Aslında her ne kadar eş anlamlı dense de en az bir yönüyle de olsa farklılık arz ederler çoğu kere. İşte Âlem de içerik açısından diğerlerine göre daha geniş mânâyı ifade ediyor. Öyle ki çok geniş, çok dar ve bu her ikisi arasında bir çok mânâ içerir. En geniş mânâda bütünüyle varlıkların, en dar mânâda ise her bir varlığın tek başına bir Âlem olmasıdır. Öyle ki on sekiz bin alemin varlığı zikredilmiştir.
İşte bu en geniş mânâdaki Âlem, temelde iki ana âleme ayrılır. Madde ve Mânâ şeklinde... Her iki âleminde bir çok varlığı vardır. Taş, toprak, hava, bitki, hayvan, gezegen, yıldız gibi dokunulma ve görülme özelliği taşıyan bütün varlıklar madde âleminin; melekler ve cinler gibi dokunulma ve görülme özelliğini taşımayan bütün varlıklar da mânâ âleminin varlıklarıdır.
Her bir Âlem, öylesine görkemli bir yapıya sahip ki insanı tarifi imkânsız hayranlıklar içerisinde bırakıyor. Mesela madde âlemi zerreden kürreye öylesine muntazam ve muazzam bir yapı ki her bir parçası adeta akıllara durgunluk veriyor. Böylesine muhteşem bir yapı karşısında hayranlık duymamak akıl kârı olabilir mi?
Örneğin, Güneş Sistemi içerisinde yer alan Dünya, Güneş etrafında saate 108 bin km hızla yol alıyor ve dönüşünü 1 yılda yani 365 gün 6 saate tamamlıyor. Bu demek oluyor ki dünyanın yörüngesi yuvarlak bir sayı ile 946 milyon km dir. Tabi Güneş sistemi de sabit kalmıyor o da Samanyolu etrafında saniyede 200 km hızla yol alıyor ve 240 milyon yılda ‘bir’ turunu tamamlıyor.
Dünya’da bugün 7 milyar insan yaşıyor. Hepsi, parmak uçları birbirine temas edecek şekilde kollarını yere paralel açarak Ekvator üzerinde yan yana dizilseler Dünya’nın çevresinin ancak üçte biri kadar bir mesafeye ulaşabilirler. Kalanı için 14 milyar insana daha ihtiyaç var. Bir başka şey de mesela Dünya’daki karaların tamamı parsellenirse diyelim herkese 21’er dönümlük bir tarla düşüyor. (1 dönüm 1000 m2)
İşte kelimelerin tarifte yetersiz kaldığı bu muazzam yapı zerre diye isimlendirilen parçacıklardan meydana geliyor. Bir başka iadeyle insanın tarifte zorlandığı için cansız diye nitelendirdiği Evren’de bulunan bütün varlıklar atom denilen zerreciklerden meydana geliyor. Peki, atomun büyüklüğü ne kadardır? ...
Tek 1 atom, mikroskopla 1 milyon defa büyütülürse ancak görülebiliyor. Bu şu anlama geliyor 1 milyon tane atom yan yana gelirse ancak 1 mm genişliğe ulaşabiliyor. Dünyadaki insan sayısı kadar yani 7 milyar atom yan yana dizilirse ancak 7 metre boyutuna ulaşabiliyor. İşte Evren ya da Kâinat denilen bu devasa yapı bu zerreciklerden teşekkül olmuş durumda... Yüce Allah, ‘Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz bizim (her şeye) gücümüz yeter. Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz.’ buyuruyor. (Zâriyat/47,48)
Canlılara gelince, onların yapısı daha ayrı bir hikmet, ayrı bir muazzamlık arz ediyor. Sadece birkaç özelliği bilmek bile insanı hayranlıklar ve hayretler içerisinde bırakıyor. Canlıları oluşturan yapı taşlarına da hücre dendiği herkesçe biliniyor. Hücre atom gibi tek düze bir özelliğe sahip değil. Canlıdan canlıya hatta aynı canlıdaki organdan organa farklılıklar arz edebiliyor hücreler.
Bir insanın vücudunda 100 trilyon adet hücre olduğu tahmin ediliyor. Yan yana getirilen 1000 tane insan hücresi ancak 1 mm uzunluğuna ulaşabiliyor. Genel anlamda böyle ancak çok farklı yapı ve boyutta insan hücreleri de var. Mesela sinir hücrelerinin boyu 1 metre civarındadır. Hayvanların ve bitkilerin hücre yapıları ise daha da farklılık arz ediyor. Bilinen en büyük hücrenin ise deve kuşu yumurtası olduğu ifade ediliyor...
Mânâ Âlemi’nin varlıklarına gelince çok daha farklıdırlar. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi onları beş duyu organıyla anlama yetisine sahip değiliz. Mânâ Âlemi varlıklarının en çok bilinenleri melekler ve cinlerdir. Meleklerin her daim Yüce Allah’ın emirlerini yerine getirdiklerini biliyoruz. Oysa cinlerde neredeyse bunun tam tersine bir durum söz konusudur.
Devamı var
