banner102

Her yazıma başŸlamadan önce, bizleri yoktan var eden Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerine sonsuz hamd ediyorum. Fakat bu hamd etmemi birileri alimlik veya bilmişŸlik edasıyla algılaması, açıkça beni çok üzdü. Bu üzüntü ile yine bir başŸka konu ile karşŸınıza çıkıyorum.

Kural koyma konusunu anlamanın en etkili yöntemi, hangi şŸirketlerin ve hangi anlayışŸa bağŸlı olan bir hükümetin, bu işŸlemleri yapması ve yapmayı talep etmesini anlamaktan geçer. Bunu anlarken, bu muhatapların hangi amaçla bu talepleri istediklerini de bilmek gerekiyor.

Kuralları kaldıracak kesim devlet olduğŸuna göre bu sorumluluğŸun başŸ etkeni de devlettir. Devletin bu uygulamaları yapmadan önce muhatap aldığŸı kesimi çok iyi tanıması gerekiyor. Bu tanıma yöntemi kendi kişŸisel çıkarlar doğŸrultusunda olmayıp, tamamen devletin ve o devleti oluşŸturan halkın olumlu çıkarları gözetilmelidir.

Maalesef ülkemizde bu durum gözetilmemektedir. Bir takım medya güçleri kendi istek ve arzularına göre taleplerde bulunarak devleti yönlendirmeye çalışŸıyorlar. Bunu yaparken, allayıp pullayarak halka sunum yapıyorlar. Sürü psikolojisine mahkÜ»m olan halk ta, sadece gösterileni görüp arkasında ne amaç ve hedefin olduğŸunu anlayamıyorlar. Maalesef bunu sadece medya patronları değŸil, aynı hataya düşŸen devlet yöneticileri de yapıyor.

Konumuz belki Türkiye fakat bunu sadece ülkemizle kısıtlayıp gerçekleri görmek mümkün olmayacaktır. Çünkü her patronun bir patronu vardır. Bugün ülkemizde patron gözüken medya abilerinin de birer patronları vardır. İşŸin aslını öğŸrenmek için ürünün jelatinine değŸil, kendisine bakmak gerekir.

Dünyayı kan ve gözyaşŸına çeviren Zalim güçler, bu emellerini tek bir merkezden yaparken, bu merkezi gizli tutup elinde bulundurdukları köleleri ile dünyanın birçok ülkesinde gerçekleşŸtiriyorlar.  Bu köleler, her alanda olduğŸu gibi, konumuz olan medya sektöründe de etkin bir biçimde vardır.  Hatta günümüzde en etkin kesim de medyadır.

Bu medya sektörü, zaman ve mekÜ¢nlara göre ülke yönetimlerinden kendilerini rahata kavuşŸturacak bir takım taleplerde bulunurlar. BaşŸta söylediğŸim gibi, bunu yaparken de halka, hatta devlete şŸirin gözükürler. Tabi ki burada sadece sorumlu olan medya veya devlet olmadığŸı gibi, halkta bu sorumluluğŸun içindedir.

Sömürü güçleri tek bir merkezden istedikleri gibi bütün dünyayı yönetebiliyorlar. Bunu ilk olarak medya aracılığŸı ile insanları sürü haline getirip, daha sonrada ülke yönetimlerini istedikleri gibi yönlendiriyorlar. Devleti istedikleri gibi yönlendiren sömürü güçleri, yöneticilerin zafiyetlerini kullanarak bu işŸlerini rahatlıkla gerçekleşŸtirebiliyorlar. Günümüzde en büyük zafiyette, makam zafiyetidir. Makamdan inmeme pahasına devletin ve halkın zararına olacak birçok uygulama yapabiliyorlar. Bunu rahatlıkla yapabilmelerinin en büyük etkeni de, halkın medya aracılığŸı ile uyutulmasıdır. Uyumayan halkın sesini dolaylı baskılarla kesip, uyuyanları sürekli dev beşŸiklerde sallayarak emellerini yerine getiriyorlar. Bunu sürekli yapar hale gelenler, zamanla bu yaptıklarının doğŸru olduğŸuna inandırılıyorlar. Bu inançlarını dışŸarıya vurdukları zaman, onlara en kalbi duyguları ile bağŸlanan halk (sürü) ta, yanlışŸları gördükleri halde ‘bir bildikleri var’ diyerek kendilerini avutuyorlar.

