banner102

Sahaya tek bir takım çıkıyor. Tek diyorsam, rakip de yok değil. Ancak, adeta görünmeyen yani gizli bir rakip var. Rakip yarılanı da görünmüyor. Sanki orta çizgi boyunca sahaya dev bir ayna yerleştirilmiş; gerçekte de, sanalda da aynı saha, aynı takım, aynı kale var. İşin kötüsü takım, kendi görüntüsünü rakibi zannediyor.

Teknik adam, çok enteresan bir taktik uyguluyor. Sanal aynaya kadar topu götüren oyuncu farkında olmadan ani bir manevrayla geri dönüyor, bu defa sanki rakip alana girmiş gibi kendi kalesine doğru hücuma geçiyor.

Maçın hakemi de oyunun görünmeyen figüranlarından.

Kaleci ise işbirlikçidir, şikecidir. Diğer oyuncular ise sürekli hücum halindedir. Baskı, pres derken, gol üstüne gol geliyor. Geliyor ama kale tek olduğu için takım kendi kalesine gol atıyor. Dümenin de kesinlikle farkında değil. Sanki rakibi topa tutmuş gibi de sürekli sevinç naraları atıyor. Tabii puanlar da gizli gizli rakibin hanesine yazılıyor.

Buradan 30 Mart seçimlerine gelmek istiyorum. Ülkemiz genelinde yeni bir yerel seçime gidildi. Seçim kampanyalarında yukarıda hayali bir misal olarak verdiğim düzenek hazırlandı. Buradaki takımdan kasıt milletimizdir. İletişim vasıtaları aracılığıyla bütün taktikler adeta takıma enjekte edildi. Bir anlam da uyuşturuldu. Ya da bir başka anlamda programlanmış bir robot haline getirildi ve seçim günü sahaya sürüldü.

Nihayet seçim günü geldi ve maç başladı. Oyuncular gözü kapalı programlandıkları halleriyle oyuna başladılar. Gol üstüne gol, gol üstüne gol derken filleler defalarca havalandı. Derken maç süresince kendi kalelerine gol attıklarının farkına dahi varamadan sevinç gösterileri, naralar ayyuka çıktı… Gerisi mâlum…

Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde benzeri oyunlar oynanıp durmaktadır. Bugün itibariyle İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyadaki halkların birçoğu bu düzeneğin çarkına düşmüş, dönüp duruyor.

Şer güçler yani dünyada sömürü sistemi kurmuş küresel emperyalizm ve ırkçı Siyonizm, mazlum milletler üzerinde yukarıda misâlen bahsettiğim vari, akla hayale gelmedik taktikler geliştirerek çarklarını döndürüyorlar. Hakem de teknik adam da ve görünmez rakip oyuncular da kendileri.

Ülke halklarını, geliştirdikleri eğitim sistemi, medya aracılığı ve özellikle yanlarına aldıkları siyasi hareketler vasıtasıyla kendi istedikleri kıvama gelinceye kadar programlıyor ve adeta kendilerine hizmet edecek bir robot haline getiriyorlar. 

Gerisi kolay; takım hazır, saha hazır, maç yani seçim günü geldiğinde millet, kendi programlandığı standartlar uyarlanmış olan partileri seçerek bir anlamda kendi kalesine gol atmış oluyor.

Bu çark daha ne zamana kadar devam edecek doğrusu bilmek zor. Gerçek olan bir şey var ki; düzeneği kuranlar, “Yeter size çektirdiklerimiz, artık sizinle işimiz yok.” diye asla ve asla demeyeceklerdir.

Peki ya ne olacak? …

Ne olacağını bilmek de zor değildir. Bu kurulu düzeneğin pençesinden kurtulmanın tek yolu milletin uyanması ve hileli sahaya çıkmamasıyla olacaktır. Bunun için hiçbir zaman o melanet sahaya çıkmayan Milli Görüş’ün söylemlerini dikkate alması gerekmektedir.

Esasen bütün planların gerçek kurgucusu Yüce Allah’tır. Ancak, O, “Nasıl isterseniz, öyle idare edilirsiniz,” buyuruyor. Yani isteme (dua) iradesini insana vermiştir. Kul, Rabbinin değil de düzenek kurucuların çarkına düşmeye çalışırsa, kendi bilir.

Kabul edilsin veya edilmesin Milli Görüş, Rabbinden hayırlar niyaz eden şuurlu kimselerin birlikteliklerinin adıdır. Yüce Allah, şuurlu kullarına şer güçlerin emellerine alet olan kullarını uyarma görevi vermiştir. Onlar nasihatlerine devam edip durular. Uyarıları dikkate alıp almamak kulun paşa keyfine bırakılmıştır. Ancak, durumları bu gibi olan geçmiş kavimlerin başlarına da nice musibetler gelmiştir. Yani ilahi tokat inmiştir.

Bir atasözümüz vardır, ‘Bir musibet, bin nasihatten iyidir.’ diye

Ancak temennimiz, yine de musibet gelmeden bir an önce uyanışın olmasıdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90