Aslında bir yolunu bulup siyaset dışı yazmak istiyorum. Ancak şu liderlerin bu milleti kandırmasına gönlüm hiç mi hiç razı olmuyor. Mecburen söylemlerin altında yatan gerçekleri açmak gerekir ki etkisi zayıflasın. Yoksa vatandaş iyiniyetli, bir bakmışsın akıntıya kapılıp gidiyor. Gerçi akıntıdan kurtarmak pek de öyle kolay değil ne yazık ki.
Her neyse, tavsiye tenkit, öneri ve uyarılarımıza geçelim.
Bugün şu cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında kullanılan tanıtım malzemelerinden bahsetmek istiyorum. Televizyon reklâmlarıyla pankartlardaki sloganları ele almak istiyorum.
Öncelikle Sayın Ekmelettin İhsanoğlu için kullanılan sloganlara değinelim. Mesela ‘ekmek için Ekmelettin’. Yani, ‘Ekmelettin, ekmeğinizi, aşınızı verecek.’ demeye getiriyorlar. Getiriyorlar da bir kere ekmeği, aşı, işi vs. cumhurbaşkanı vermez. Onun görevleri arasında böyle bir şey yok. O iş, hükümetin işi. Bir diğer şey ise, her ne kadar cumhurbaşkanı yürütmenin başı olsa da o çok fazla hükümetin işine karışmaz. En azından bu güne kadar böyle olmuş. Bakmayın Sayın Başbakan’ın “Kazanırsam yetkilerimi sonuna kadar kullanırım.” demesine. Bana göre Sayın Başbakan artık yoruldu bu önümüzdeki süreçte köşkte dinlenip ondan sonra köşesine çekilecek. Tabii bir takım hesaplaşmalar olmazsa…
Her neyse ‘Ekmek’ ifadesiyle verilmek istenen diğer bir mesaj da ‘sevgi, barış, refah tohumlarının ekileceği’ mesajı… Zaten kısa tanıtım reklâm filminde de bunu ifade ediyorlar. Bütün bunlar, klasik seçim beyanatlarından başka bir şey değil tabii ki. Her şey seçim gününe kadar, sonrasında ise işler değişiyor.
Sayın İhsanoğlu’nun kullandığı bir diğer slogan da ‘Bu ayrılık bitmeli’ sloganı. Doğrusu bununla verilen mesajı anlamakta biraz zorlanıyorum. Acaba hangi ayrılıktan bahsediliyor. Sayın İhsanoğlu, aslen Türkiyeli olsa da doğma büyüme Mısırlı. İhtimal vermiyorum ama bu iki ülkeyi birleştirme düşüncesi mi var acaba? Yoksa İslam birliğini kurma düşüncesi mi? Şayet bu düşünceler varsa bu durumda CHP aklıma geliyor… Ne der acaba bu işe? Hatta MHP…
Bitsin bu ayrılıktan kasıt CHP MHP birleşmesiyse. Yani bu ittifakın Sayın İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesiyle bu iki partiden birinin diğerine iltihakı veya yeni bir isim altında birleşmeleri arzusuysa; o ne derece mümkün olur, doğrusu bilemiyorum!
Yani aslında fırsat bu fırsat Sayın İhsanoğlu seçilse de(!) seçilmese de bence CHP-MHP birleşsin… Niye olmasın canım? Devletin tepesi için birleşebiliyorlarsa… geriye ne kalıyor ki? Hem birlikten güç doğar. Böylelikle Tayyip’siz AKP’yi de kolaylıkla yıkarlar. Hatta iltihak olmayıp da tek bir çatı altında toplanırlarsa yeni partinin ismi mesela CMHP Cumhuriyetçi Milliyetçi Halkçı Parti) Ya da BGDP (Birlikten Güç Doğar Partisi) olabilir. Genel başkanlığa da şayet seçilmezse Sayın İhsanoğlu getirilir. Seçilirse de canım bir süre dönüşümlü genel başkanlık veya eş başkanlık sistemi getirirler. Zaten karışıp kaynadıktan sonra da mesele kendiliğinden hallolur. Ha, ne dersiniz? Doğrusu bana sorarsanız “Neden olmasın?” derim…
O sloganın yer aldığı pankartın görseline de bir göz atarsak, Sayın İhsanoğlu’nun bir duruşu var ki, vücut dili adeta “Nereden bulaştırdınız bu işe beni?” diyor. Hele kucağında birde çocuk var deyme gitsin. O da görenlere şunu dedirttiriyor. “Sen git de torunlarına bak.” Ne diyelim bu partilerin bu adama ne garezi vardı ki getirdiler da cumhurbaşkanı adayı yaptılar!..
