banner102
Darbe dönemlerinde sıkça dillendirilen sloganlardan biri vardır: Ordu göreve! Sözde demokrasi ve insan hakları savunucuları ara rejim dönemlerinde sıkça bu sloganı dillendirmişŸlerdir. Gerçekten ülkeyi düşŸündükleri için mi? Tabiki hayır. Tek düşŸündükleri menfaatleri olduğŸu için. ܜlkenin kanını senelerce emmişŸler, ne zaman hortumları kesilmeye kalksa ayaklanıp ortalığŸı birbirine sokmuşŸlardır.  
 
Konumuz darbecilerin gayri meşŸru sloganları ve amaçları değŸil elbette. Sorun ciddi, konumuzda bununla bağŸlantılı.    
 
Son günlerde malumunuz Türkiye sürekli şŸehit haberleri ile çalkalanıyor. Bazen bir karakol basılıyor 10 şŸehit! Bazen askeri araç geçişŸi sırasında mayın patlıyor 5 şŸehit! Bazen de arazide çatışŸma çıkıyor 3 şŸehit! Ama nerdeyse gün geçmiyorki şŸehit haberi almayalım. Terör örgütü PKK azdırılmışŸ halde her gün saldırıyor. KudurmuşŸ köpek gibi, sahibinin tasmasından özgür bıraktığŸı vahşŸi hayvan gibi adeta. Onun tasması çözen Amerika Türkiye’den istediğŸini almak için serbest bırakmışŸ.
 
Bu noktaya kadar her şŸey yerli yerine oturmuşŸ gibi gözüküyor. Ama bundan sonrası garip, vahim hatta rezalet! Sebebi mi? GeçtiğŸimiz günlerde ABD DışŸişŸleri Bakanı kocası Oval Ofis azgını bayan Clinton Türkiye’ye bir kez daha geldi. Arkasından bundan tam 9 yıl önce Kuzey Irak’ta özel askeri birliğŸimizin başŸına çuval geçiren ABD’li askerlerin komutanı nam-ı diğŸer “çuvalcı paşŸa”, CIA BaşŸkanı Petreaus! Türkiye’yi yol geçeni hanı bellemişŸler çat kapı geliyorlar! Nasıl olsa dur diyen ya da diyebilecek bir irade yok karşŸılarında! Gariptir bunların gelişŸlerinde devletin tepesi bütün randevu taleplerine evet diyor. Ne dışŸişŸleri bakanı ne başŸbakan, ne cumhurbaşŸkanı…Hiç biri “yahu ne yüzle geliyorsun” diyemiyor. Hepsi terörün ve OrtadoğŸu’da yanan ateşŸin müsebbibinin ABD ve koruyucusu olduğŸu İsrail olduğŸunu gayet iyi biliyor. Ama hiçbiri “hadi ordan” demiyor, diyemiyor!
 
Niye diyemiyorlar?
 
DoğŸrusu bunun cevabını ben biliyorum. Eminim bu satırları okuyan sizler de iyi biliyorsunuz. Ama bilmeyenler için bir ipucu vereyim. Muhtar bile olamayacak noktada olanlar, siyasi yasakları bitmeden önce defalarca ABD ziyaretleri yaparsa, işŸte o ziyaret ettikleri bugün istedikleri gibi Türkiye’ye gelir, siz onların başŸ terörist olduğŸunu, küresel terörün babası olduklarını bildiğŸiniz halde sesinizi çıkaramazsınız.   Evet anladınız siz onu!  
 
Neyse konu başŸlığŸına esaslı bir dönüşŸ yapalım.  
 
