Hamd Alemlerin Rabbine, Selat ve Selam Kainatın Efendisine, ailesine, dava arkadaşlarına ve ümmetin üzerine olsun.
Mülk Allah Zülcelal'indir. Onu, dilediği gibi kullanma tasarrufu yanlızca O'na aittir. Ona dilediğini varis kılar.
İnsanı halife olarak seçmiş, ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem A.S. 'ı insanlığın babası olarak var etmiş. Ona sorumluluklar yükleyerek yeryüzünü imar ve şekillendirme görevi vermiş.
Kitapsız bir hayat olamayacağından, ilk insan ve ilk Peygambere, yaşamın kurallarını ihtiva eden sahifeler göndermiştir.
Yeryüzünde asıl olan mü'minlerdir. Zalim ve kafirler, münafıklar, müşrikler ve onların düşünceleri arizidir(Sonradan ortaya çıkmıştır).
Mü'min halifedir. Her işi Rabbi adına yapma mecburiyeti vardır. Çünkü Allah Zülcelal onlara reçete göndermiştir ve böyle istemektedir. Bu çizginin dışına çıkış, sapıtma sebebi olarak beyan edilmiştir.
Artık zaman, sorumlulukları üstlenme zamanıdır. Bu konuda bir muhayyerlik yoktur. Mü'min olduğumuz halde, iyiliğin ikamesi ve şerrin def edilmesi vazifesinden asla vaz geçilemez.
İfsat edici şeytan ve onun adamlarına, düşüncesine ve düzenine karşı imanın varlığı her zaman korku ve endişe kaynağıdır. İfsat'ı rahat yapamamak ve sürekli suçluluk psikoloji ile yaşamak; bunun için her türlü gürültüyü kendi aleyhlerinde zannetmek.
Bugün yeryüzünde bozgunculuk çıkaranların bu kadar rahat hareket yapabilmesi, Müslümanlık iddiasında bulunan kimselerin Müslümanlıklarını, kimliklerdeki Müslüman kelimesinde bitirmiş olmalarıdır.
Yeryüzünü imar etme görevini, kendi dünyalarını imar etme şeklinde algılamaya başladıktan sonra tüm değerlerini kaybetmişler. Dünyalıklarına ulaşma adına kimliklerini ve şahsiyetlerini kaybetmişlerdir.
İmana ve İslâm toplumuna canlılık veren Cihad ibadeti, ibadet sınıflamasının dışında kalınca; zilleti, mahkumiyeti ve emir alarak yaşamayı, izzet! olarak algılamaya başladık.
Amerika'ya, Avrupa'ya, israil'e sormadan birşeyler yapabilmeyi, bir fitne hareketi olarak algılamaya başladık.
Aramızda Allah Züclelal'in kitabı ve Efendimizin (S.A.V.) sünneti varken, yaptığımız veya yapacağımız işlerin Avrupa Birliği ve NATO kriterlerine uyup uymadığını bilinç altına bir iman! olarak yerleştirmeye başladık.
Yönümüzü ve kıblemizi Allah Zülcelal'e dönmeden kurtuluş beklemek, tren yolunun olmadığı bir istasyonda tren beklemeye benzer!!!
Her türlü müşküllerimizi iman ve onun ilkelerinde aramak zorundayız. Çünkü Mülkün sahibi böyle istemektedir.
Ya kulluk yada Zillet!
gerçekten çok güzel bir yazı.köşe yazısını okuyunca verilen mesajlar her müslüman ve müminin kulağına küpe olmalı izlenimini verirken bir tavsiye öğüt niteliğinde akıcı ve çok anlamlı olması en güzel yanı.