Neyse biz geçelim diğer Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Başbakana ve onun seçim kampanyasında kullandığı sloganlara…
Öncelikle kısa reklâm filmlerine değinmek istiyorum. Hani şu her seferinde farklı bir vatandaşın ekranlarda “Başbakan seçtim filan imkâna kavuştum. Şimdi de cumhurbaşkanı seçeceğim…” diyorlar ya!.. Dikkat ederseniz herkes farklı bir hizmetten bahsediyor. Yani kimse “Memleket bir otomobil fabrikasına, bir uçak fabrikasına ya da ne bileyim bir televizyon, cep telefonu, bilgisayar fabrikasına kavuştu.” demiyor. Herkes lokal bir takım hizmet faaliyetlerinden bahsediyor.
Hizmete tabii ki eyvallah. Bu Millet daha fazlasına da layık ve bu memleket daha fazlasını da yapacak kaynak, bilgi, beceri birikimine de sahiptir. Onda bir sorun yok. Sorun şurada ki daha evvel de değinmiştim… Hizmet, sürekli harcama ister. Yani kasada para olması lazım. Kasada para olması için de işe yarar, dişe dokunur sanayiin olması lazım. Yani mesela uçaktan-füzeye, motordan-bilgisayara kendin yapıp, hatta satman lazım. Tarımın canlı olması lazım. Yani kasaya para koyacak faaliyetlerin olacak ki hizmet içinde para bulmuş olabilesin. Paran yoksa hizmet de yapamazsın.
Biliyorum “O halde bunca hizmet nasıl yapılıyor?” diye soruyorsunuzdur şimdi. Nasıl olacak? Elindeki para getirecek değerleri satarsın, toprak satarsın, fabrika satarsın, liman satarsın; paran bittiği noktada da borçlanırsın, borçlanırsın… hepsi bu. Bu gün Türkiye’nin 1 trilyon dolara dayanmış borcu var. Öyle olmazsa niçin her yıl 50 milyar dolar civarında sadece borç faizi ödeyelim. İnanmazsanız açın internetten 2014 yılı bütçesini bulun, görün… Ha bu arada borç alan ne alır onu da biliyorsunuzdur.
Neyse konuyu fazla dağıtmayalım tekrar şu seçim kampanyalarında kullanılan sloganlara dönelim. Sayın Başbakan’ın pankartlarında ‘Milli irade, Milli güç’ sloganları var. Malum Milli Görüş’ün partisi Saadet Partisi seçimlerde hiçbir adaya oy vermeme kararı aldı. İşte Sayın Başbakan, Saadet’in oylarını kapmak için bu sloganları kullanıyor. Yıllardır oymaya çalıştığı Milli Görüş’ün altını bir kez daha kazmaya çalışıyor.
Bilindiği üzere Milli Görüş’ün üç temel hedefi vardır: ‘Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya’ diye. Sayın Başbakan bire bir aynı ifadeleri kullanamıyor. Fakat aynı mesajı verecek farklı ifadeler kullanıyor. Nedir mesela ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’ yerine ‘Milli İrade’, ‘Yeniden Büyük Türkiye’ yerine ‘Milli Güç’ ifadelerini kullanıyor. Tabii burada Milletin görmesi gereken bir şey var ki o da bu söylemler, Milli Görüş’te bir hedef, AKP zihniyetinde ise sadece birer slogandır.
Sayın Başbakan’ın bir başka sloganı da ‘Milletin Adamı’ sloganı ki o da ne yazık ki tamamen içi boştur. Zira bu vari ifadelerle oyu Milletten, ödülü ise Siyonist’ten alıyor...
Ne diyelim Allah bu Millete Milli Görüş şuuru, zafiyetlerinden faydalananlara da hidayet versin!
