Ama ancak benim, bizim, milletimizin, bir Müslüman’ın dostu değildir, olamaz. Çok seviyorsan gidip İsrail’de Yahudi dostlarının içinde yaşayabilirsin.
Gün geçmez ki Müslüman kanı akıtmıyor olan bir millet nasıl oluyor da dost oluyor!? Nasıl oluyor da Türkiye’nin dostu oluyor!? Nasıl oluyor da bu milletin dostu oluyor?!
Ey!Zatı zevatı muhterem; O bahsettiğiniz lanetli millet, sizin dostunuz olabilir. Mensubu olduğunuz AKP’nin de dostu olabilir. Ama ancak ve de katiyen İsrail benim, bizim, ülkemizin, milletimizin ve de ümmetin dostu olamaz.
Ya yeter artık, AKP’ye gönül vermiş kardeşlerimiz, sizlere o denli güvenmişler ki diğer batılı densiz ülke yöneticilerine dost demenizi kabulleniyorlar. Ama ancak İsrail’le dost olmadığınızı kendilerinde çıkış kapısı olarak görüyorlardı. Peki şimdi ne yapacaklar ve ne diyecekler. Kaçamak yapacakları o kapıyı da kapattınız.
Belki mevzuu kaçırmış AKP’li kardeşlerimiz olabilir. Mevzuu şu: daha dün AKP’in Genel Başkan Yardımcı, aynı zamanda da parti sözcüsü, aklınca bir yerlere mesaj veriyor ve: “Kuşkusuz, İsrail devleti ve İsrail halkı Türkiye’nin dostudur.” diyor.
Bre zatı zevatı muhterem; senin dostun olabilir, AKP’nin de dostu olabilir... Türkiye’nin, Türk Halkı’nın adına ne konuşuyorsun. “Benim dostumdur.” de, “AKP’nin dostudur.” de, ancak bunun dışına çıkma...
Bebek katillerine dostumuz mu diyorsunuz? ... İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı yıkma emelinde olanlara dostumuz mu diyorsunuz? ... Müslüman kanı akıtmayı ibadet kabul edenlere dostumuz mu diyorsunuz? ... Madem bu denli dostsunuz, o halde gidip çok sevdiğiniz dostlarınızla yaşayınız. Biz de bilelim neyin ne olduğunu!..
Biz düşman olalım demiyoruz. Ancak haddini bilmeyen bir millet bizim dostumuz olamaz. Kuruntu falan ettiğimden değil elbette ki. Bu bizim kitabımızda yani Kur’an’ı Kerim’de var. Yani Yüce Allah “Onları dost edinmeyin.” buyuruyor. “Kim onları dost edinirse, o da onlardandır.” buyuruyor. Buna rağmen dostumuz derseniz...
Gelelim bu dostluğun altında yatan gerçeklere. Tarihten bir alıntı yapalım. Anlaşılan o ki tarih yeniden tekerrür ediyor. Efendim Birinci Dünya Savaşı’na Osmanlı nasıl dâhil oldu bilenleriniz vardır.
Türkiye’yi ziyaret eden Brasleu ve Goeben isimli iki Alman savaş gemisinin isimleri silinerek yerine Midilli ve Yavuz yazılıyor ve bunlarla Rusya İmparatorluğu’nun Kırım bölgesi Siavastopol kıyıları bombalattırılıyor. Böylelikle Osmanlı kendisini savaşın içinde buluyor.
Bugün Gammaz Batılıların BOP denilen lanet bir projeyle Ortadoğu’da yani İslam coğrafyasında filen başlattığı Üçüncü Dünya Savaşına Türkiye’yi katma gayretleri vardır. Tarihin cilvesine bakınız ki sahnede yine Rusya vardır. Sınırlarımızı ihlal eden Rus uçağı tarafımızdan(!) düşürülmüştür.
Sanki burada Alman gemilerinin ismini değiştirmeye benzer bir durum var. Amerika’nın hava üssü hemen İncirlikte uçağın vurulduğu bölgeye çok yakın. Sakın bu uçağı Amerika düşürmüş olmasın!.. Ya da ne bileyim Rusya zaten Suriye’de, kendileri düşürmüş olamaz mı?
Bunların olma ihtimali hiç de uzak değil. Yani işin içinde bir bit yeniği olduğu kesin. Türkiye zaten bir ateş çemberi içerisinde. Bir sorunsuz komşu gibi duran Rusya vardı. Şimdi o da yok. Bir sürü tehditler: yok tazminat, yok özür, yok sorumluların cezalandırılması vs.
Bana öyle geliyor ki bunların hepsi bir oyun. Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerinde yeniden düzelme olsun diye batılı gammaz müttefiklerimizin oynadığı (dayattığı) bir oyunla karşı karşıyayız. Ya Amerika diyor ki: “Ey Türkiye! Rusya’ya karşı yanında olurum ancak, İsrail’le ilişkilerini düzeltmen gerek.” Ya da yine aynı bahaneyle Rusya ve Amerika’nın birlikte kurguladığı bir oyunla karşı karşıyayız.
Gâvurdur, gâvurluğunu yapacaktır. Yapmaması anormal olur. Hani anlatılır, Süleyman Peygamber’in geçtiği yol üzerinde bir köpek, yavrularına: “Süleyman as geliyor, sakın ona havlayıp da saygısızlık etmeyin.” der. Ancak Süleyman as geçerken kendisi başlar hırlamaya. Tabi Süleyman Peygamber, hayvanların dilinden anladığı için: “Yavrularına öğütlediğini neden kendin yapmıyorsun?” diye sorar. Köpek de: “Evet saygımı gösteririm, ama köpekliğimi de yaparım.” diyor.
Tabii eğer sen Süleyman olmazsan köpek de saygısını göstermez. Şimdi ben buradan sesleniyorum: “Ey bu ülkeyi yönetenler! Ya Süleyman gibi vakarlı durun, gâvur gâvurluğunu yapsa da saygısını göstersin ve haddini aşmasın. Ya da duramayacaksanız, bu milletin ve de bu ümmetin geleceği ile daha fazla oynamayın.
İnin artık bu Milletin sırtından, Yoksa gün gelir o millet, Allah’ın yardımıyla öyle bir şamar patlatır suratınıza ki feleğiniz şaşar haberiniz ola.
Benden demesi...
Devletlerin dostu olmaz çıkarları olur..