banner102

Soma, derin bir yaramız oldu. Üzüldük, kahrolduk, günlerce gerçek acı sahiplerinin acılarını içimizde yaşadık. Yerin yüzlerce metre altına aslında her gün canlı cenaze misali girip çıkan insanımız, bu defa cansız bedenler olarak çıkarıldılar. Her birine Yüce Allah rahmetiyle muamele eylesin. Kederli ailelerinin ve hepimizin başı sağ olsun!

Elbette ki ölüm Yüce Allah’ın emridir. Onun vakti saati gelince ne bir saat ileriye alınır ne de bir saat ertelenebilir. Bu kaderdir. Şüphesiz her canlı ölümü tadacaktır. Bütün bunlara itirazımız yok. Tabii ki kadere diyeceğimiz de yok. Amenna. Ancak tedbirsizlik kader değildir. Hatta tedbir almak farzdır. Bu konuda devletin karne on üzerinden ‘1’ dir.

Taşeron firma suçludur!..  Vatandaş suçludur!.. Bütün bu ithamlar, karın doyuracak laflar değildir. Burada kabahatin neredeyse tamamı devlete aittir. Kömür işletmelerinin tamamı devletin elindedir. İşletme hakkı özelleştirilmiş olabilir. Bu devletin elini eteğini buralardan çekmesi anlamı taşıması gerektir. Sen devletsin, denetleme ve müdahale yetkin vardır.

Bu, “Ekonomimiz dünyada ilk 20 arasında” demeye benzemez. İlk 20 demek, gelişmişlik demektir. Madem gelişmişiz de niçin madenlerde ilkel yöntemlerle kömür çıkarıyoruz? Sadece bunda mı? Hayır, hemen her sahada sıkıntı yaşıyor Millet. Niçin hükümet bu ve benzeri konuları gündeme getirmiyor? Niçin?

Devlerin tepesindekiler, acziyetin cümlelerini kuruyorlar, duygu sömürüsü yapmayı becermeye çalışıyorlar; vatandaşı azarlıyorlar, hatta dövüyorlar, yetmedi dalga geçer gibi 1800’lerin 1900’lerin batı sistemiyle günümüz Türkiye’sini kıyaslamaya çalışıyorlar. Bu resmen bu ülkenin geri kalmışlığının itirafıdır.

Peki, geri kalmışlığımızı biliyordunuz da neden yıllardır bu Milleti kandırıp duruyorsunuz? Hâlâ kalkınmışlıktan dem vuruyorsunuz. Kendi uçağımızı, tankımızı, topumuzu, bilgisayarımızı, cep telefonumuzu kendimiz mi yaptık ki kalkınmış olaydık? Neredeyse Milli bütçemiz kadar borcumuz var. Böyle kalkınmışlık olur mu?

Geri kalmışlığı ifade etmek için elimizde o kadar çok done var ki say sayabildiğin kadar. Onların her biri hükümetin karne notlarıdır ve maalesef hepsi de kırık notlardır. Zamanla bu notları çok okuyup durduk. Ancak Hükümet, icraatlarına karşılık aldığı her ‘1’ notu gidip Millete: “Bak ben birinci geldim.” dedi durdu.

Hükümet, Soma’da da yine 1 almıştır. Ancak bu sefer yemezler. Neredeyse bir hafta oldu kimseden tık yok. Tabii yiğidi öldür, hakkını yeme babında Sayın Enerji ve Tabii kaynaklar bakanımızı saymazsak. Sayın Taner Yıldız’ı hakikaten tebrik etmek lazım. Baba adammış. Milletin acılarına bir nebze de olsa merhem olduğu gibi hükümete de can yeleği olmuştur.

Bir tebrik de kardeş Azerbaycan milletvekillerine. Birer maaşlarını Soma mağdurlarına bağışladılar. Doğrusu çok bekledik ki bizimkilerden de böyle bir seda yükselsin. Devletin kasasını seferber etmek kolay… Ha! Bu arada muhalefeti ve sendika patronlarını gören var mı?

Bugün bu memlekette iktidar olmak da hükümet olmak da o kadar kolay ki. Yeter ki işi bilesin. Kim rakibine daha çok yüklenirse o iktidar oluyor. Kim Milleti daha çok kandırıyorsa o iktidar oluyor. Millet de saf. Hele hükümet olup da orada kalmak daha da kolay. Nasıl mı? Muhalefete bol bol yüklenirsin, kalırsın yıllarca hükümette. Kanlarına öylesine işlemiş ki o acılı günde bile çekiştirme fiilinden vazgeçmediler.

Muhalefete yüklenirsin, vatandaşa kızarsın, kızmak ne kelime küfredersin hatta yumruk atarsın, hükümette kalırsın. Cık cık cık yazık vallahi yazık. Acılı bir vatandaş ne yaptığını bilemeden yuhaladıysa ne olmuş yani? Hadi diyelim ki provokatör. Gerçi duruşu hiç de öyle bir izlenim vermiyor ya… Varsayalım ki provokatör. Siz başbakansınız, adamı dövmek için markete sokacağınıza çekin bir kahvehaneye şöyle iki de çay söyleyin ve bir güzel de nasihat edin, o da hatasını anlasın da size kul köle olsun.

Siz ki Medeniyetler İttifakı’nın eş başkanısınız, siz ki dinler arası diyalogun yılmaz savunucususunuz, siz ki dinler bahçesi kurup hoşgörü toplantıları düzenlersiniz. Ne olur “benim vatandaşım, benim kardeşim diyerek, bir hatadır etmiş diyerek hoş görseydiniz ne kaybederdiniz? Ne olmuş yani yuhalamışsa bir cahilliktir etmiş işte. Hele zavallıya edilen o küfür de neyin nesi? Doğrusu yakıştıramadım. Siz ki Teodor Herzl’in mezarına çelenk koymuş adamsınız. O vatandaşa yapılan küfür bununla çelişmedi mi? O nasıl söz Allah aşkına! Zavallım öylesine gözü korkutulmuş ki nerdeyse “Başbakanımız beni öptü.” diyecek.

Bu hükümet, bir türlü yanlışlarını görmüyor, görmek istemiyor veya görmesini istemeyenler var. Pansuman tedbirler çare değil. Bu milletin size mahkûm olduğunu zannediyorsunuz. Hayır, bu millet size asla mahkûm değil. Karnenizi bir görürse başınıza çullanır Âlim Allah. Siz de bu saatten sonra artık karnenizi saklayamazsınız. Artık 1’leri birincilik olarak gösteremezsiniz.

Devletin tepesi olarak, Soma’ya gelip pot kırdıktan sonra da hiç ekranlarda gözükmediniz. Muhalefete de hiç yüklenmediniz. Bu, bu iddiamızın kanıtıdır. Enteresandır, muhalefette piyasada yok. Adam akıllı bir beyanata rastlanmıyor. Bu ne iştir?

Yani insan ister istemez kıl kapıyor. Acaba bunları dillendirerek biz mi yanlış yapıyoruz?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
taha ramazan 2014-05-21 18:11:26

hükümetimiz gerekli hassasiyeti göstermiştir . sayın bakanımız 2 gün aynı gömleği giymiş ve simit yemiştir . sayın müsteşarımız eylemciye hattini bildirmiş ayagını incitmiştir. vatan sana canım feda. siyasete gerek yok . duble yol yapan hükümetimizi eleştirmeyin .

banner90