banner102

ܜlkemizde gerçekten elle tutulur, gözle görülür güzel gelişŸmeler oluyor. İnşŸallah bu gelişŸmeler samimi(!) ve etkili bir şŸekilde devam ederek, en kısa zamanda meyvelerini almayı Cenab-ı Allah tüm halkımıza nasip eder, duası ile anlatmak istediklerimin şŸimdiki meyvelerine bir bakalım!

Alim tazında ilim sahibi kişŸiler resmi din adamı olarak atandılar, Kur'an Kursları yazın yaşŸ sınırı olmadan çocuk eğŸittiler, İmam Hatip liselerinin orta kısımları açıldı ve bunlar gibi birçok daha manevi bakımdan değŸerli faaliyetler yapıldı.

Bu verimli faaliyetlerin bozulmadan ayakta durabilmesi için zaruri gerekliliğŸi olan birçok faaliyet de ters istikamette artışŸ göstermişŸtir. Bugün ülkemizde yaşŸanan sorunların başŸ mimarı da bu ters yöndeki artışŸtır.

Bizler fert, cemaat ve toplum bazında yapılması gereken icraatlarda eğŸer Yaratıcının gösterdiğŸi yolu değŸil de Yaratılanın gösterdiğŸi yolu baz alıp birşŸeyler ortaya koymaya çalışŸıyorsak, bu çalışŸmamız iyi niyetli de olsa hüsrana uğŸrayacak bir çalışŸma olacaktır.

Müslüman bir kimse yaşŸamının her alanında Kelime-i Tevhid'i düstur edinerek eylem yapması gerekiyor. Bu kişŸi ister devletin başŸındaki reis olsun, ister bir ailenin başŸındaki baba olsun, bu değŸişŸmez. İslamiyet'e girişŸ anahtarı olan Kelime-i Tevhid'de yer alan La kelimesi ilk olarak söylenen ve ilk olarak uygulanması gereken kuraldır. Anahtarın gereğŸi gibi kullanılmaması halinde bizim inancımız tehlikeye, yaptığŸımız icraatlar da boşŸa gitme tehlikesine binecektir. Herhangi bir kapının anahtarı ters kullanıldığŸında nasıl o kapı açılmıyor ise, Kelime-i Tevhid'in de ters olarak algılanması da iman kapısının açılmamasına vesile olacaktır. La kelimesinin gereğŸini yapmadan, diğŸer kelimelere geçişŸ, Yakıtsız araç kullanmaya benzer.

Bizler Müslümanlar olarak La diyerek İslam'ın yaşŸayacağŸı ortamı hazırlamamız gerekiyor. Bunun için, yapılan bu güzel faaliyetleri baltalayan, Tv programları, Gazete haberleri, EğŸitim sistemleri, Yönetim bozuklukları vb bütün olumsuzlukları ortadan kaldırma gayreti içinde olmalıyız. Bunun için en büyük görev, halkın büyük bir çoğŸunluğŸu Müslüman olan Devletin yönetimindeki insanlara düşŸüyor.

Verimli icraatlardan nasibini alan insanlar, verimsiz icraatların tuzağŸına düşŸmeye mecbur bırakılmaktadır. Bir imam veya öğŸretmen bir nasihat ile yola getirmeye çalışŸıyorsa, karşŸı taraftaki merciler bir milyon icraat ile yoldan çıkarmaya çalışŸıyor. Bir Müslüman günlük eğŸitim sohbetine katılsa dahi, olumsuzluklar bu günlük eğŸitimi baltalamaktadır. Teknoloji ile birlikte uygulanan bu olumsuz uygulamalara dur denmeden yapılan hayırlı icraatlar fayda vermeyecektir.

Bu olumsuz tablonun göstergesini maalesef ülkemizde alenen görmekteyiz. EğŸitim camiasındaki birçok eğŸitimcimizin maalesef eğŸitme gibi bir derdi yoktur.

EğŸer sokaklar, her geçen gün gayri İslami bir görünüm sergiliyorsa,

İnsanların işŸi dininden evvel geliyorsa,

İşŸ de ibadettir diyerek namaz terk ediliyorsa,

Tv kanallarında İslam karşŸıtı gösteriler çoğŸalıyorsa,

Terör, gasp, şŸiddet, zina, faiz, vb faaliyetler artıyorsa,

Kusura bakmayın ama başŸta saydığŸım faaliyetlerin bin kat daha artması da bir fayda vermeyecektir. Esas yapılması gereken olumsuzlukları ortadan kaldırmaya çalışŸmaktır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
zaferhan turhan 2012-09-28 08:56:52

Syn.Köşe yazarının tesbiti,malesef; din adına allamelik yapanların gündeminde hiç olmaz.
İşte kandaki mikrobun tanısı için,tam kan sayımı denilebilecek bir yazı.Son zamanlarda tv.'lerde yayımlanmakta olunan dizi,film,eğŸlence programına baktığŸımızda...sokaktaki şiddetin,dağŸdaki terörün,ahlaki erozyonun gübresinin, bu alçak,soysuz,ahlaksız tv.programları olduğŸunu anlamamak için mongol olmak gerek.
Post kapital düzenin hiç sitirahat vermeden tüket talimatına, ne madden ne de manen yeterli olmak mümkün mü? Alvın Toffler,21.yy'ın büyük mütefekkiri denilebilecek dalga kuramcısı bakın ne diyor."Dinler İnsana neden mutluluk verir? LJünkü kuralları statiktir,insanı yormaz,ne bedenen ne de ruhen sürekli bir değŸişime koşturmaz." Nasıl doğŸru mu, el cevap doğŸru.Bu noktadan hareketle bir de kapitalist sistemin talebine bakalım, neredeyse günlük değŸişim devre dışı kalmak üzere, saatlik değŸişimlere koşturulan insan, bu koşuşturma içinde hem madden hem de ruhen korkunç bir yorgunluk,sonuç ruh hastalığŸı,maddi yetersizlik sonucu,cinayetler,gasp,hırsızlık,narkotik madde bağŸımlılığŸı sair toksik bağŸımlılıklar.Peki bu tesbit doğŸru mu, öyle ise biraz istatistik verelim.2011 yılı için 10.ay itibariyle 25000 çift boşanmış,halkın %66'sı anti psikotik ilaç tüketmekte.Bu oranın içsel açılımı daha korkunç, zira yapılan tetkikte,TC'de ki, psikiyatris sayısı bu miktarda ilaç yamaya yetecek miktarda olmadığŸı, bu oranın %25'i tamamen doktordan bağŸımsız eczaneden kendi imkanlarıyla bu antipsikotik ilaçları almakta.Yani madde bağŸımlılarının yaptığŸı gibi.Özetle, ahlaksız toplumların iki kutsal harfi vardır. (HH)(Hakimlik ve Hekimlik) bu iki meslek son 20 yılın ikon meslekleri mi değŸil mi? Düşünen insanların çoklaştığŸı bir ülke ümidiyle, hoşça kalın ülkem insanları.

banner90