BaşŸlığŸı “Türkiye parçalanmadan önce millet göreve!” diye yazdık. Maalesef bu başŸlık adım adım gerçekleşŸiyor. Bir dönem Sevr planlarını rafa kaldıranlar, artık bu planların zamanının geldiğŸini açık açık ifade ediyorlar. ܖnce güneydoğŸumuzu parçalayıp almak istiyorlar. Terör örgütünü bu nedenle iyice azdırdılar! Ama orda durmayacaklar. ܜlkenin kuzeydoğŸusunu Ermeniler istiyor. Hakeza ülkenin diğŸer Biz belki kendi geçmişŸimizi unuttuk ama onlar yüz yıllardır hayalini kurdukları Müslüman Türkiye’yi yoketmek ve sömürgeleşŸtirip köleleşŸtirmek hedeflerini unutmadı.  
 
Adım adım uçuruma gidiyoruz. ܖnümüzde maalesef tarihin en işŸbirlikçi ve şŸaşŸkın hükümeti var. Sadece laf edebiyatı ile sorunları çözeceğŸini sanan şŸaşŸkın bir hükümet. AKP Hükümeti. Türkiye bir yandan terör tehditi altında, öbür tarafından ekonomik bağŸımsızlığŸını kaybetmişŸ ve ülke insanı işŸsizlik ve borçlanma ile sindirilmişŸ, öte yandan ahlak ve maneviyatı yoketmek için her türlü senaryo uygulanıyor. Milleti millet yapan tüm unsurlar bilinçli ve sistematik bir şŸekilde darmadağŸın ediliyor.  
 
Ve bu hükümet bunlara karşŸı sessiz, vurdumduymaz, üç maymunu oynuyor.   O nedenle batısından doğŸusuna, kuzeyinden güneyine milletimiz silkinip kendine gelmeli bu hükümeti kendi selamet ve sıhhati için iktidardan uzaklaşŸtımalı.  
 
Millet kendi geleceğŸi ve huzuru için yönetime el koymalı.
 
Millet göreve! 
 
*
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
yiğit altar 2012-09-10 21:28:08

yüreğŸine sağŸlık kardeş...

Avatar
HÜSEYİN GÜNAYDIN 2012-09-10 22:21:03

BAŞLIKTA İFADE ETTİğžİM GİBİ HER İNSAN BİR DÜNYADIR,KİŞİ HAKKI OLAN SAğžLIKLI BİR DÜNYA İSTEMESİ KADAR DOğžAL OLAN HİLJ BİR ŞEY YOKTUR, FAKAT BU LAFTA DEğžİL, EYLEMDE OLMASI GEREKLİ,ARKADAN ERDEMLİLİK KENDİLİğžİNDEN DOğžAR DİYE DÜŞÜNÜYOR VE HAYDİ EYLEM İLJİN BÜYÜK BÜYÜK BİR BİRLİğžE DAVET BİZDEN İCABET ETMEK SİZDEN YARINLAR ELBET BİZİM BİZİM OLACAK İNŞALLAH DİYOR ALLAH DİYORUM:

