizler tarafından brütüs misali hançerlenmiş ve her asırda bir kez gelebilen eşsiz şahsiyetlerden biriydi O.
85 yıllık bir ömre, 42 yıllık virgülsüz bir siyasi mücadeleye, milyonların sel olup aktığı, tüm dünyanın doğudan batıya, kuzeyden güneye dikkat kesildiği muazzam bir veda ile nokta koydu. Üok az kişiye nasip olacak bir vedaydı bu. Tüm Türkiye’nin her kesimden insanıyla bütün olduğu, yek vücut haline geldiği, duyguların kabarıp, gözlerin yaşardığı, “şahidiz Ya Rabb!” nidalarının semayı tuttuğu muhteşem bir veda. Sultan Fatih’in dizinin dibinden, “Gönüller Sultanı” Eyyüb El Ensari’nin kucağında yerin ve göğün nefesini tuttuğu ve belki de meleklerin dahi mücahidlerle yan yana saf tuttuğu bir veda.
İslam ümmetinin yaşlı gözlerle içinin burlukduğu gün oldu 1 Mart 2011. Bir cenaze merasiminden çok Erbakan Hoca’nın her konuşması sonrası baş parmaklarımızı havaya kaldırtıp meşhur yeminini, Milli Görüş yeminini yaptırdığı anlara benziyordu. O yemine sadık kalanların, sadakatinin yenileyenlerin, “bende varım” deyip katılanların seramonisi gibi adeta. Erbakan’ı hayatları boyunca hiç anlamayanların dahi “evet biz de Türkiye’nin Yeniden Büyük Türkiye olacağına inanıyoruz” dediği gün oldu.
Söz veriyoruz Hocam!
Kudüs kan ağlarken Selahaddin olmaktan,
çeçenistan yanarken şeyh şamil olmaktan,
Fas, Tunus, Cezayir, Irak, Afganistan, Ortadoğu, Keşmir kan kusarken Fatih olmaktan,
Ve tüm insanlık yanarken Erbakan olmaktan, vazgeçmeyeceğiz!
‘Bu şarkı burada bitti’ diye sevinip, kendinden geçenleri bir kez daha sükut-u hayale uğratıp, ‘ne Erbakan’ların devri biter, ne de Milli Görüş sona erer’ diyerek dim dik ayakta duracak; Malazgirt’te Alpaslan gibi coşacak, Ulubatlı gibi surlara sancağı dikecek, Üanakkale’de Seyid Üavuş gibi dirayet timsali olacağız.
Yeni Bir Dünya’yı kuracak, Avrupa’nın köhnemiş, çürümüş devletlerine, Asya’nın savrulmuş milletlerine, Afrika’nın ezilmiş ve mazlum coğrafyalarına ve hatta Amerika’nın arka sokaklarına İslam’ın eskimez ve pörsümez aydınlığını getireceğiz.
Ve sen daima önümüzde yürümeye devam edeceksin. 42 Yıl boyunca bedenin ve ruhunla önümüzde oldun. Karanlıkta ve zorlukta bize ışık ve moral oldun. şimdi y,ne önümüzdesin.
Makamın Cennet olsun Hocam…
Resulullah’ın (SAV) dostlar meclisinde çok sevdiğin Ebu Eyyüb el Ensari, Hacı Bayram-ı Veli, Sultan Fatih ve Sultan Abdülhamid Han ile olasın inşAllah…