banner102

Her türlü muvaffakiyet Allah Zülcelal'dendir. Rabbimizden hakkı ve hayrı tavsiye edenlerden olabilmeyi niyaz ederek başlayalım.

Din, kitapsız olmaz.

Hayatın sahibi olan Rabbimiz Hayata dair ne varsa, ne olması gerekiyorsa, kulların ortaya koymaları gereken her ne türlü düşünüş, davranış ve eylem varsa bunları olması gerektiği gibi yerli yerine koyan ilahi kuralların toplamı kitabı teşkil eder.

İlahi kitaplar hayatın olmazsa olmaz kılavuzlarıdır. İlahi kitaplar ve kurallar bilinsin ve anlatılsın diye değil, yaşansın ve hayata ve olaylara yön versin diye gönderilmişlerdir.

Bir din tabilerine huzur getirmiyorsa; ya o din sahtedir ya da o dine tabi olanlar sahtedir.

Din hak olacak! Fakat hayat mutlu olmayacak; bu imkansız bir şeydir.

Dinimiz hak; Lakin tabi olduğunu söyleyenler sahte olunca tüm sahteliklere dinilik kazandırmak için kılıflar bulunması gerekiyor. Batıl yorum ve yorumlamalarla salgı bezlerinin şekillendirdiği algılara kılıf bulunmayınca artık iş rüyalarda kılıf aramalara kalmıştır.

Dinin zahiri hükümlerine ters, hikmeti! Sadece batıl algılara meşruiyet kazandırmak için rüyalara ve istiharelere yatanlar tarafından bilinen yeni bir din! İcat etmek lazımdı. Şeytanında, kötü temayülleri süsleyerek yeni batıl bir dinin yol haritası belirleniyordu böylece.

Artık Allah’ın Kitabı rafta, zalimlerin yemleriyle şişen, şiştikçe kendilerinden geçenlerin din baronluğu artık belirleyici oluyordu, salgıların yönlendirdiği şahsiyetlere.

Kitap artık ölçü olmaktan çıkmış, menfaatlerin şekillendirdiği yorumlar yeni kitapsız dinin kırmızı çizgilerini çiziyordu.

Bu batıl dinin! kuralları zamana ve yemleyicilere göre farklılık arz edebilecek bir esnekliğe sahipti.

Kitaplı bir din olan İslam’a göre dün yanlış olanlar, bugün kitapsız dinin! kurallarına göre doğru olabiliyor artık!

Belirleyici olan rüyalar! Artık rüyaya yatan kişinin ihtiyaçlarına ve yatmadan önceki ruh haline göre bir sonuç veriyor.

Nemrut'un karşısında İbrahim'i bir duruş ortaya koymak, Ebu Cehil'in karşısında Muhammed'i bir duruş ortaya koymak; Lut peygamberin kavmine gelen belaların gelme sebebi oluyordu, bu kitapsız din tabilerine göre!.

Allah’ın kitabının belirleyici olmadığı bir ortamda boşluğu şeytani algılar ve rüyalar dolduruyordu artık.

Bu felaketin ümmeti hangi noktaya taşıyabileceğini kestirmek mümkün değil!

Hormonların baskısı altında yaşamaya devam eden kimselerin akıllarını işletme imkanının bulunmadığını, bunun sünnetüllaha aykırı olduğunu biliyoruz.

(Münâfıklar), “Allah’a ve peygambere inandık ve itaat ettik” derler. Sonra da onların bir kısmı bunun ardından yüz çevirirler. Hâlbuki onlar inanmış değillerdir. Aralarında hüküm vermesi için Allah’a (Kur’an’a) ve peygambere çağırıldıkları zaman, bir de bakarsın ki içlerinden bir grup yüz çevirmektedir. Ama gerçek (verilen hüküm) kendi lehlerinde ise, boyun eğerek ona gelirler. Kalplerinde bir hastalık mı var, yoksa şüphe ve tereddüde mi düştüler? Yoksa Allah ve Resûlünün kendilerine karşı zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, işte onlar asıl zalimlerdir. (Nur Süresi 47,48,49 ve 50. Ayetler)

Her türlü güzellik İslam'a, her türlü yanlışlık ta şahsımıza aittir!!!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90