banner102

Geçtiğimiz hafta Of'un Nabzı Medya ekibi olarak iki arkadaş ile Of'un sekiz köyünüz ziyaret ettik.

Gittiğimiz köylerden biride Kavakpınar köyü idi. Birkaç köylü ile görüşüp köyden ayrılırken karşımıza suyu bolca akan güzel bir değirmen çıktı. Yakından inceleyelim dedik ve araçtan inip değirmenin yanına gittik. Bu esnada yanımıza bir kişi geldi ve bizden 1 TL istedi. Bizde kim olduğunu anlamadığımız için birşey demeden geçiştirdik.

Yanımızdan ayrılmayan kişinin ısrarla bizden para istemsinden dolayı akli dengesinin yerinde olmadığını düşündük. Fakat para istemede ısrar eden kişi bize ne kadar cimri ve gaddarsınız deyince dengesinin, bu gün ki insanların çoğundan daha fazla yerinde olduğuna kanaat getirdik. Çünkü ihtiyacı olupta para verilmeyen kişinin karşı taraftakini gaddar olarak görmesi akıllı insanın işidir! diye büyüklerimizden öğrenmiştik.

Günümüzde birçok insan, hak ettiği halde emeğinin karşılığını alamadığı halde neden sesini yeterli derecede çıkartmıyor? Bu akıllı insanın işi midir acaba?

Hani bir insana bakar bakmaz hemen nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu anlarız ya! Neden acaba 80 yıldır ülkemizde sömürüldüğümüz halde sömürenlere sesimizi çıkarmayıp onlara destek veriyoruz!!!

Evet yanlış duymadınız. Bizi açık açık sömürdükleri halde bizler yıllardır sömürenlere ağam paşam diye hitap ediyor, önümüzdeki lokmayı hak etmedikleri halde alsalar da yine onları desteklerim diyoruz!

Biz mi akıllıyız yoksa ihtiyacını isteyen insanlar mı?

Bugün ülkemizde asgari ücretle çalışan sayısı yaklaşık 15 milyon civarında. Bu insanlar ek iş yapmak için hangi saatleri kullanacak ve maaşlarını yeterli seviyeye çıkartacaklar? Mesai saatleri dışında desek, ailesi varsa bu imkansız. Hafta sonları desek ayda 8 güne kimse yeterli derecede para vermez. Pekala bu insanlar ne yapacak?

Bu insanlar ya hak etmedikleri şekilde para kazanma yoluna başvuracak (Hırsızlık yapacak), yada Sayın Başbakanın ısrarla kullanmayın dediği kredi kartını alıp bankaya borçlanacak. Veya eşi dostu varsa sürekli borç alıp geri ödemeyecek ve sahtekarlık damgasını yiyecek.

Evet, toplumun asgari ücretli çalışanı da çalışmayanı da yukarıda saydığım duruma maalesef düşmüş durumdadır. Sürekli borçlar artıyor ve insanlar birbirlerine olan güvenleri tükeniyor. Bankalar zenginleşip halk fakirleşiyor. Fakat toplumsal baskıdan dolayı fakirliği göstermek isteyen birçok insan borçlanarak fakir olduğunu göstermek istemiyor. Ev alıp altına son model araba çekiyor. Evin içindeki eşyaları da toplumun isteğine göre şekillendirip, sürekli değişiyor.

Yapılan yanlış fakat evimizin baş köşesindeki televizyonlar, sokaktaki çevremiz, dev alışveriş merkezleri ve cazip! ürünler. İhtiyacımız olsa da olmasa da almamızı emreden! taksit seçenekleri. Azıcık parası! ve cesareti olan dostlarımız, komşularımız. Zorluluğu hissetmeyen eşlerin baskıları. Daha ne kadar baskı olacaktı ki bu toplum buna direnebilsin. Maalesef direnemiyoruz. Çünkü inancımızın içini boşalttılar. Sadece kabuğu kalmış bir iman ile bu baskıların üçte birine dahi dayanamayız.  Sakın haa birileri çıkıp ta bu hallere düşenlere "Aptallar, akıllı olsaydılar da borçlanmasaydılar" demesin. Çünkü çok diyenler gördüm maalesef aynı durumdalar.

Neyse yazının özetini söyleyecek olursam; biz ne kadar gerçekleri görmemeye ısrar edersek, hem inanç yönünden hemde maddi yönden batmaya mahkum oluruz.

Mevla'm kendi gösterdiği gerçekleri görmeye ve kendi istediği gibi bu gerçeklere sarılmaya cümlemizi nasip eylesin. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90