banner102
 —Nasıl olsun beyefendi; kuşbaşı mı, kıyma mı?

—Izgaralık…

<Anaaam bizim mahalle kasabı da domuz eti satmaya başlamış! Eyvaah! Komşuda yine domuz pişecek. Bütün apartmanı yine pis koku saracak. Kapıyı bacayı iyi kapatmak lazım… Ama meretin kokusu da üç gün gitmez ki etraftan! …>

—Buyurun beyefendi siz ne istemiştiniz?

—Ben yarım kilo dana ciğer aliyim.

—Dana ciğer kalmadı, domuz olur mu?

—Olur, olur fark etmez, madem öyle DOMUZ olsun.

<Oha! Adama bak be fark etmez diyor!… Sıra bana geliyor… Ne yapsam acaba? Şimdi aynı bıçağı, aynı tezgâhı kullanacak. En iyisi bir bahaneyle çıkayım. Şimdiye kadar yoktu ki nerden çıktı bu DOMUZ mereti. Allah korusun çoluk, çocuk! … >

—Buyurun hanımefendi siz ne arzu etmiştiniz?

<Domuz, domuz diyorlardı da itibar etmiyorduk. “Burası Müslüman memleketi, burada öğle şeyler olmaz. Bir kere domuz etini Allah haram kılmış.” diyorduk. Ama meğer haklılarmış. Bak nihayet bizim kasaba kadar geldi. …>

—Hanım efendi buyurun, siz de DOMUZ alır mıydınız?

<Yan apartmandaki komşumuz bahsetmişti. Bakara Suresi’nin 173. ayetinde DOMUZ eti yemenin haram olduğu yazılıymış. Allah’ım ne günlere kaldık? Bu memleketin yüzde 99’u Müslüman’dı hani? Hadi biz bir türlü helali-haramı biliyoruz da çocuklarımız, torunlarımız… Peki, gelecek neslin hali ne olacak? …>

—Hanım efendi! Hayırdır, dalmışsınız? Siz ne alacaksınız?

—Şeey ben mi? Been, ben bir şey almayacağım. Ben, daha sonra uğrarım. Hadi hayırlı işler!

Evet, artık Türkiye’de bu sahnelere çok rastlanacak. Müslüman mahallede artık salyangoz malyangoz falan değil direk DOMUZ satılıyor. Bu bugün büyük marketlerin reyonlarında yarın kasaplarda. NİÇİN???

Peki, ama niçin?

Sanırım bu soruyu sormak için artık geç kalındı.

Aslında bunun neredeyse on yıllık bir mazisi var. Bu güne kadar binlerce defa söylememize rağmen kimseye anlatamadık. Bu memlekette birkaç sene sonra marketlerde, kasaplarda artık DOMUZ ETİ satılacak.” dedik. Dedik de kimse kulak asmadı. Buradan defalarca yazdık, kimse kâle almadı. İşte gelinen nokta… Şimdi çöz çözebilirsen bu kör düğümü.

Gerçi çözülmez diye bir şey de yok ama ipin ucu puşt batılıların elinde, seni kendine bırakmazlar ki bir türlü. Aslında karışamazlar da ama, aması var işte. Dirayetli bir hükümet lazım… Bunlarla bu iş olmaz. Bunlar zaten on sene önce Avrupa Birliği Anayasası’na imza koyarken kabullenmişlerdi her şeyi.

Siz, Bakan Bey’in: “Tamamen hijyenik şartlarda satılıyor. Diğer etlere karıştırılmıyor.” demesine bakmayın. Hijyenik derken marketlerde hangi reyonda bulunuyor acaba? Deterjanlar arsında mı? …

Sonra bugün marketlerde yarın kasaplarda. Şimdi Bakan Bey çıkar; “Kasaplarda açıktan satılmayacak.” falan derse, sakın inanmayın. Siz yasa maddesine dikkat edin. DİĞER KASPLIK HAYVANLAR; DOMUZ, YABAN DOMUZU, AT, TAVŞAN…

Duyarlı halkımıza bir de uyarıda bulunayım. Bu zamana kadar içki satılan market vs yerlerden alış-veriş yapmıyorduk; bundan gayri DOMUZ satan market ve kasaplardan da yapmayalım. Hatta gerekirse et yemeyelim. Belki bir işe yarar…

Şimdi şu anayasa imza meselesini bir kez daha hatırlatalım. Hatırlatalım da “Haa! Bu, o mesele mi?” diyin. Biz o zaman şaşırmıştık. Siz de bari şimdi şaşırın. Tabii iş işten geçtikten sonra…

Sene 2004 Cumhuriyetimizin kuruluşunun yıl dönümü 29 Ekim günü. Türkiye’de bayram kutlamaları var. Ancak Başbakansız bir kutlama. Başbakanımız nerede dersiniz? O, Dışişleri Bakanımızla birlikte Roma’da Avrupa Birliği Anayasa’sına üyesi olmadığımız halde birlikte imza atıyorlar. Hem de İslam düşmanı papanın heykelinin ayaklı dibinde.

Neden?

Şu tam üyelik mevzusu. Müzakere tarihi almak için. Evet, 3 Ekim 2005’e müzakere tarihi verdiler. Ama o güne kadar uyum yasaları diye bir takım maddeler koydular önümüze. İşte DOMUZ mevzusu da onlardan biri… Aradan sekiz sene geçti, DOMUZ reyona girdi, ama hala üye olamadık. Niçin? … Çünkü vermemiz gereken daha çok tavizler var. Hele diğer verilenleri bir daha burada saymıyorum.

Peki, DOMUZ yasası ne zaman çıktı? … 7 Temmuz 2006’da 26221 sayılı Resmi Gazete’nin tebliğler bölümünde yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yani müzakere tarihinden yaklaşık 9 ay sonra. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın ‘TÜRK GIDA KODEKSİ ÇİĞ KIRMIZI ET VE HAZIRLANMIŞ KIRMIZI ET KARIŞIMLARI TEBLİĞİ’ Tanımlar kısmı 4/ç maddesi şöyle: ‘DİĞER KASAPLIK HAYVANLAR; DOMUZ, YABAN DOMUZU, AT ve TAVŞAN’

Evet, AB Anayasası’na imza koyduktan sonra taviz üstüne taviz verdik. Şimdi bunları burada sayıp izahını yapmak sayfalar dolusu yazı olur. Geçmiş yazılarımızda birçoğuna değinmiştik. Yalnız şunu hatırlatalım. Verilen tavizleri Avrupa Birliği, az gördüğü için 15 Aralık 2006’da Yani DOMUZ yasasından yaklaşık 5 ay sonra müzakereleri askıya almıştı…

Ver Allah ver. Tavizlerin ardı arkası gelmiyor. Bakalım üyelik hangi bahara!?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Faruk Keleş 2013-09-23 12:03:02

kalemine sağlık sayın hocam,
bu konuda en çok sakallı hüsnülere kızıyorum. onlara bunu yıllar önce dillendirdiğimiz de "ne var bunda kardeşim. o serbest yaptı diye sana ye mi diyor. hem bu ülkede sadece müslümanlar yok" diyerek kendi vicdanlarını! rahatlattılar. hatta bizi de basit basit şeylerden dolayı hükümeti suçluyorsunuz diye de kötülediler.

Avatar
istavridan ali 2013-09-24 11:59:06

yahu bumillet ne acayip duyarsız oldu ya gercekten tam narkozlu bu gidişin sonu bela ve musibet ona doğru hızla ilerliyoruz malesef...

banner90