Avatar
YASİN ELMAS 2012-09-11 10:47:28

VATAN MİLLET DİYEN PARTİLER İTTİFAK ETMELİ YOKSA AB VE AMERİKAYA EKMEYİNE YAğž SÜRERLER

Avatar
zaferhan turhan 2012-09-19 09:54:19

Öncelikle şehitlerimize rahmet, kederli ailelerine metanet, yaralılarımıza da Cenabı Allah'tan acil şifalar dilerim.
Son zamanlarda ivme kazanan terör olaylarının asıl saikinin ne olduğŸunu irdelemek her Türkiyeli yurttaşın görevidir.
Gündemi zehir eden terör olaylarının analizine bakıldığŸında, iki periyot benzerlik arz etmektedir.1990-95,2011 ve devamı süreç...
Aklımıza şöyle bir soru gelebilir mi? PKK ve sair terör örgütlerinin eylem trafiğŸinin işaret lambaları, ülkemizin mevcut düzeni (gelir adaletsizliğŸ,sosyal katmanların varlığŸı,[bir nevi kastik yapı] ) ve hükümetlerin politik argümanları mıdır acaba!
Büyük bir katılımla hayır diyeceğŸinizi duyar gibiyim.
Elbette hayır, şayet böyle bir teori terörün saiki olmuş olsaydı, ülkemizin terör profilinde çeşitlilik görülmesi gerekirdi ki böyle bir çeşitliliğŸin olmayışı, izah ettiğŸimiz terörün asıl saikinin başka beklentiler üzerine olduğŸudur.
Peki nedir bu beklentiler ?
Sevgili Trabzonlular, Müslümanlar,yurttaşlar,vatanperverler bu üç kavramın içinde kendini bulanlar, bugünlerde çok dikkatli olmalıdır.Zira; çok ama çok netameli kavşakları bol olan bir yolda yolculuk yapmaktayız.
1990-95 tarihleri arası PKK terörünün zirve olduğŸu tarihte, evrendeki gelişmeleri görmezden gelerek, yaşadığŸımız gerçekleri farkedemeyiz.70 yıllık komünist sistem çökmüş, SSCB dağŸınık vaziyettedir.Türkiye'nin, malesef diyorum, ferasetsiz yönetimi o dönem için sivilinden askerine, sahip oldukları rezervi bilmeden, eylemsiz söylem yarışına girerek, fincancı katırını ürgütmüşler, amiyane tabirle yüzü gözü şiş hale gelen bir Türkiye bırakmışlardı.Hepimiz hatırlıyoruz " Adriyatik'ten LJin Seddine" dönemin sadece söylemcileri, iç politika oportinizmini dış politikada da sürdürebileceğŸini zanneden feraset fukarası siyasilerin ağŸızlarında pelesenk olan "Adriyatik'ten LJin seddine" retoriğŸi, 1990-95 arası tüm enerjimizin teröre yöneltilerek heder edilmesinin sebebi olduğŸudur.Hiç unutmuyorum, bir tv. kanalında, Azeri bir siyaset akademisyeni, Kafkasya ve Türki cumhuriyetlerinin tam bağŸımsızlığŸı üzerine sürekli tellendirilen retorik yüklü ifadelerin kendisine sorulması üzerine, adeta yüz kasları karamp yaşarcasına " Olur mu gardaşım, olur mu, heç bu laf söylenir, bu işler gizliden olar, yavaş yavaş olar, bu niyet alenen söylenir mi "
Maalesef, bugünlerde de Washingtonlu klimatologlarca üfürülen "arap baharı" (?) (mevsimsiz esinti) neticesinde, periferide estirilen NEO OTTOMANO (Yeni Osmanlı ) retoriğŸine kapılan siyasilerimiz, aynı uygulamayla yüzleştirilmiştir.
Peki ne olmalı.Öncelikle " 0 " sorun dış politikaya derhal geri dönülmeli.Unutulmamalıdr ki, her dönüşüm değŸişimin bir finansmanı vardır.Bu teori,dünya devrim tarihlerinin hemen hepsinde aynen gerçekleşmiştir.Fransız devrimi, üç beş baldırı çıplak Jakobenin değŸil, asıl Jirondenlerin(Fransa'nın TÜSİAD'ı) devrimiydi, Rus devrimi Lenin ve ekibinin değŸil, St. Petersburg (Rusya'nın İstanbul'u) burjivazisinin desteğŸiyle gerçekleştiğŸidir.Öyle ise; makro hayalleriniz,sahip olduğŸunuz ekonomik güce enedeksli kurulmalıdır.
Yukarıdaki üç kavramla aidiyetlerini tanımlayanlara, tekrardan zinde ve diri olmalarını, gündemi göz kırpmadan takip etmelerini öneriyorum.Zira kaybolan her can, içimizi acıtmakta, heder edilen her ekonomik miktar bir yetimin bir garibanın kursağŸından eksilmekte.Ülkemin üzerine çullanmış sırtlan burjivazisinin kaybettiğŸi, ne can ne de lokma vardır...
Frangoist ilizyonla gündem işgal edilmekte,en acılı bu günümüzde dahi sporla ilgili köşe yazıları ve ana haber başlıkları geçilmekte.Trabzon yerelini fevkalde temsille gerçekleştiren OFUNNABZI gazetesini tebrik ediyorum...

banner90