Evet tarih bilmek geleceğimize yön vermemiz açısından çok önemlidir. Aynı şekilde teknolojinin hızla büyüdüğü günümüzde yakın tarihi bilmekte geçmiş tarihi bilmek kadar önemlidir!
Aşağıda bazı tarihi bilgileri Of'un Nabzı olarak her gün yaptığımız 'tarihte bugün' haberini yaparken edindiğim bilgilerden esinlenerek siz değerli okuyucularımın da bu bilgilerden faydalanmasını istediğim için paylaşıyorum.
Amacım düşmanlık değil, karalamak hiç değil.. Sadece gidilen yolun, uygulanan politikanın, savunulan sistemin ve siyaset anlayışının İslam'a göre yanlış olduğunun bilinmesi için bu bilgileri hatırlatıyorum. Ve diyorum ki; her ne kadar söylem ve bir takım eylemlerde farklılık görünse de bu anlayışın günümüzde de devam ettiğinin bilinmesini istiyorum.
Şunu da ifade ederek tarihi bilgiyi paylaşmak istiyorum; Merhum Liderimiz Cennet mekan Necmeddin Erbakan hocamıza basın mensupları ara ara soruyorlardı, Hocam bunlar sizin talebeleriniz, neden bu kadar eleştiriyorsunuz? Hem CHP ve diğer yanlış yapan partiler varken neden hep Ak Partiyi ve yöneticilerini eleştiriyorsunuz?
Merhum Liderimiz onlara şu ifadelerle cevap vermişti: "Onlar benim evlatlarım, onları şefkatimden dolayı eleştiriyorum. Onları sevdiğim için ve yanlış yolda olduklarını bildiğim için kurtulsunlar, yanlışı anlasınlar diye uyarıyorum. Bu onlara düşman olduğumu değil, onları acıdığımı gösterir" diyordu.
Evet insan kendi evladını en çok eleştirir. En ufak bir hatada, evladım neden yaptın diye uyarır, bazen kızar bazen de sert dil kullanır. Bu babanın evladını sevmediği anlamına gelir mi? Elbette gelmez..
Bir diğer konu da, neden diğerlerini eleştirmiyor, onların hatalarını demiyorsunuz da hep iktidardakinin hatalarını diyorsunuz?
Esasen bu soru bana göre düşünmeyen, okumayan ve araştırmayan bir zihniyetin sorusudur? Herhangi bir ailede hata gördüğünüzde ilk aklınıza o ailenin reisi gelmez mi? Yanlış yapanın evin bir evladı olduğunu bilseniz de sorumlu tutulacak olan evin reisi değil midir? Evde olduğu gibi ilçedeki sorun ilçe Belediye Başkanına, Kaymakamına, Ülkedeki sorun da İdarede olanlara sorulur. Kısaca muhatap kim ise ondan hesap sorulur, o eleştirilir. Daha açık bir tabirle ise konuşma makamında olanlar değil icraat makamında olanlar eleştirilir.
Bu kısa önsözden sonra, konuyu uzatmadan şu bilgiyi sizinle paylaşıyor ve yarın ölüp hesap vereceğimizi düşünerek tefekkür etmenizi rica ediyorum.
Yıl 2005 Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Orta Doğu barışı için (Yahudilerle anlaşma, barış vb sözleşmelerin yapılamayacağı, yapıldığında ise anlaşmalara uymayacağını bize Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim ile haber veriyor) arabulucu olmak adına ve de ticari ve askeri bağlar kurmak için!! Katil, cani terörist İsrail’i ziyaret etti. İki günlük ziyaretinde yanında çok sayıda iş adamı getirdi.
Ziyareti esnasında terörist Başbakan Ariel Şaron’la ve Cumhurbaşkanı Moşe Katsav’la görüştü, Yad Vashem’ deki Holokost’u (Nazi Soykırımında öldürülenlerin anıtı) Anma anıtına çelenk bıraktı,
Bu ziyaret sırasında Başbakan Erdoğan Şaron’a, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Anti-semitizmi “insanlık suçu” olarak gördüğünü iletti. Ayrıca, Erdoğan, İran’ın nükleer programı hakkında sadece İsrail için değil, bütün dünya için bir tehlike teşkil ettiğini belirtti.
ŞUNA DİKKAT EDİN:
Anti-semitizm nedir?
Yahudi karşıtlığı veya Yahudi düşmanlığı; Yahudilik dinine, ırkına, kültürüne veya milletine karşı duyulan düşmanlığa verilen addır..
