Ülkemiz her geçen gün İslam'dan uzaklaştığının kanıtını, her sabah çevremden, her tv izleyişimde ekrandan, her gazete okuyuşumdan da gazetelerden anlıyorum.
Maalesef çok vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Her ne kadar bu tabloyu süsleyip püsleyerek önümüze koymak isteseler de, koydukları kılıf çok fazla kullanıldığı için işlevliğini kaybetmeye başladı. Kaybetmesine kaybediyor ama bu her insan için maalesef geçerli olmuyor. Bazı insanlara kılıfta lazım değil. Onlara ne gösterilmek, ne anlatılmak istenirse onları anlıyorlar.
Ne kadar maalesef çeksekte, bu tabloya her Müslümanım diyenin ağlaması lazım. Çükü hızlı bir şekilde uçuruma doğru gidiyoruz!
Konuyu dallandırıp budaklandırmadan esas anlatmak istediğim konuya geleyim.
Maneviyatın beşiği olduğu için sürekli övünen bir şehrin sokakları bu övünç ile eşdeğer olması gerekiyor. Fakat öyle değil ve öyle olmaması içinde her geçen gün ısrarlar artıyor.
Dinimiz İslam'ın en önemli yaşam kurallarından olan kul hakkına riayet neredeyse sıfır noktasına indi. Cadde ve sokaklar adeta yürümeme-geçmeme alanlarına döndürüldü.
Hangi kaldırımdan geçsem ya bir araç engeli, yada ürünü ile sokağı işgal eden esnaflar!
Adına kaldırım denen yerler, araçların park alanı mı?
Yoksa ürünlerini sergilemek için esnafların vitrini mi?
Veya insanların oturup çay içeceği, sohbet edeceği mekanlar mı?
Hangisi Allah aşkına?
Kul hakkı çok büyük bir günah değil mi?
Yoksa yayaların yollarını işgal etmek kul hakkı değil mi?
Sadece yaya kaldırımları değil, araçlarını olorta park edip işini görmek isteyen şoförlere ne diyelim?
Dünyalık bir takım işlerimiz mi daha önemli, yoksa ahirette hesabını veremeyeceğimiz kul hakkı mı önemli?
Evet değeri okuyucular; bahsettiğim sorun ile neredeyse her gün karşılaşıyorum. Evet bizler kuluz ve hata yapmaya da meyilliyiz. Fakat hatada ısrar etmek ve uyarılara kulak asmamak Müslümanlığa aykırı bir iştir.
Allah (Celle Celalühü) rızası için bu konuda biraz daha hassasiyet gösterelim ve birbirimizi güzel bir dille uyaralım. Çünkü her yaptığımızdan ve yapmamız gerektiği halde yapmadığımızdan sorumluyuz.
Mevla'm cümlemizi kul hakkına düşmekten korusun. Amin
hangi kul hakkı. yiyorsa o park edenleri uyar bakalım. muhtemelen dayak yersin. adam arabasını parkederken öküzlüğünü saklamıyor ki. ben buyum diyor bana bu şekilde muamele etmelisiniz.