Kurtlar Vadisi kanal değiştirdikçe içerik konsepti de aynı
ölçüde değişmeye devam ediyor. Show Tv’de
yayınlandığı dönemde daha reel bir konsept ile karşımıza çıkan “Vadi” Star Tv’ye
geçtikten sonra özellikle kanalın sahibi Aydın Doğan’ın içine düştüğü duruma da
atıf yaparak senaryosu yazılmaya başlandı. Star Tv’de "büyük medya patronu" ve aynı
zamanda “Amerikalıların adamı” olarak lanse edilen Davut Tataroğlu’nun “içler
acısı” hali senaryoyu epeyce meşgul etmişti.
Yeni yayın döneminde ise ATV’ye transfer olan Vadi, kanalın
Ak Parti’ye yakın duruşundan hayli etkilenmiş gözüküyor. Dizide Polat, daha
önce yayın yaptığı kanallarda rahatlıkla başbakana tavır koyabilirken yeni
kanalı ATV’de başbakanın gizli bir numaralı adamı haline dönüşüvermiş! Kimi
zaman Amerikalı ajan Feller’e, kimi zaman İsraillilere, şimdilerde ise
Almanlara ve PKK’nın elebaşılarına “posta koyan” Polat, artık başbakanın elini
güçlendirmek için operasyon üstüne operasyon yapıyor!
Milyonları perşembe geceleri ekrana bağlayan dizi sayesinde başbakan
Erdoğan ve Ak Parti’nin önemli bir halkla ilişkiler çalışması yaptığı kesin.
Çünkü dizi sayesinde çok önemli halk
kitleleri etki altına alınabiliyor. Mesela dizinin müdavimi olan hemen herkes
başbakanın özellikle İsrailli ve Amerikalı büyükelçilere nasıl da tavır
aldığını, Kasımpaşalı edasıyla nasıl çattığını, karşısındaki muhataplarını
nasıl sus-pus ettiğini ilgiyle takip ediyor. Bir Türkiye vatandaşı olarak gerçek
yaşamda görülmesi istenen bu türden replikler, millet olarak omuzlarımızı
kabartıyor elbette.
O nedenle Kurtlar Vadisi üzerinden Polat Alemdar ile
başbakan arasındaki bu ittifak çok şeyler ifade ediyor. Diziyi izlerken “biz neymişiz de haberimiz yokmuş!” dedirten
diyalogların siyasette, diplomaside, uluslar arası ilişkilerde ne kadar
gerçekleştiğini elbette yüzde yüz bilemeyiz. Ama füze kalkanı projesinin
konuşulduğu bu günlerde, başbakanın karşısına ABD elçisini alıp “biz şöyleyiz,
sizi duman ederiz” türünden yaklaşımlarının diplomaside yaşanabileceğine
inanacak kadar saf değiliz elbette. Dünya çapındaki hegemon güçlerin karşısında
sadece iç politika malzemesi anlamına gelen çıkışların gerçekçi olamayacağını
ve bunların birer kandırmacadan ibaret olduğunu bilmemek de mümkün değil.
Fakat diplomaside, uluslar arası ilişkilerde yapılamayanlar,
yapılması mümkün görünmeyenler Kurtlar Vadisi ve Polat Alemdar aracılığı ile
yalandan da olsa zihinlere kazınıyor. Olaylar gerçekmiş gibi lanse ediliyor. İşte
bu nedenle başbakanın Kurtlar Vadisi senartistlerine ve dizinin esas oğlanı
Polat Alemdar’a teşekkür etmesi lazım. Hem de okkalı cinsinden…
Bu arada bir uyarı da dizininin müdavimlerine yapmak
istiyorum. Kurtlar Vadisi ilk yılından sonra yeni isim olarak “Kurtlar Vadisi
Terör” adıyla yayınlanmaya başlamıştı. Ayrıca dizinin konsepti içine ABD’nin PKK’yı
nasıl desteklediği ve Türkiye’nin altını nasıl oyduğu gibi bölümlerde
konulmuştu. O yapım ABD’nin baskısı ile yayından kaldırılmıştı. Yayınlanmama
kararını veren RTÜK’ün başında ise başbakan Erdoğan onayıyla göreve gelen Zahit
Akman vardı. Dizi Tv’de durdurulunca yapımcı Pana Film, “biz ne olursa olsun bu
diziyi yayınlayacağız, gerekirse DVD ve VCD formatında bile bunu yaparız”
demişti. Fakat adı ABD ile özdeşleşecek olan Kurtlar Vadisi Terör, asla
yayınlanmadı.
Vadi müdavimlerine
tavsiyem Türkiye’yi rant aracına çevirmiş Pana Film’in senaryolarına pek fazla
kanmayın. Yoksa işin içersine öyle senaryolar koyarlarki bu kadarı Cüneyt Arkın’ın
Malkoçoğlu’nda bile yoktu diyecek hale
gelebilirsiniz.
Benden söylemesi!
güzel bir analiz olmuş.yazılarının devamını bekliyoruz.