1.Dünya Savaşında Osmanlı’yı savaş içine sokan karanlık plan 2013 Türkiye’sinde de çalışıyor. Hatay Reyhanlı’da patlayan bombalar, Türkiye’nin çoktan tamamına ermiş “sıfır sorun” politikasının bittiğinin resmi fotoğrafı oldu. Türkiye artık güney ve güneydoğusu boyunca İran, Irak ve Suriye ile cepheleşmiş durumda. Adeta üstü kapalı bir savaşın içersinde.
Reyhanlı’da patlayan bomba yüklü araçlar ne anlam ifade ediyor?
Bu sorunun cevabını bulabilmek için bilgi kirliliğinden kurtulmak gerek. Patlayan bombaların en çok kime faydası var ve kime zararı var sorusunu cevaplarsak ilk soruyu da önemli ölçüde cevaplandırmış oluruz. AKP Hükümeti’nin ortalığı kan gölüne çeviren saldırıların üstünden 8 saat geçmeden, saldırılar üzerinden detaylı bir çalışma yapmadan saldırıların sorumlusunu birincil olarak Suriye istihbarat servisi Muhaberat’ı göstermesi, Esad rejiminin işin içinde parmağı olduğunu ilan etmesi şahsen bana göre işin kolaycılığına kaçmak olur. Bu denli bir saldırıyı organize etmek, Şam’da bile yeterince tutunamayan Esad’ı ve istihabarat örgütü Muhaberat’ı birkaç gömlek aşar. İşin içersine Suriye’nin müttefiki İran’ı soksak bile saldırının boyutları gözününe alındığında yine de yetersiz kalır.
O halde adresi nerede aramak lazım?
Saldırılarda Muhaberat’ın varlığı bir şekilde olsa bile bölgenin reel politiğine baktığımızda işin içersinde daha büyük istihbarat servislerinin varlığı kaçınılmaz gözüküyor. Bu çapta bir olayı programlamak Türk istihbaratını dahi uyutacak kadar bir organizasyonu yapmak sadece ama sadece CIA ve MOSSAD örgütlerinin işidir. Çünkü bu iki Siyonist istihbarat örgütü sadece Türkiye’de değil, Irak, Suriye ve hatta İran da bile istedikleri gibi cirit atacak kadar bölgeye kök salmıştır. Bu karanlık oyunun mutfağında bu iki terör istihbarat birimini olduğunu görmek zor değil.
Fakat yandaş basın ve AKP Hükümeti bu reel senaryoları ısrarla görmezden geliyorlar. İşi Şam’da bile artık tutunamayan Suriye’ye ve bölgede etkinliği Türkiye ile dostluktan geçen İran’a yıkmaya çalışıyorlar. Bu da tabiki oyunun önemli bir parçası. Suriye ve İran’ın Türkiye ile düşman kamplarda olması, Türkiye’nin ABD ve İsrail ekseninde kalması, ABD ve İsrail için ve onların Ortadoğu’daki kanlı emelleri için önemli bir gereksinim. Zaten pat diye İsrail’den gelen sözde özrün ve İsrail’in bölgede adım adım dişini göstermesinin başka bir anlamı yok.
Saldırıların Başbakan Erdoğan’ın 16 Mayıs’ta yapacağı ABD ziyareti öncesine denk gelmesi de resmi tamamlayan parçalardan. Saldırılardan hemen önce Amerikan NBC televizyonuna ABD öncülüğünde Suriye’ye yapılacak müdahaleye Türkiye olarak destek vereceklerini ilan eden Başbakan Erdoğan, Başkan Obama ile Suriye konusunu daha da derin bir şekilde görüşecektir kuşkusuz. 2003’te yine bir Amerikan gazetesine “Irak’ta savaşan kahraman! Amerikan askerleri için dua ediyorum” diyen, 2011’de kanlı örgüt NATO’yu Müslüman Libya’ya girmesi için davet eden Başbakan Erdoğan’ın Suriye konusunda ABD öncülüğündeki NATO’yu da aynı şekilde davet etmesi tesadüf değil elbette. Türkiye kamuoyunun olası bir Suriye müdahalesine Türkiye’nin dahil olmasına vereceği tepkinin yumuşatılması için Türkiye’de hemen Suriye sınırında bir bomba patlatmak acaba kimin işine gelir? Suriye’nin mi, yoksa Büyük İsrail için yanıp tutuşan ABD ve İsrail’in mi?
Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyareti büyük sonuçlara sahne olabilir.
Bütün Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesi için Siyonizm harekete geçiyor. Büyük İsrail için geri sayımı başlattılar. Bugüne kadar Ortadoğu’da milyonlarca müslümanı katletmekten geri durmayan iki büyük terör devleti ABD ve İsrail, en karanlık planlarını sahnelemek için hazırlıklarını gözden geçiriyorlar. Bölgenin kilit ülkesi Türkiye onlara dur diyebilecek mi? Aramızdaki sorunları siz olmadan halledebiliriz diyebilecek mi? Yeter artık döktüğünüz kan, akıttığınız gözyaşı diyebilecek mi?
terör devletini 2 de tutmuşsunuz iranı unutmuşsunuz yada unutturmuşlar