Sonsuz Âlemleri yaratan ve yöneten, kulluk için (imtihan) biz insanları yaratıp rızık veren ve yaşatan Allah Zülcelâl ve Tagaddes Hazretlerine sonsuz şükürler olsun ki bu zalim ve batıl sisteme karşı gönül koymuyor ve karşısında durmaya devam ediyoruz. Buna ve bu konuda bizlere verdiği şuura ne kadar şükretsek azdır.
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki; ak ile karanın birbirine karıştığı, Hak ile batılın ayırt edilemediği, konuşulanların hesabının yapılmadı, ahiret bilincinin yok denecek kadar aza indiği, dünyalık menfaatler için inancın pazarlandığı bir dönemde adeta imanımızı korumak için dikenler üzerinde yürüyoruz.
Televizyon kanalları ve sosyal medya araçları adeta insanları kula kulluk yapmak için birbirleri ile yarışıyorlar. Maalesef buna Müslümanım diyenler de bilerek veya bilmeyerek destek veriyor. Oysa biz insanlar dünyaya sadece ve sadece kulluk için gönderilmiş varlıklarız. Bunun gereği olarak kulluğumuz sadece ve sadece bizi yoktan var eden, yaşatan, rızık veren ve öldürüp yeniden diriltecek olan Âlemlerin Rabbine olmalıdır. Ayet ve Hadislerde belirtilen kurallar bizim hayatımızın anayasası olmalı ve bunun dışında kalan her kuralı elimizin tersi ile itmeliyiz.
Ayet ve Hadis'e aykırı olan bütün kurallara karşı savaş açmak bizim imanımızın gereği olmalıdır. Fakat bu batıl kural ve yaşayışa değil savaş açmak maalesef sevgi besleyip destek veriyoruz.
Televizyon programlarında bize sunulan batıl düşünceleri İslâm boyası ile boyayıp takdim ediyorlar. Bizlerde içerisinde bir güzel iş görüp diğer batıl işleri de kabul ediyor, hatta sevgi besliyoruz. Halbuki Rabbimizin hoşnut olmadığı herhangi birşeye bizler sevgi besleyebilir miyiz?
Rabbimiz iyi insanın kim olduğunu, kötülerin ve sevilmeyeceklerin kimler olduğunu Yüce Kur'an-ı kerim aracılığı ile bize bildiriyor. Allah'tan (Celle Celalühü) korkan insanın en iyi insan olduğunu, kafirlere karşı sevgi beslenmeyeceğini bize bildiriyor. Bizler buna rağmen televizyon ve sosyal medya da neyi beğenip beğenmediğimizi, kimi dost edinip kime karşı düşmanlık ettiğimizi kontrol edemiyoruz.
Bu kulluk imtihanını kazanma ve cennete gitme derdi olanlar bu konulara çok dikkat etmelidir. Bunun için televizyon ve sosyal medya karşısında geçirdiğimiz zamanı kitap okuyarak geçirmeli ve ahiretimizi karartmamalıyız. Yoksa bu sınavın tekrarı yok, hatta bitiş saati de belli değil. Belki televizyon başında Rabbimizin hoşnut olmadığı programı izlerken canımızı verebiliriz. Belki sosyal medyada Rabbimizin hoşnut olmadığı paylaşımı yaparken veya yorum yazarken canımızı verebiliriz. bunun için samimi bir şekilde dertlenelim ve bu konuda gayret gösterelim.
Bakınız Sevgili Peygamberimiz bu konu ile alakalı bizleri uyarıyor..
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Yararlı işler görmekte acele ediniz. Zira yakın bir gelecekte karanlık geceler gibi birtakım fitneler ortalığı kaplayacaktır. O zamanda insan, mü’min olarak sabahlar, kâfir olarak geceler; mü’min olarak geceler, kâfir olarak sabahlar. Dinini küçük bir dünyalığa satar.” (Müslim, Îmân 186)
