banner102
 
 
Sözde Ermeni soykırım kararları bir anda parlamentolardan geçmeye başŸladı. Türkiye, yeni bir kıskaca alınmak isteniyor. Osmanlı'nın son dönemlerinde halkın huzuru için yapılan tehcir bitmek bilmeyen bir nefretle çarptılarak batı ülkelerinin parlamentolarında 'soykırım' gibi bir ifadeyle yasalaşŸtırılmaya başŸlandı. Sözde Ermeni soykırım tasarısı son dalgada önce ABD Temsilciler meclisinde, ardından çok geçmeden İsveç parlamentosunda geçirildi . Ve çember gittikçe büyüyecek gibi gözüküyor. Türkiye "bazı hesaplar" doğŸrultusunda hizaya getirilmeye çalışŸılıyor.
 
Peki bu noktaya nasıl gelindi?
GeçtiğŸimiz yıl Obama'nın ABD BaşŸkanı seçildikten sonra  ilk ziyaretini Türkiye'ye yaptığŸını hepimiz hatırlıyoruz. Ziyaretin asıl amacı İslam Dünyasında iyice sarsılan ABD imajını, İslam Dünyasının doğŸal lideri ve lokomitifi Türkiye üzerinden İslam Dünyasına mesaj vermek olduğŸunu da biliyoruz. BaşŸbakan ErdoğŸan eşŸliğŸinde cami cami gezip "biz Amerika olarak asla İslama düşŸman değŸiliz" mesajının verildiğŸi o ziyarette çok irdelenmeyen bir bölüm vardı. O da başŸkan Obama'nın Ermeni sorunu konusunda diasporanın iddiaları doğŸrultusunda söylediğŸi o sözler. BaşŸkan Obama gerek TBMM'de yaptığŸı konuşŸmada, gerekse İStanbul'da üniversite öğŸrencileri ile yaptığŸı soru-cevaplı görüşŸmede üstü kapalı olsa da 'soykırım' anlamına gelecek ifadelerden kaçınmaya gerek duymamışŸtı.  Stratejik ittifak içinde olduğŸumuz ABD'nin başŸkanının seçilmeden önce iddia etmeye başŸladığŸı 'soykırım' sözlerinin zirvesi Türkiye'ye yapmışŸ olduğŸu ziyarette yaptığŸı konuşŸmalarla zirveye oturmuşŸ oldu.O günlerde medya tarafından pek incelenmeyen bu ifadeler artık bugünlerde iyice anlamlanmaya başŸladı.  

Aradan çok geçmeden Ermenistanla  normalleşŸme adımları doğŸrultusunda içeriğŸi pek de bilinmeyen ikili protokoller gündeme geldi. Bu protokoller kriz ortamında İsviçre'de imzalandı. Protokoller ABD ve AB ülkelerinin dayatmaları ile dolu olsa da Türkiye için Ermenistan'ın Azerbeycan'da işŸgal ettiğŸi toprakları olan KarabağŸ'dan çekilmesi şŸartı ile bir ölçüde dengelenmişŸ oldu. Fakat bu dengenin çok fazla devam etmeyeceğŸi, Türkiye'nin kendine tez olarak benimsediğŸi yaklaşŸımların geçerli sayılmayacağŸı ve Türkiye'nin bir oldu bittiye getirilmek istendiğŸi peşŸpeşŸe çıkan sözde soykırım yasalarıyla iyice gün yüzüne çıktı.  

Ak Parti Hükümetinin süreçteki hataları
KomşŸularıyla sıfır problem tezine dayalı bir yaklaşŸımla Türkiye'nin dışŸ politikasını belirlemeye çalışŸan AKP, bu süreçte önce Azerbaycan'ı karşŸısına aldı. Azerbaycan'ın Türkiye'den yeterli güvence alamaması, protokollerin alelacele TBMM'de görüşŸülüp kabul edilmeye çalışŸılması Azerbaycanla ipleri gerdi. Bu Türkiye'nin açıkça kumpasa getirilmesinin bir işŸareti olmakla birlikte Ak Parti Hükümetinin yanlışŸ yolda yürüdüğŸünün de bariz bir kanıtı olmuşŸtur.

Bu süreç içersinde protokollerin içeriğŸinin tam olarak anlaşŸılmadan parafe edilmesi, bunun uluslararası bir şŸovla İsviçre'de yapılması ise başŸka bir hata oldu. Zira İsviçre sözde soykırımı kabul eden bunu reddedenlere ceza veren bir ülkeydi. Ak Parti tarafından tarafsız olarak nitelenip protokollerin orada imzalanması büyük bir yanlışŸtı.

Bir diğŸer hata ise sözde soykırım kararlarını kabul eden ülkelere esaslı bir yaptırım uygulanaması bunun sonucunda Ermeni iddialarının kabulü için diğŸer ülkelerinde sıraya girmesi. ܖrneğŸin bu iftiraları kanunlaşŸtıran ABD'ye yada diğŸer ülkelere tepki olsun diye o ülkede görev yapan büyükelçimizi "istişŸare için geri çekmek" yada cumhurbaşŸkanı ve TBMM başŸkanının ağŸzından kınama yapmak ne kadar yeterli olabilir? EğŸer bunun bir yaptırım gücü olsaydı mutlaka olurdu.  

Türkiye ne yapmalı?
Ak Parti Hükümetinin acilen bu konuda önlemler paketi hazırlaması gerekiyor. Zira başŸta stratejik ortaklarmız olmak üzere pekçok ülke bu sözde soykırım yasa tasarılarını meclislerinden geçirerek Türkiye'yi iyice köşŸeye sıkışŸtıracaklardır. Ak Parti Hükümeti bu aşŸamada ABD'ye misilleme olarak stratejik ortaklığŸı gözden geçirme, TBMM'den ABD'nin kızılderili, Irak ve Afganistan soykırımlarını yasalaşŸtırma söylemlerini dillendirmeye başŸlamalıdır. Kaldıki ABD'nin bu soykırım ve katliamları uluslararası bağŸımsız kuruluşŸlarca da kabul edilmişŸtir. Tüm bu adımlara rağŸmen ABD hala aynı şŸekilde devam ederse, Türkiye ABD ile arasındaki stratejik ittifakı tek taraflı noktaladığŸını belirtmeli akabinde Irak savaşŸının tüm altyapısını sağŸlayan İncirlik'teki ABD üssünü kapatabilir. Bu adımı gerçekleşŸtirmek ABD'ye ve diğŸer ülkelere Ermeni iddiaları konusunda esaslı bir "dur" diyeceğŸi gibi Irak savaşŸını da bitirecek ve hergün bombalar altında can veren Irak halkına da büyük bir hediye olacaktır.

Tabiki tüm bu adımları düşŸünmek ve uygulamak cesaret ve kararlılık ister. Ak Partinin böyle kritik ve önemli bir safhaya geçmesi şŸuan itibariyle çok da mümkün gözükmüyor. Çünkü uluslararası ilişŸkilerini, Kafkasya ve OrtadoğŸudaki adımlarını ABD yörüngesinde atıp kendini vesayet altına sokan Ak Partinin bu adımları atması politik anlayışŸına taban tabana zıt. Bu adımları atmak yeni bir dünya kurmak kadar da önemli. Türkiye'yi prangalarından kurtarıp aslına döndürmek kadar hayati bir olay.

Ne dersiniz?

Ak Parti bu konuda cesaret ve kararlılık gösterip Türkiye'ye uluslararası özgürlüğŸünü kazandırabilir mi? Yoksa "one minute"ün manevra alanı ABD'nin çizdiğŸi sınırlar içinde mi geçerli?
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90