Faruk abi bizim teşkilat, insanlara zulmeden Siyonizm İsrail’e karşı miting düzenleyecek bu hafta sonu, sende gelir misin?
Ne güzel Fahri abi, bu zalimlere karşı bir miting yapmanız çok güzel bir faaliyet, bende çok gelmek isterdim ama işyerini kapatamam. Biliyorsun bizim işin hafta içi, hafta sonu yok. Üstelik bizim yerimize adamda ayarlayamayız. Anlayacağın Fahri abi biz gelemeyiz. Ama gönlümüz sizinledir bunu bilesiniz.
Tamam Faruk abi, ne yapalım işiniz bu yaptığımız işten daha önemli ise size diyecek bir sözümüz yok.
Olurmu Fahri abi, bu ne biçim söz. Elbette sizin yaptığınız işte çok önemlidir ama bizimkisi de ekmek parası. Hem çalışmak ta ibadet değil mi? Üoluk çocuğumuzun rızkını kazanmaya çalışıyoruz.
Zalimlere lanet mitingini Faruk abisiz yaptık. Kaybeden biz değil Faruk abi oldu.
Hafta sonu çook önemli maç var. Bizim Faruk abide bir telaş bir telaş. Kapanmayan işyerini nasıl yapsam da kapatıp bu maça gitsem diye planlar yapar. Yerine bir kişi ayarlamaya çalışır ama fayda vermez. Ama bizim Faruk abide öyle bir aşk var ki, yılmaz ve hafta sonunu heyecanla bekler.
Hafta sonu gelir çatar ve maça gitmek için bizim Faruk abi işyerinin kapısına kilidi vurur ve maça gider.
Varsın gitsin, Dünyanın her tarafında Müslüman kanı dökülürken, bizim elimizden sadece birlik olup haykırmak geldiği halde, bunun için işyerlerini kapatma fedakarlığını yapamıyorsak, böyle bir nesil isterse Alim olsun, neye yarar?
Aldanıyoruz, aldatılıyoruz. “Dindar bir nesil yetiştireceğiz” diyen bir zihniyet. Dindar bir nesil yetiştirmeye, bayanları ve çocukları ücretsiz futbol maçlarına alma ile işe başladı. Bu sayede dindar gençlik ve bayanlar, süslene püslene gece karanlığında sokağa döküldü. Adeta savaş alanı gibi olan futbol müsabakaları, çocuklu, bayanlı seyircilerinin küfürlü tezahüratları ile Hak-Batıl mücadelesine döndü. Sanki bir tarafta Zalim İsrail, diğer tarafta Filistin! Bu savaş içinde bulunan çocuklar ve bayanlar da, sanki Üanakkale’de mücadele eden analarımız ve bacılarımız, gibi savaş alanında mücadele ediyorlar.
Müslüman olarak bu olaylara baktığımda, “Aman Allah’ım, bu ne büyük dava aşkı” diyesim geliyor. Biz yeryüzüne Hak HÜ¢kim olsun diyen bir Davanın peşinde mücadele ederken, yetiştirilmek istenen Dindar nesil de! Futbol davası peşinde, bizden de daha fedakÜ¢rca mücadele veriyor!!
Ya Fahri kardeş sende çok abartıyorsun! Biz öylesine eğlenmek için maça gidiyoruz. Hem bu futbolda ne var ki, spor değil mi? Spor yapmak dinimizde haram mı sanki!!
Hani dediğiniz gibi olsa da ben abartmış olsam. Hem abartan ben miyim yoksa siz mi? Birazcık samimi olun ve önceden hafta sonları olan, şimdi ise neredeyse hergün olan futbol müsabakalarına ve sonuçlarına bir bakın. Müslüman’ım diyen iki taraf, neredeyse bu futbol yüzünden birbirine düşman kesilmiş.
Ben abartıyorum öylemi? Geçtiğimiz hafta yapılan Galatasaray maçının devre arasında Hasan Yarış, adlı kişi kalp krizi geçirerek ölmüş. Bu sadece bir tanesi, bu ülkede bunun gibi birçok insan aynı şekilde ölüyor. Terör eylemleri gibi maç sonlarında işyerleri yağmalanıyor, camları yere dökülüyor. İnsanlar bıçaklanıyor, çocuklar eziliyor, bayanlar taciz ediliyor.
Bunlar mı abartılı, yoksa benim uyarmam mı?
bravo kelimesi de siyonizmin eseri, dilbilgisi ve sözcük istilası bakımından...ama herşeye rağmen tespitlerin doğru da yaşayacak insan nerde? demokratk laik sosyal hukuk devleti idaresinde ve türkiyedeyiz unutma...lağım çukurunda gül bitmez bitsede lağım kokar...selam ve sevgyle..