banner102

Kâinat 3 tür varlıklarla yaratılmış büyük bir şaheserdir. Bu varlıkların en önemlisi insan olmakla birlikte diğer varlıkların önemi ise insanlara göre değer kazanmaktadır. Hayvanlar ve bitkiler insanlar için yaratılmış iradesiz varlıklardır. Bu varlıkların varlığı istisnasız insanlara hizmet için vardır. Bu hizmeti hiçbir insan inkâr edemez ve etmemelidir de.

İnsanlar için bir hizmet eri olan hayvanlar ve bitkiler iradesiz oldukları için birçoğu insanlar tarafından korunmaya muhtaçtır. Bunun idrakine bazı insanlar varmış bazıları ise varmadığı için birçok kez dünyada bu konuda dengesizlik meydana geliyor. Bunun farkına varan insanlar bu konuda duyarlı davranıp gereğini yapmaya çalışıyor. Esasen bu görev yaratılış gayesinin içerisinde yer alan bir görevdir. Bu görevi en iyi bilip uygulayacak olanlarda Müslümanlar olması gerekiyor. Oysa bu sorunun en büyüğü de Müslümanların yaşadığı memleketlerde olduğunu üzüntüyle görmekteyiz.

Dünyaya yön gösterip yaşam kurallarını Vahiy aracılığı ile öğreten Peygamberler, bu konuda ki en güzel emsallerdir. Yerdeki karıncayı incitmemek için ordusuna emir veren bir Peygamber, Müslümanlar için çok büyük ders içeren örnek teşkil etmektedir. Sevgili Peygamberimizin (Sallahu Aleyhi Vesellem) bitki ve hayvanlara verdiği önem sadece günümüze değil, kâinatın sonuna kadar örnek teşkil edecek bir emsaldir. Çünkü bizleri yoktan var eden Yaratıcımız “Andolsun ki, sizin için ve Allah'a ve ahiret gününe (Allah'a ulaşma gününe) ulaşmayı dileyen ve Allah'ı çok zikredenler için, Allah'ın Resul’ünde güzel bir örnek vardır” (Ahzâb Suresi 22) buyurmaktadır.

Bizler önce insan olduğumuzu ve insanlık görevi olarak ta Yaratılana Yaratandan ötürü saygı duymak zorunda olduğumuzu idrak etmemiz gerekiyor. İnsanlık görevini tamamlayan etken olan Müslümanlık ise geçici dünya hayatında yaratılan varlıklara nasıl davranmamız gerektiğini bizlere öğreten bir nizamdır. Kim bu nizamı teslim olup gereğini yaparsa, yaratılan varlıklar huzur ve saadet için yaşam sürdürürler. Bunun dışında hiçbir etken bu huzurlu yaşama sebep olamaz. Kim ne derse desin İslam’ın dışında ne dünya saadeti aranır nede sonsuz ahiretin saadeti aranabilir. Bütün yaşam alnında huzur ve saadet İslam’dadır.

Buraya kadar varlıklara karşı ana görevimizi açıklamaya çalıştım. Şimdi ise, Ülkemizde ve çevremizde iradeleri Yaratıcının elinde olan Hayvanlara karşı yapılan haksızlıkları anlatmaya çalışacağım.

Her türlü nimetin, üzerinde bulunan insanlara yetecek kadar var olduğu bir memlekette maalesef gereğince hayvanlara karşı görevler yerine getirilmiyor. Yaklaşık ülkemizin bütün illerine giden bir insan olarak maalesef bu konuda emsal teşkil edecek bir durum görmüş değilim. Bunun tek ana sebebi vardır buda gereğince İslam’ın yaşanmamasıdır.

Birileri dengesiz aşırı sevgiyle yanlış yapıyor, birileri de aşırı nefretle yanlış yapıyor. Bunların her ikisi de çareyi İslam’da aramadıkları için yanlış yapmaktadırlar.

Bu konuda özellikle Belediyelere çok büyük iş düşmektedir. Halkın idaresini elinde bulunduran belediyeler sokaklarda bulunan hayvanlara karşı grevini, halk öyle istiyor, bu şekilde yaparsam oy daha fazla alırım, şu şekilde yaparsam bana daha az zarar gelir, Bu şekil mantığa daha uygundur, diye değil, Yaratıcının rızasını kazanmak için yapmalıdır. Bunun emsalini de yukarıda belirttiğim gibi Devlet Başkanlığı da yapmış olan Sevgili Peygamberimizden (Sallahu Aleyhi Vesellem) alabilirler. Aksi halde hiçbir çözüm sağlıklı olmayacaktır.

Ülkemizde bu konuda çalışma gayreti içinde olan “Hayvan Hakları Federasyonu” Anayasa ve hukuk bünyesinde çalışmalar yapmaktadır. Federasyonun kuruluş amaçları arasında “ben duygusundan arındırılmış” maddesinin olması çok büyük önem arz etmektedir. Aynı şekilde kuruluş amaçlarının sadece hayvanları koruma değil, Yaratılan bütün canlıları koruma olduğunu ifade etmeleri de ayrı bir önem teşkil etmektedir.

Fakat “İnsanın bu dünyanın efendisi değil diğerleri arasında bir tür olduğunu kabul eder” düşünceleri ise kabul edilir bir düşünce değildir.  Çünkü insan, diğer canlılar gibi bir yaratık değil, dünyaya gönderilen, imtihan amacıyla görevlendirilmiş memurdur. Diğer canlılar ise insanlara hizmet etmek için yaratılmış iradesiz varlıklardır. İnsan, kendisi için yaratılan diğer canlıları Yaratıcının emri doğrultusunda kollar ve kullanır. İnsanı diğer varlıklarla eş değer görmek saflıktan öte bir şey değildir.

Sonuç itibari ile her Yaratılan insan önce insan olduğunu sonra da, dünyaya imtihan için gönderilen bir memur olduğunu unutmayarak Yaratılan varlıklara, Yaratıcının örnek memurlarının davrandığı davranmaya gayret göstermeliyiz. Bunu en başta Devlet yöneticileri yapmalı ve halka bu konuda yol göstermelidir.

Önce canlıları birtakım çıkar uğruna yok etmemekle görev başlanmalı ve akabinde gereği gibi koruma görevini üstlenmeliyiz.

Tekrar ediyorum, Devlet yöneticileri ve Halk için tek çare gereği gibi İslam’ın yaşanmasıdır. Bunun dışında çare arayanlar, kaybolmuş deveyi, kiremit kaplı binanın çatısında arayanlara benzer.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90