ܜlkemizde bulunan dev medya sektörlerinin neredeyse bütünü (istisnalar kaideyi bozmaz) şŸirketleşŸmişŸ ve holding haline gelmişŸtir. Esasen bu atılım onlar için zaruri olan bir çalışŸmadır. Çünkü ana merkezde bulunan güç, maddi alanı tehlikeye atmamak için her bir kölesine, ticari alana atılma görevi vermişŸtir. Bu görevleri sayesinde, hedefledikleri kölelik sistemine ulaşŸacaklardır!

Bunları yenilmişŸlik psikolojisi ile yazmıyorum. Sadece uygulanan zulmün hangi merkez ve nasıl uygulandığŸını Ü¢cizane ortaya koymak istiyorum.

Son yıllarda ܜlkemizde zenginlerin sayısı hızla artarken, fakir olanlar daha fazla fakirleşŸmişŸlerdir. Zenginler zenginliğŸe doymadığŸı gibi, daha fazla kazanma adına devletten bir takım taleplerde bulunuyorlar. Bu talepleri yerine getirme taleplerinin yanında, dolaylı yoldan tehditleri de beraberinde götürüyorlar. Yöneticiler, halkın oyu ile tehdit edilirken, halkta istikrarsız bir hükümet tehdidi ile karşŸı karşŸıya kalıyor.

Tehditlere kanan yöneticiler, bu icraatlarını yerine getirmek için halka bazı tatlılar ikram ediyor. ܖrneğŸin, ülkemizde yapılan onlarca özelleşŸtirmenin bazıları halkın dikkatini çekmişŸ ve uyumayan azınlık tarafından bu yanlışŸ halka duyurulmaya çalışŸılmışŸtır. Az bir kesim tarafından dahi olsa gündem oluşŸturan bu özelleşŸtirmeleri gizleme adına, Davos’ta ‘one minıte’ denmişŸ ve az da olsa bu hataların üzerleri örtülmüşŸtür. Bu yöneticiler, her ne kadar büyük patronlara karşŸı gelmişŸ gibi gözükseler de, patronların üç günlük düşŸünmediğŸini, bir planı yerine getirmek için yüzyıllar beklediklerini düşŸünüldüğŸünde, onlar için bir zarar değŸil, kar olduğŸu ortadadır. Çünkü bebeğŸi uyutmak için, gerekirse dayakta yiyebiliriz.

Bu sömürü sadece özelleşŸtirme ve halkın zararına olan kurallarla olmuyor. Zalim güçler, ellerinin altında bulunan kölelerini uykudan uyandırmamak için sadece bir alanı değŸil, yaşŸam alanlarının bütününü kullanmaktadır. Tabi ki en etkili alan maddi alan olduğŸu için göze batan da burası oluyor.

Ortada bulunan sorunu anlayabilmek için sadece bir alanı değŸil bütün alanları bilmek gerekiyor. Maddi alana önem verdiğŸimiz kadar, Kültür ve İnanç alanına da önem vermemiz gerekiyor. DüşŸünce ve fikirlerin bozulması Kültür, Din, Ekonomik ve Sosyal yaşŸam ile olur. Sorunları ortaya koyarken, bunların hiçbirini göz ardı etmemeliyiz.

Sonuç itibari ile düşŸünen bir toplum olmalıyız. Neyi neden, nasıl ve niçin yaptığŸını bilen olmadan kölelikten kurtulamayız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90